60. Münih Güvenlik Konferansı'na doğru

TAKİP ET

Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Christoph Heusgen: - "60. Münih Güvenlik Konferansı, aynı zamanda katılımcılara mevcut çatışmalar ve devam eden diplomatik çabalar konusunda ikili toplantılar ve kapalı kapılar ardında görüşmeler yapma fırsatı verecek"

Almanya'da 16 Şubat'ta başlayacak 60. Münih Güvenlik Konferansı'nın (MSC) ana konularının; 3. yılına girecek Rusya-Ukrayna Savaşı, Orta Doğu'daki gerilim ve çatışmalar ile Avrupa’nın dünyadaki azalan rolü olduğu bildirildi.

Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Christoph Heusgen, Berlin'de düzenlediği basın toplantısında, 16-18 Şubat'ta düzenlenecek konferansta, Orta Doğu'daki gerginliklere, İsrail-Filistin çatışmasına, uluslararası düzenin durumuna, iklim ve gıda güvensizliği gibi diğer önemli küresel meselelere odaklanılacağını belirtti.

Heusgen, 60. Münih Güvenlik Konferansı'nın 16 Şubat’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in açılış konuşmasıyla başlayacağını aktararak, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye’nin de konferansın ana konuşmacıları arasında yer alacağını söyledi.

NATO'nun geleceği, enerji politikaları, iklim krizi, gıda güvenliği ve yapay zeka da dahil olmak üzere uluslararası çatışmalar ve diğer güvenlik konularında yaklaşık 60 panel düzenleneceğini kaydeden Heusgen, konferansa ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg da dahil olmak üzere 50’den fazla devlet ve hükümet başkanı ile yaklaşık 100 dışişleri ve savunma bakanının katılacağını bildirdi.

Heusgen, "60. Münih Güvenlik Konferansı, aynı zamanda katılımcılara mevcut çatışmalar ve devam eden diplomatik çabalar konusunda ikili toplantılar ve kapalı kapılar ardında görüşmeler yapma fırsatı verecek." dedi.

Ukrayna'daki savaşın, bu yılki konferansa damgasını vurması beklenirken, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in de konferansta konuşma yapması planlanıyor.

Konferansta, Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın temsil etmesi bekleniyor.

- "Mevcut küresel durumda herkes kaybediyor, ulusal çıkarlar küresel işbirliğini engelliyor"

Bu arada Münih Güvenlik Raporu 2024, savunma ve dış politika konularının ele alınacağı Münih Güvenlik Konferansı öncesi "Lose-Lose (Kaybet-Kaybet)" başlığıyla yayımlandı.

Raporda, ülkelerin karşılıklı yarar sağlayan işbirliğini reddetme yoluyla göreceli avantaj arayışında olduğu belirtilerek, ülkelerin işbirlikleri ile uluslararası düzene yatırım yapmak yerine göreceli getirilere öncelik verilmesi durumunda ortaya çıkan kaybet-kaybet dinamikleri inceleniyor.

Mevcut küresel durumda herkesin kaybettiğine işaret edilen raporda, ulusal çıkarların küresel işbirliğini engellediği vurgulandı.

MSC'nin G7 ülkelerinin yanı sıra Brezilya, Güney Afrika, Hindistan ve Çin’in dahil olduğu 11 ülkede 12 bin kişiyle yapılan Münih Güvenlik Endeksi anketinin dahil olduğu raporda, insanların "savaş ve iklim değişikliği nedeniyle göçü" artık Rusya’nın oluşturduğu tehditten daha önemli gördüğü ortaya kondu.

Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşının ardından G7 ülkeleri, Rusya'ya karşı modern tarihin en kapsamlı yaptırımlarını uygulamaya başlarken, Rusya buna karşılık vermek için tüm kurumlarını harekete geçirmişti.

Rusya, geçen yıl 5 G7 ülkesi için hala en büyük risk iken, sadece İngiltere ve Japonya vatandaşlarının Moskova’yı hala en büyük risk olarak görmesi dikkati çekti.

Almanya, ankete katılan ülkeler arasında göç konusunda en yüksek endişe düzeyine sahip ülke olurken; dünya genelinde artan güvensizliğin yapay zeka kullanımının olumsuz sonuçlarına da yansıdığı raporda yer aldı.

Raporda, bu yıl Alman vatandaşları, Rusya'yı artık sadece 7. en büyük risk kaynağı olarak gördü.

MSC’nin anketine katılanların yüzde 50'sinin "büyük ölçüde Batılı fikirlerle şekillenmiş bir dünyada yaşanıldığı" konusunda hemfikir olduğuna dikkati çekilen raporda, küresel güneyden gelecek bir meydan okuma konusunda da uyarıda bulunuldu.

Raporda, şunlar kaydedildi:

"Yoksulluk içinde yaşayan veya uzun süreli çatışmalardan muzdarip olan insanlığın payı açısından bakıldığında, soyut kurallara dayalı düzeni savunma ve bunun getirdiği maliyetleri üstlenmek duyarsız görünmektedir. Bu görüşe göre, Batı'nın 'kurallara dayalı düzen' vurgusu ikiyüzlüdür, küresel güney de dahil olmak üzere Batı egemenliğinin statükosunu korumayı amaçlamaktadır."

Ukrayna ile savaş halinde olan Rusya ve dünyanın 2. büyük ekonomisine sahip Çin'in "Batılı ülkelerin, dünyanın bloklara bölünmesini teşvik ettikleri ve kurallara dayalı uluslararası düzenin kurallarını düzenli olarak kendi çıkarlarına göre yorumlayarak çifte standart uygulamaktan suçlu oldukları söylemini ustalıkla yaydıklarına" işaret edilen raporda, mevcut eğilimler devam ederse ABD ve müttefiklerinin küresel kamuoyu önünde bu söylemlerle "suçlu" olma riskiyle karşı karşıya kalacaklarına işaret edildi.

60. Uluslararası Münih Güvenlik Konferansı Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Christoph Heusgen