Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, beşeri sermayeye önem verdiklerini dile getirerek, "Teknoloji tabanlı girişimcilik, yeşil dönüşüm ve dijitalleşme gibi alanlara odaklanarak ülkemizin rekabet gücünü artırmak için kararlılıkla ilerliyoruz." dedi.Türkiye’nin rekabet gücünü artırmak ve sektörlerin gelişimine katkı sunmak amacıyla faaliyet gösteren Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından düzenlenen Rekabet Kongresi, "Rekabet, Eğitim ve Teknoloji" ana temasıyla gerçekleştirildi.Üyesi olan 50 sektörel dernek üzerinden 34 sektörde faaliyet gösteren 13 bin işletme ve iş insanına hitap eden SEDEFED’in 20’nci yılının da kutlandığı kongre, Türkiye’nin alanında ilk ve tek kongresi olma özelliği taşıyor. Bu yıl 16’ncı kez düzenlenen rekabetçiliğin artmasında eğitim ve teknolojinin önemine dikkat çekildi.Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, bu yıl ana tema olarak eğitim ve teknolojinin seçilmesinin son derece isabetli olduğunu, ülkelerin rekabetçiliğinin öne çıkan unsurlarının başında eğitim ve teknolojinin geldiğini ifade etti.Teknolojik ürünleri üretmek dışında teknolojiyi yerli ve milli imkanlarla üretmenin ve insan kaynağını daha nitelikli hale getirmenin önemine dikkati çeken Dönmez, "Bu alanda atılacak adımların ülkemize ve ülke insanımıza çok daha refah getireceğinden hiç kimsenin şüphesi yoktur." diye konuştu.Dönmez, beşeri sermayeye önem verdiklerini belirterek, "Teknoloji tabanlı girişimcilik, yeşil dönüşüm ve dijitalleşme gibi alanlara odaklanarak ülkemizin rekabet gücünü artırmak için kararlılıkla ilerliyoruz." açıklamasını yaptı.Yakın zamanda başlatılan HIT-30 Programı ile Türkiye'nin 2030 yılına kadar yüksek teknoloji üretiminde küresel bir merkez olmasını hedeflediklerini kaydeden Dönmez, "HIT-30 kapsamında, yarı iletkenler, mobilite, yeşil enerji, ileri imalat, sağlıklı yaşam, dijital teknolojiler, haberleşme ve uzay şeklinde tanımlanan yedi ana sektörde ve değer zincirini tamamlayıcı yatırımlarda öncelikli yatırım konularını farklı araçlarla destekliyor olacağız." değerlendirmesinde bulundu.Dönmez, gençlerin teknoloji çağının gereklilikleriyle donatılması gerektiğine işaret ederek, "Bu bağlamda, eğitim sistemimizin yenilikçi, teknoloji odaklı ve yaşam boyu öğrenmeyi teşvik eden bir yapıda olması büyük önem arz ediyor." ifadelerini kullandı.- "Teknolojik yenilikler ve jeopolitik dalgalanmaların etkisiyle ülkeler arasında yeni bir güç dengesi oluşuyor"Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez de cumhuriyetin değerlerini küresel ölçekte bir avantaja dönüştürmek için eğitimde nitelikli insan kaynağını artırmak, teknolojiyi üretimin merkezine koymak ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyen politikalar geliştirmek gerektiğini dile getirdi.Sönmez, teknolojik yenilikler ve jeopolitik dalgalanmaların etkisiyle ülkeler arasında yeni bir güç dengesinin oluştuğunu belirterek, "Türkiye’nin bu tabloda lider ülkeler arasında yer alması, bugünden başlayarak atacağımız stratejik adımlara, fırsatları yakalayabilmesi ise üçüz dönüşümde proaktif bir liderlik sergilemesine bağlıdır. Ancak orta gelir tuzağından çıkarak küresel rekabette daha güçlü bir ülke olmamızın önünde bazı zorluklar bulunuyor. Bunların başında da enflasyon geliyor. Merkez Bankası’nın sıkı para politikaları, bu konuda olumlu bir etki yaratmış olsa da yapısal reformlar olmadan sürdürülebilir bir başarı mümkün değildir. Eğitimde dönüşüm, kayıt dışı ekonominin kontrol altına alınması ve finansal sistemin güçlendirilmesi, rekabet gücümüzü artıracak önemli alanlardır." ifadelerini kullandı.Makroekonomik hedeflerin hayata geçirilmesinin hükümet ve iş dünyasının etkin işbirliğiyle mümkün olabileceğini aktaran Sönmez, bunun gerçekleşmesi için de özel sektörün karşılaştığı üretim maliyetleri, döviz kuru dalgalanmaları, finansmana erişim gibi temel sorunların çözülmesi gerektiğini kaydetti.- "Merkez Bankasının sıkı para politikasının devam ettirilmesiyle enflasyonun daha da düşeceğini göreceğiz"Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ise Türkiye’nin yoğunlaşan küresel rekabette iddiasını sürdürebilmek için üretim yapısını yüksek teknolojili ürünler ve yeşil Ekonomi doğrultusunda dönüştürmesi gerektiğini ifade etti.Turan, rekabet gücünün yükseltilmesi ve büyüme performansının artırılması için yüksek teknolojili üretimin payının ve ihracatının artırılması gerektiğine işaret ederek, "Bugün rekabet, yenilikçilik, bilgi ve yetenekler ile yapılıyor. Bu nedenle ülkeler arasında insan kaynakları rekabeti yapılıyor. Eğitim alanındaki performansımızı dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi olma hedefimiz ile uyumlu hale getirmeliyiz. Bunun için temel eğitimden başlayarak tüm kademelerde bilimsel, akılcı ve 21. yüzyıl becerilerine dayanan; nitelikli ve herkes için erişilebilir bir eğitimi vermeye odaklanmalıyız." dedi.Uluslararası yatırımlardan nasıl daha fazla pay alınabileceği konusunda bir strateji oluşturmanın önemine değinen Turan, "Enflasyonla mücadele konusunda yol kat etmeye başladık. Ülke risk priminin düştüğünü, Merkez Bankası rezervlerinin hızla arttığını, cari açığın gerilediğini gördük. Merkez Bankasının sıkı para politikasının devam ettirilmesiyle enflasyonun daha da düşeceğini göreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.- "Teknolojiyi yalnızca kullanan değil, aynı zamanda geliştiren bireyler yetiştirmek zorundayız"Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem de teknolojideki değişim ve küreselleşme dikkate alındığında günümüzde adeta "hiper rekabet çağı"nın yaşandığını dile getirdi.Erdem, değişim hızının giderek arttığı bu dönemde, ayakta kalabilmenin ve fırsatları değerlendirebilmenin anahtarının çevik liderlik özelliklerine sahip yöneticilerden geçtiğini belirterek, "Rekabet artık bir liderlik mücadelesidir. Bu küresel yarışta yalnızca kaynaklara sahip olanlar değil, yenilikçi düşünen, cesur adımlar atan ve eğitimden teknolojik altyapıya kadar her alanda bütüncül bir yaklaşımla ilerleyenler kazanacak." diye konuştu.Rekabet gücünün artırılması için eğitime daha fazla kaynak ayırılması ve sistemin çağın gerekliliklerine uygun şekilde dönüştürülmesi gerektiğine işaret eden Erdem, şunları kaydetti:
"Teknolojiyi yalnızca kullanan değil, aynı zamanda geliştiren bireyler yetiştirmek zorundayız. Türkiye’nin rekabetçiliğinin önünün açılmasında etkili olacak en önemli unsur güven ortamıdır. Güven ortamı, toplumsal huzuru ve ekonomik kalkınmayı güçlü temellerle sürdürebilmemiz için bir zorunluluktur. Öngörülebilir ve adil bir yönetim yapısının varlığı, yatırımcıların yanı sıra toplumun tüm kesimlerinin de güvenini güçlendirecek ve ülkemize daha parlak bir gelecek sağlayacaktır." Rekabet Kurulu Üyesi Ayşe Ergezen ise teknolojik gelişmelerin bugünkü hızına ve seviyesine ulaşmasında rekabetin katkısının önemine değindi.Ergezen, rekabet ve teknoloji arasındaki ilişkinin birbirini besleyen dinamik bir süreç olduğunu vurgulayarak, "Teknoloji, şirketlerin daha verimli, yenilikçi ve küresel ölçekle rekabet etmesini sağlarken aynı zamanda yeni iş fırsatları yaratabilmekte ve oyunun kurallarını tamamen değiştirmektedir." ifadelerini kullandı.
"Teknolojiyi yalnızca kullanan değil, aynı zamanda geliştiren bireyler yetiştirmek zorundayız. Türkiye’nin rekabetçiliğinin önünün açılmasında etkili olacak en önemli unsur güven ortamıdır. Güven ortamı, toplumsal huzuru ve ekonomik kalkınmayı güçlü temellerle sürdürebilmemiz için bir zorunluluktur. Öngörülebilir ve adil bir yönetim yapısının varlığı, yatırımcıların yanı sıra toplumun tüm kesimlerinin de güvenini güçlendirecek ve ülkemize daha parlak bir gelecek sağlayacaktır." Rekabet Kurulu Üyesi Ayşe Ergezen ise teknolojik gelişmelerin bugünkü hızına ve seviyesine ulaşmasında rekabetin katkısının önemine değindi.Ergezen, rekabet ve teknoloji arasındaki ilişkinin birbirini besleyen dinamik bir süreç olduğunu vurgulayarak, "Teknoloji, şirketlerin daha verimli, yenilikçi ve küresel ölçekle rekabet etmesini sağlarken aynı zamanda yeni iş fırsatları yaratabilmekte ve oyunun kurallarını tamamen değiştirmektedir." ifadelerini kullandı.