Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, öğretmen atamalarına sayının artırılması taleplerine ilişkin, "Her yıl 40 bin kişi mezun oluyor, ortalama 15 bin kişi emekli oluyor. Bunun bir döngüsü var. Bütçe imkanları çerçevesinde dikkat ederseniz kamunu toplam kadrosunun en büyüğünü her zaman Milli Eğitim alır. Bu sene de Milli Eğitim alıyor. Bu bizim için yeterli değil, daha fazlasına ihtiyacımız var." dedi.
Bakan Selçuk, CNN Türk'te canlı yayınlanan Tarafsız Bölge adlı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.Bazı özel okulların haftanın 5 tam günü eğitim verdiğine ilişkin kamuoyundaki bilgileri değerlendiren Selçuk, "Hiçbir okulun böyle bir inisiyatifi yok. Bununla ilgili bize bazı şikayetler var. Bu bir soruşturma konusu. Bunlar, okulların kendilerinin alacağı kararlar değil. İl hıfzıssıhha kurullarının, valiliklerin, Milli Eğitim Bakanlığının genel şemsiyesi çerçevesinde alacakları karar. Kabine kurulunun da ön gördüğü şekilde bu böyle olacak. Bunu yapan okul varsa ki somut şikayetler var. Bugün orta Anadolu'da bir ilimizden böyle bir şey geldi ve valimiz bununla ilgili hemen tedbir aldı." ifadelerini kullandı.Selçuk, okulların açılma tarihinin 1 Mart'tan 2 Mart'a alınmasına ilişkin ise şunları kaydetti:"Bu çok dinamik bir süreç ve Sağlık Bakanlığının iller düzeyinde şu haritayı ortaya koyması, 'Hemen oturduk da harita yaptık.' biçiminde yapılan bir şey değil. Çok dinamik bir süreç. Bazı illerdeki ani artışlar, yeni bir değerlendirmeyi ortaya koydu. Bu ani artışlar, tabii ki önceden ön görülemeyebilir, ön görülebilir. Haritanın oluşturulması için pazar gününün verisine ihtiyaç olduğu noktasında o haftanın 7 günlük değerlendirmesinde yeni bazı durumlar ortaya çıktı. O yüzden de Sağlık Bakanlığı da ister istemez bunu sonucunu görerek, değerlendirmek istedi."Karnelerin verilmesiBakan Selçuk, okulların 2 Temmuz'a kadar eğitim vermesine yönelik çalışmaların ardından, karnelerin ne zaman verileceğine dair oluşan soru işaretlerine açılık getirdi.Karnelerin belirli bir tarihi olduğunu dile getiren Selçuk, "Örneğin lise veya ortaokul öğrencilerinin nisan sonunda notlarının tamamlanmasını bekleriz. Ondan sonra karneyle ilgili çalışmalar başlar. Liselerde daha karne vermedik. Bu duruma göre nasıl bir ihtiyaç doğarsa, şunu net söylemem lazım. 'Önceden bir şey söylüyoruz da bunu asla değiştirmiyoruz.' gibi bir durumumuz yok. Karnenin tarihini de ona göre düzenleriz. Duruma bir bakmamız lazım. Süreci izlememiz lazım. Vakalara ilişkin tabloda çok daha farklı bir durum ortaya çıkacak ve biz yeniden kararlarımızı yeniden gözden geçirmek durumunda kalacağız." diye konuştu.Selçuk, karnelerin 1-2 hafta önce veya sonra verilmesinin kendileri açısından çok büyük problem olmadığını dile getirerek, "Bizde üniversite sınavını kazanmış fakat geçen sene lise mezuniyetinin notlarıyla ilgili sorumluluk dersi olduğu için henüz daha karnesini alamamış binlerce çocuk var." dedi.Bakan Selçuk, "Bir nesil kayıp gibi iddialar da var. Gerçekten öyle bir risk var mı? Geçen yıl veya bu yıl okula yeni başlayan çocuklar okumayı, yazmayı öğrendiler mi?' sorusunu yanıtladı.Kendisinin de en büyük meraklarından birinin de bu konu olduğunu dile getiren Selçuk, şu değerlendirmelerde bulundu:"Okul okul, sınıf sınıf dolaşıyorum. İlkokul 1'lerin okumasıyla ilgili öğretmenlerimizin başlangıçta bir inancı yoktu. Meslektaşlarım, beraberiz, onların adına da rahatlıkla söylüyorum. 'Bu olmaz.' diyorlardı. 'Uzaktan okuma olmaz, biz yapamayız bunu.' diyorlardı. Zaman geçti, ocaktan itibaren inanılmaz bir şey oldu, mesafe aldılar. Şimdi, diyorlar ki 'Okumayı kesinlikle hallettik, yazmada bazı sorunlarımız var.' diyorlar. Benim gördüğüm şey bu. Yazma biraz daha bire bir çalışmayı, geri bildirim vermeyi gerektiren bir durum. 'Onu da yüz yüze başladığında hallederiz.' diyorlar. Ben deneme yapıyorum. Sınıflara giriyorum. 'Kuzum okur musun?' diyorum. Emin olun, çok güzel okuyorlar."- Öğretmen atamalarıMilli Eğitim Bakanı Selçuk, konuşmasının devamında öğretmen atamaları hakkında bilgiler verdi.Milli Eğitim Bakanlığı olarak her zaman daha çok atama sayısını tercih ettiklerini ve bunun için çalıştıklarını aktaran Selçuk, "Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilen kadro kullanım izninin artırılmasını istiyoruz. Bunu kabine toplantılarında da talep ediyoruz. Maliyeyle olan görüşmelerimizde de... Bunun kararı sadece Milli Eğitim Bakanlığına ait bir karar değil. Bütçe imkanlarıyla ilgili bir konu bu. Her bakanlığa bir kadro kullanım izni veriliyor." ifadelerini kullandı.Selçuk, kamuoyu gündemindeki "pedagojik formasyon" konusuna ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Öğretmenlik meslek bilgisine ilişkin öğretmenlik sınavını kazananlara 1 yıl süren eğitimleri olduğunu dile getiren Selçuk, şöyle devam etti:"Bu eğitimi Milli Eğitim Bakanlığı kazananlara ücretsiz verecek. Yüz binlerce şu anda pedagojik formasyon belgesi olan öğretmenlerimiz var. Sadece 2020'de 439 bin kişi eğitim bilimlerinde KPSS'ye girdi. Her sene eğitim fakülteleri ortalama 40 bin mezun veriyor. Türkiye'nin öğretmen ihtiyacı, okul sayısı, nüfusu belli. Bizim şu andaki gibi 500-600 bin... Öğretmen olmak isteyenleri almamız zaten mümkün değil. Her yıl 40 bin kişi mezun oluyor, ortalama 15 bin kişi emekli oluyor. Bunun bir döngüsü var. Bütçe imkanları çerçevesinde dikkat ederseniz kamunu toplam kadrosunun en büyüğünü her zaman Milli Eğitim alır. Bu sene de Milli Eğitim alıyor. Bu bizim için yeterli değil, daha fazlasına ihtiyacımız var. Yaklaşık 74 bin civarında bir açık görülüyor. Geçen sene alınan 40 bin vardı, ondan önce alınan 40 bin vardı. Onlardan önce 100 binin üzerindeydi sayı ama şimdi 70 civarında bir açık var. Şimdi 20 bin daha gelecek. Yine açık kalacak. Onu da ücretli öğretmenler vasıtasıyla kapatabiliyoruz. Onların desteği bizim için çok önemli. Onlarla ilgili de birtakım planlamalar var. Planlamayla ilgili bir çalışma bu formasyon konusu. 2021 Ocak ayına kadar formasyon almış yüz binlerce meslektaşımız var. Bunların tamamının formasyonu geçerli, fakat bundan sonrasında eğitim fakültelerinde zaten öğretmen yetiştiren bir kuruluş olduğu için çocuklara yönelik gelişim ve öğrenme psikolojisine yönelik bazı dersler işin doğası gereği var. Formasyonun ötesinde. Üniversiteler şu anda hazırlıktalar. Tezsiz yüksek lisans programları açacaklar."
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ara tatille ilgili "15 Şubat'taki iki haftayı üç hafta yaptık. Yani bu ara tatili alarak oraya ekledik ve bir ara tatilden ziyade hatta okulun uzatılmasıyla ilgili de planlamalarımız var. Bizim okullarımız seminer dönemi dahil, 2 Temmuz'da bitiyor ama öğrenciler ondan önceki haftalarda bırakıyorlar. Ama bu sefer öğrencilerimizi 2 Temmuz'a kadar okulda tutmakla ilgili planlama çalışmaları var. ara tatil yok." dedi.İllerdeki tablonun değişmesi halinde kapatma kararlarına ilişkin bir soru üzerine Selçuk, buna ilin hıfzıssıhha kurulunun genel tabloya bakarak karar vereceğini, otomatik kapanma diye bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.Selçuk, "Tablo içerisinde 'Bunu şu kadar kontrol edebiliriz, edemeyiz, tamamen her şeyi kapatalım.' gibi bir karar da alabilir bazı valilerimizin aldığı gibi." ifadelerini kullandı.İl Milli Eğitim Müdürlerinin illerin hıfzıssıhha kurulunun içerisinde yer aldığını aktaran Selçuk, yüz yüze sınavlara ilişkin soru üzerine, şu yanıtı verdi:"Gençler haklıdır. Bir defa öyle bakmak lazım meseleye. Yani biz eğitim bilimi alanında çalışan insanlar olarak gençler, çocuklar bir tepkide bulunduğunda ya da bir şeyi göstermeye çalıştığında onu suçlamak değil, anlamakla meşgul olan insanlarız. Niye söylediği, nasıl bir ihtiyaçtan dolayı ortaya çıktığına bakarız. Biz bağımsız bir araştırma kuruluşuna yaptırdığımız çalışmada, kendi çalışmamız da var ama başka bağımsız kuruluşların çalışmalarını da çok önemsiyoruz, öğrencilerin yüzde 77'sinin bu sınavla ilgili bir iptal istemi yok. Ailelerin de öğretmenlerin de benzer oranda 'muhakkak sınava girmeliler' şeklinde bir genel görüşleri var. Önce bu büyük çerçeveyi paylaşmak isterim. İkincisi şu, bizim lise öğrencilerimizin yüzde 40'ından fazlası bu sınava yüz yüze girdi, birinci dönem girdi. Yani yüzde 55-60'ına yakını da girmedi. Bizim bir denge tutturmamız gerekiyor. Bir grup 'Biz girdik de onlar niye girmiyor?' hukuksal birtakım sıkıntılar ya da 'Yüz yüze olsaydı daha yüksek alırdım.' ya da 'Uzaktan olsaydı daha düşük alırdım.' 'Benim notum düşük oldu, haksızlık olduğu gibi.' daha önce yaşadığımız bir sürü problemler var, hukuksal, eğitimsel sorunlar var. Şu anda ilk okullar devam ediyor mu, ediyor. Köy okullarını 15 Şubat'ta açtık. DYK'lar 31 Ağustos'tan beri devam ediyor ve liseliler okula gidiyorlar. Toplamda 1 milyona yakın sınav öğrencisi var DYK'ya katılan. Onun dışında orta okullar, liseler, okula renklere göre okula devam ediyorlar. Eğer biz tamamen her şeyi durdurursak çocuklarda EBA'da yüzde 90'ın üzerinde bir geri çekilme oluyor. Her şeyi bırakıyorlar ve artık ilgilenmiyorlar. Bu çocuklarımız geleceğe dönük olarak biz eğer orta vadede çözümler bulmazsak ya da planlamalar yapmazsak emin olun bu 5 senelik döngüyü olumsuz etkileyecek bir durum. 9'da hiç ders görmeyen bir çocuk 10'uncu sınıfı yapamaz. Bunlar sarmal, ardışık konular."Okul başarı puanıOkul başarı puanının bu yıla özel olarak kaldırılması yönünde taleplerin olduğunun belirtilmesi üzerine Bakan Selçuk, "LGS'ye ilişkin olarak şunu söyleyebilirim; bizim yaptığımız çalışmalar şunu gösteriyor, bir öğrencinin normal dönemde çalışma disiplini, alışkanlığı neyse uzaktan eğitim döneminde de aşağı yukarı onu gösteriyor. Bunu şunun için söylüyorum, çocukların bu tür durumlarla ilgili etkilenmeleri istatistiksel olarak manidar dediğimiz bir çerçevede çok büyük farklılıklar oluşturmuyor." diye konuştu.Öğrencilerin öğretmenleri tarafından tanındığını dile getiren Selçuk, şu anda bir kılavuz hazırlığı içerisinde olduklarını, Eğitim Bilim Kurulu'nun buradan bir görüş ortaya çıktığını, kılavuz yayınlandığında ayrıntıların görülebileceğini aktardı.Bakan Selçuk, bu yıl öğrencilerin sınavda iki dönemden de sorumlu tutulmasına ilişkin bir soru üzerine, geçen yıl mart ayında okullar kapandığında ellerinde hiçbir şey olmadığını ancak şu anda EBA, DYK kursları, hafta sonu sınav gruplarına özel iki kanalda ders anlatımı, öğrencinin kendi öğretmeninden canlı ders alma imkanı, EBA Destek Merkezi, Akademik Destek Yazılımı, video kütüphanesi gibi öğrencinin ulaşabileceği birçok imkanın bulunduğunu dile getirdi.Selçuk, geçen sene bu imkanların hiçbirinin olmadığını, bu yıl ise birçok imkan bulunduğunu ve öğrencilerin iki dönemden de sorumlu tutulduğunu aktardı.LGS sorularının kısalıp, kısalmayacağı yönündeki soruya da Bakan Selçuk, LGS için çıkan örnek soruların geneline bakıldığında paragraf sorularının çok azaldığının fark edileceğini belirtti. Selçuk, bu seneye has olmak üzere dil bilgisinden soru sormayacaklarını, daha çok akıl yürütme, muhakeme, tahmin becerisi gibi beceriler üzerinden soru sorulacağını ifade etti.Selçuk, "Bu sınavda okuduğunu anlamayı çok önemsiyoruz. Bunu ölçeceğiz. Eğer okuduğunu anlama becerisi yüksekse kitap okuması çok fazladır. Bu tür soruların geçen seneye göre çok çok azaldığını görecekler." diye konuştu.İki yıldır uluslararası taksonomi kullandıklarını, bunların PISA ve TIMSS sınavlarında olan standartlar olduğunu aktaran Selçuk, bu standartların da ezberi gerektirmediğini söyledi.Okuduğunu anlama noktasında bütün şehirlerde okuma kampanyalarının başladığını ve bu konunun çok öne çıktığını dile getiren Bakan Selçuk, "Biz geçen sene PISA'da, bu sene TIMSS'te birden bire büyük bir başarı elde ettik ve bunu uluslararası kuruluşlar da onaylayıp da söylediği için rahat konuşuyoruz, bunu daha da ileriye taşıyacağız. Niye, bu alt yapı çalışmalarımızdan dolayı. Önümüzde yeni müjdeler var uluslararası verilerle ilgili. Onlar da gelecek yakında inşallah. Bunu yapabildiğimizi göstermiş olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz ve daha ileri taşıyacağız, veriler onu gösteriyor." değerlendirmesini yaptı.Selçuk, "Özel okul ile devlet okulu arasında eşitsizlik var mı yok mu? Ya da varsa ortadan nasıl kaldırabilirsiniz?" şeklindeki soruya da "2023 eğitim vizyon dokümanında bizim söylediğimiz bir şey var. Türkiye'de okullar arasındaki öğrenme ve imkan farkı yüksek. Diyelim ki AB ortalamasına göre ciddi bir yükseklik var bizde. Yani birinde yüzde 10'ların altında, birinde yüzde 70'e yakın bir fark var. Bu fark kapanmadıkça sınav temelli bir sistem ortadan kalkmaz. Yani okulların imkanlarının ve öğrenme farklarının azaltılması lazım." yanıtını verdi.Bu kapsamda yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi veren Selçuk, şöyle devam etti:"Alttakini ortaya çekerek bir baz oluşturma amacımız var. Baz oluşmadan kalite konuşulmaz. Önce baz oluşacak, ondan sonra kaliteden söz edeceğiz. Özel ve devlet okullarının farkı ya da devlet okullarının kendi arasındaki farkına baktığımızda, bu aslında genel sosyoekonomik durumundan farklı bir durum değil. Bu 10, 30, 50 sene önce de, salgın öncesinde de salgında da bu böyle. Küresel salgın eşitsizliğin azalmasına hizmet etti. Şundan dolayı, bir çocuk isterse gerçekten çok kaynak var. Çalışmak isterse... Burada şunu sormak lazım, mesela bilgisayarı olduğunu bildiğimiz, evinin ortamının belli standartların üzerinde olduğunu bildiğiniz ama 'canım istemiyor' diyerek derse katılmayan milyonlarca çocuk var. İmkan olduğu halde katılmayan çocuklarımız da var. İmkan bulamayanları geçen sene mart ayında ilk ben söyledim. '1,5 milyon çocuğumuzun yarısına yakınının televizyon, bilgisayar sorunu var' dedim ki onların tamamını hallettik. Şu anda televizyon sorunu yok, bilgisayar sorunu olan kısmen hala var. 740 küsur bin, 25 GB internet de var. Bunu daha da artıracağız.""Ara tatil yok"MEB Bakanı Ziya Selçuk, nisan ayında bir ara tatil verilip verilmeyeceğine yönelik soru üzerine, "15 Şubat'taki iki haftayı üç hafta yaptık. Yani bu ara tatili alarak oraya ekledik ve bir ara tatilden ziyade hatta okulun uzatılmasıyla ilgili de planlamalarımız var. Bizim okullarımız seminer dönemi dahil, 2 Temmuz'da bitiyor ama öğrenciler ondan önceki haftalarda bırakıyorlar. Ama bu sefer öğrencilerimizi 2 Temmuz'a kadar okulda tutmakla ilgili planlama çalışmaları var. Ara tatil yok." diye konuştu.Aslında desteklemeyi, telafiyi zaten süreçte yaptıklarını, destekleme ve yetiştirme kurslarını hep açık tutmalarının aslında bir telafi olduğunu aktaran Selçuk, "Biz her bir öğrencinin durumunun ne olduğunu, canlı derse katılımını ya da çeşitli ödevlere olan yaklaşımını, süreçteki birtakım özelliklerini, geçmişteki notlarını bunların hepsini biliyoruz." ifadelerini kullandı.Eksiği olan öğrenciyi belirlediklerini ve öğretmenlerin o çocuklara özel ders verdiğini, bunun bir tamamlama çalışması olduğunu ifade eden Selçuk, yazın kritik gruplara özel kamplar düzenleneceğini aktardı."TED'in okula dönüş kampanyasında 10 yaş altının eğitim kaybının kapatılması neredeyse imkansız deniliyor. 10 yaş altına özel sınıf geçirmek değil ama müfredat değişikliğiyle yeni bir programa gidilmesi öneriliyor." şeklindeki soruya Bakan Selçuk şu yanıtı verdi:"Bu tür teorik çalışmalar ya da tartışmalar çok fazla. Pratiğe baktığımızda bizim bitmiş, basılmış olan kitaplarımız var. Yeni hazırladık ama kamuoyuyla henüz paylaşmadık. Her bir kitap, diyelim ki siz 3'e gidiyorsunuz 3. sınıfın kitabı 2. sınıfın kritik kazanımlarından başlıyor. Biz bu konularda bazı kazanımları kritik görürüz. Eğer o temel kazanımları almazsan bir üst sınıfı yapamazsın, diğerleri onun tamamlayıcısıdır. Bunların haritasını çıkardık. Hangi kazanımlar kritiktir? Bu haritaları çıkardıktan sonra bu kitaplarımızı her bir öğrenci ve öğretmenimize vereceğiz. Öğretmen mesela 'Siz 5'e gidiyorsunuz ama 4'ün kritik kazanımlarını gözden geçireceğiz, acaba siz 5'e hazır mısınız?' diyecek, dolayısıyla biz bunu yapmış durumdayız. Hazırlıklarımız tamamlandı."Öte yandan yüz yüze sınava katılamayan öğrencilerin sınıfta kalıp kalmayacağının sorulması üzerine Bakan Selçuk, öğrencilerin tekrar sınavlarına girebileceğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ara tatille ilgili "15 Şubat'taki iki haftayı üç hafta yaptık. Yani bu ara tatili alarak oraya ekledik ve bir ara tatilden ziyade hatta okulun uzatılmasıyla ilgili de planlamalarımız var. Bizim okullarımız seminer dönemi dahil, 2 Temmuz'da bitiyor ama öğrenciler ondan önceki haftalarda bırakıyorlar. Ama bu sefer öğrencilerimizi 2 Temmuz'a kadar okulda tutmakla ilgili planlama çalışmaları var. ara tatil yok." dedi.İllerdeki tablonun değişmesi halinde kapatma kararlarına ilişkin bir soru üzerine Selçuk, buna ilin hıfzıssıhha kurulunun genel tabloya bakarak karar vereceğini, otomatik kapanma diye bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.Selçuk, "Tablo içerisinde 'Bunu şu kadar kontrol edebiliriz, edemeyiz, tamamen her şeyi kapatalım.' gibi bir karar da alabilir bazı valilerimizin aldığı gibi." ifadelerini kullandı.İl Milli Eğitim Müdürlerinin illerin hıfzıssıhha kurulunun içerisinde yer aldığını aktaran Selçuk, yüz yüze sınavlara ilişkin soru üzerine, şu yanıtı verdi:"Gençler haklıdır. Bir defa öyle bakmak lazım meseleye. Yani biz eğitim bilimi alanında çalışan insanlar olarak gençler, çocuklar bir tepkide bulunduğunda ya da bir şeyi göstermeye çalıştığında onu suçlamak değil, anlamakla meşgul olan insanlarız. Niye söylediği, nasıl bir ihtiyaçtan dolayı ortaya çıktığına bakarız. Biz bağımsız bir araştırma kuruluşuna yaptırdığımız çalışmada, kendi çalışmamız da var ama başka bağımsız kuruluşların çalışmalarını da çok önemsiyoruz, öğrencilerin yüzde 77'sinin bu sınavla ilgili bir iptal istemi yok. Ailelerin de öğretmenlerin de benzer oranda 'muhakkak sınava girmeliler' şeklinde bir genel görüşleri var. Önce bu büyük çerçeveyi paylaşmak isterim. İkincisi şu, bizim lise öğrencilerimizin yüzde 40'ından fazlası bu sınava yüz yüze girdi, birinci dönem girdi. Yani yüzde 55-60'ına yakını da girmedi. Bizim bir denge tutturmamız gerekiyor. Bir grup 'Biz girdik de onlar niye girmiyor?' hukuksal birtakım sıkıntılar ya da 'Yüz yüze olsaydı daha yüksek alırdım.' ya da 'Uzaktan olsaydı daha düşük alırdım.' 'Benim notum düşük oldu, haksızlık olduğu gibi.' daha önce yaşadığımız bir sürü problemler var, hukuksal, eğitimsel sorunlar var. Şu anda ilk okullar devam ediyor mu, ediyor. Köy okullarını 15 Şubat'ta açtık. DYK'lar 31 Ağustos'tan beri devam ediyor ve liseliler okula gidiyorlar. Toplamda 1 milyona yakın sınav öğrencisi var DYK'ya katılan. Onun dışında orta okullar, liseler, okula renklere göre okula devam ediyorlar. Eğer biz tamamen her şeyi durdurursak çocuklarda EBA'da yüzde 90'ın üzerinde bir geri çekilme oluyor. Her şeyi bırakıyorlar ve artık ilgilenmiyorlar. Bu çocuklarımız geleceğe dönük olarak biz eğer orta vadede çözümler bulmazsak ya da planlamalar yapmazsak emin olun bu 5 senelik döngüyü olumsuz etkileyecek bir durum. 9'da hiç ders görmeyen bir çocuk 10'uncu sınıfı yapamaz. Bunlar sarmal, ardışık konular."Okul başarı puanıOkul başarı puanının bu yıla özel olarak kaldırılması yönünde taleplerin olduğunun belirtilmesi üzerine Bakan Selçuk, "LGS'ye ilişkin olarak şunu söyleyebilirim; bizim yaptığımız çalışmalar şunu gösteriyor, bir öğrencinin normal dönemde çalışma disiplini, alışkanlığı neyse uzaktan eğitim döneminde de aşağı yukarı onu gösteriyor. Bunu şunun için söylüyorum, çocukların bu tür durumlarla ilgili etkilenmeleri istatistiksel olarak manidar dediğimiz bir çerçevede çok büyük farklılıklar oluşturmuyor." diye konuştu.Öğrencilerin öğretmenleri tarafından tanındığını dile getiren Selçuk, şu anda bir kılavuz hazırlığı içerisinde olduklarını, Eğitim Bilim Kurulu'nun buradan bir görüş ortaya çıktığını, kılavuz yayınlandığında ayrıntıların görülebileceğini aktardı.Bakan Selçuk, bu yıl öğrencilerin sınavda iki dönemden de sorumlu tutulmasına ilişkin bir soru üzerine, geçen yıl mart ayında okullar kapandığında ellerinde hiçbir şey olmadığını ancak şu anda EBA, DYK kursları, hafta sonu sınav gruplarına özel iki kanalda ders anlatımı, öğrencinin kendi öğretmeninden canlı ders alma imkanı, EBA Destek Merkezi, Akademik Destek Yazılımı, video kütüphanesi gibi öğrencinin ulaşabileceği birçok imkanın bulunduğunu dile getirdi.Selçuk, geçen sene bu imkanların hiçbirinin olmadığını, bu yıl ise birçok imkan bulunduğunu ve öğrencilerin iki dönemden de sorumlu tutulduğunu aktardı.LGS sorularının kısalıp, kısalmayacağı yönündeki soruya da Bakan Selçuk, LGS için çıkan örnek soruların geneline bakıldığında paragraf sorularının çok azaldığının fark edileceğini belirtti. Selçuk, bu seneye has olmak üzere dil bilgisinden soru sormayacaklarını, daha çok akıl yürütme, muhakeme, tahmin becerisi gibi beceriler üzerinden soru sorulacağını ifade etti.Selçuk, "Bu sınavda okuduğunu anlamayı çok önemsiyoruz. Bunu ölçeceğiz. Eğer okuduğunu anlama becerisi yüksekse kitap okuması çok fazladır. Bu tür soruların geçen seneye göre çok çok azaldığını görecekler." diye konuştu.İki yıldır uluslararası taksonomi kullandıklarını, bunların PISA ve TIMSS sınavlarında olan standartlar olduğunu aktaran Selçuk, bu standartların da ezberi gerektirmediğini söyledi.Okuduğunu anlama noktasında bütün şehirlerde okuma kampanyalarının başladığını ve bu konunun çok öne çıktığını dile getiren Bakan Selçuk, "Biz geçen sene PISA'da, bu sene TIMSS'te birden bire büyük bir başarı elde ettik ve bunu uluslararası kuruluşlar da onaylayıp da söylediği için rahat konuşuyoruz, bunu daha da ileriye taşıyacağız. Niye, bu alt yapı çalışmalarımızdan dolayı. Önümüzde yeni müjdeler var uluslararası verilerle ilgili. Onlar da gelecek yakında inşallah. Bunu yapabildiğimizi göstermiş olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz ve daha ileri taşıyacağız, veriler onu gösteriyor." değerlendirmesini yaptı.Selçuk, "Özel okul ile devlet okulu arasında eşitsizlik var mı yok mu? Ya da varsa ortadan nasıl kaldırabilirsiniz?" şeklindeki soruya da "2023 eğitim vizyon dokümanında bizim söylediğimiz bir şey var. Türkiye'de okullar arasındaki öğrenme ve imkan farkı yüksek. Diyelim ki AB ortalamasına göre ciddi bir yükseklik var bizde. Yani birinde yüzde 10'ların altında, birinde yüzde 70'e yakın bir fark var. Bu fark kapanmadıkça sınav temelli bir sistem ortadan kalkmaz. Yani okulların imkanlarının ve öğrenme farklarının azaltılması lazım." yanıtını verdi.Bu kapsamda yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi veren Selçuk, şöyle devam etti:"Alttakini ortaya çekerek bir baz oluşturma amacımız var. Baz oluşmadan kalite konuşulmaz. Önce baz oluşacak, ondan sonra kaliteden söz edeceğiz. Özel ve devlet okullarının farkı ya da devlet okullarının kendi arasındaki farkına baktığımızda, bu aslında genel sosyoekonomik durumundan farklı bir durum değil. Bu 10, 30, 50 sene önce de, salgın öncesinde de salgında da bu böyle. Küresel salgın eşitsizliğin azalmasına hizmet etti. Şundan dolayı, bir çocuk isterse gerçekten çok kaynak var. Çalışmak isterse... Burada şunu sormak lazım, mesela bilgisayarı olduğunu bildiğimiz, evinin ortamının belli standartların üzerinde olduğunu bildiğiniz ama 'canım istemiyor' diyerek derse katılmayan milyonlarca çocuk var. İmkan olduğu halde katılmayan çocuklarımız da var. İmkan bulamayanları geçen sene mart ayında ilk ben söyledim. '1,5 milyon çocuğumuzun yarısına yakınının televizyon, bilgisayar sorunu var' dedim ki onların tamamını hallettik. Şu anda televizyon sorunu yok, bilgisayar sorunu olan kısmen hala var. 740 küsur bin, 25 GB internet de var. Bunu daha da artıracağız.""Ara tatil yok"MEB Bakanı Ziya Selçuk, nisan ayında bir ara tatil verilip verilmeyeceğine yönelik soru üzerine, "15 Şubat'taki iki haftayı üç hafta yaptık. Yani bu ara tatili alarak oraya ekledik ve bir ara tatilden ziyade hatta okulun uzatılmasıyla ilgili de planlamalarımız var. Bizim okullarımız seminer dönemi dahil, 2 Temmuz'da bitiyor ama öğrenciler ondan önceki haftalarda bırakıyorlar. Ama bu sefer öğrencilerimizi 2 Temmuz'a kadar okulda tutmakla ilgili planlama çalışmaları var. Ara tatil yok." diye konuştu.Aslında desteklemeyi, telafiyi zaten süreçte yaptıklarını, destekleme ve yetiştirme kurslarını hep açık tutmalarının aslında bir telafi olduğunu aktaran Selçuk, "Biz her bir öğrencinin durumunun ne olduğunu, canlı derse katılımını ya da çeşitli ödevlere olan yaklaşımını, süreçteki birtakım özelliklerini, geçmişteki notlarını bunların hepsini biliyoruz." ifadelerini kullandı.Eksiği olan öğrenciyi belirlediklerini ve öğretmenlerin o çocuklara özel ders verdiğini, bunun bir tamamlama çalışması olduğunu ifade eden Selçuk, yazın kritik gruplara özel kamplar düzenleneceğini aktardı."TED'in okula dönüş kampanyasında 10 yaş altının eğitim kaybının kapatılması neredeyse imkansız deniliyor. 10 yaş altına özel sınıf geçirmek değil ama müfredat değişikliğiyle yeni bir programa gidilmesi öneriliyor." şeklindeki soruya Bakan Selçuk şu yanıtı verdi:"Bu tür teorik çalışmalar ya da tartışmalar çok fazla. Pratiğe baktığımızda bizim bitmiş, basılmış olan kitaplarımız var. Yeni hazırladık ama kamuoyuyla henüz paylaşmadık. Her bir kitap, diyelim ki siz 3'e gidiyorsunuz 3. sınıfın kitabı 2. sınıfın kritik kazanımlarından başlıyor. Biz bu konularda bazı kazanımları kritik görürüz. Eğer o temel kazanımları almazsan bir üst sınıfı yapamazsın, diğerleri onun tamamlayıcısıdır. Bunların haritasını çıkardık. Hangi kazanımlar kritiktir? Bu haritaları çıkardıktan sonra bu kitaplarımızı her bir öğrenci ve öğretmenimize vereceğiz. Öğretmen mesela 'Siz 5'e gidiyorsunuz ama 4'ün kritik kazanımlarını gözden geçireceğiz, acaba siz 5'e hazır mısınız?' diyecek, dolayısıyla biz bunu yapmış durumdayız. Hazırlıklarımız tamamlandı."Öte yandan yüz yüze sınava katılamayan öğrencilerin sınıfta kalıp kalmayacağının sorulması üzerine Bakan Selçuk, öğrencilerin tekrar sınavlarına girebileceğini söyledi.