AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (1)

TAKİP ET

"(PKK üyelerinin İsveç'teki provokasyonu) Bu savcının açıklamasından şu çıkıyor; İsveç'te isteyen terör grubu, istediği eylemi yapabilir; dost ülkelerin ve ileride müttefik olmayı düşündüğü ülkelerin devlet başkanlarını ölümle tehdit edebilir ve İsveç bu terör yanlışlarının propaganda merkezi olarak kendisini konumlandırır" - "(Altılı masadaki yetki tartışması) Bu şekildeki bir model, demokratik bir model değil, bu model bir politbüro modeli. Kendi Cumhurbaşkanı adaylarını şimdiden etkisiz eleman olarak, kendilerinin kuracağı bir 'denetleme iktidarı'nın nesnesi olarak konumlandırdıklarını gösteriyor. Bu model, bu haliyle 'altılı eş başkanlık sistemi'dir"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, PKK üyelerinin İsveç'teki provokasyonuna ilişkin bu ülkedeki adli süreci değerlendirirken, "Bu savcının açıklamasından şu çıkıyor; İsveç'te isteyen terör grubu, istediği eylemi yapabilir; dost ülkelerin ve ileride müttefik olmayı düşündüğü ülkelerin devlet başkanlarını ölümle tehdit edebilir ve İsveç bu terör yanlışlarının propaganda merkezi olarak kendisini konumlandırır." dedi.

Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.

İsveç'teki terör yandaşlarının Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve Türkiye Cumhuriyeti'nin değerlerine dönük ortaya koydukları çirkin saldırıya kuvvetli şekilde tepki verildiğini dile getiren Çelik, şöyle konuştu:

"Bu saldırıya Cumhur İttifakı olarak en sert tepkiyi verdik ve buradaki kararlı duruşumuzu bir kere daha teyit ettik. Muhalefet partilerinden bu doğrultuda, Türkiye'nin Cumhurbaşkanına ve Türkiye Cumhuriyeti'nin değerlerine dönük bu eylemi kınayan, Türkiye içerisindeki teröre karşı dayanışmayı büyüten açıklama yapanların her birine teşekkür ediyoruz. Bu son derece önemli. Çünkü burada verdiğimiz mesaj dünyanın her tarafından duyuluyor.

Türkiye'nin devlet başkanına ve Türkiye Cumhuriyeti'nin değerlerine ulu orta, sistematik bir biçimde, güvenlik güçlerinin himayesi altında, dünyanın herhangi bir yerinde bu şekilde bir saldırı olduğu zaman buna hep beraber güçlü bir tepki vermemiz son derece önemlidir. Bolca demokrasi diyenlerin, çoğulculuk diyenlerin, özgürlük diyenlerin bu alçak terör eylemi karşısında yine suskunluğa bürünmesinin aslında bir şekilde bu terörü desteklemekten başka bir anlama gelmediğini bir kere daha görmüş olduk."

Bu saldırının ifade hürriyetiyle hiçbir ilgisinin bulunmadığının altını çizen Çelik, bir başka ülkenin devlet başkanının öldürülmesini modelleyen, böylesine çirkin bir mesaj veren bir eylemin dünyanın hiçbir yerinde ifade hürriyeti olarak kabul edilemeyeceğini vurguladı.

"İsveç'teki savcının bu saldırının faillerinin cezalandırılmayacağını söylediğini" aktaran Çelik, şunları kaydetti:

"Bu savcının açıklamasından şu çıkıyor; İsveç'te isteyen terör grubu, istediği eylemi yapabilir; dost ülkelerin ve ileride müttefik olmayı düşündüğü ülkelerin devlet başkanlarını ölümle tehdit edebilir ve İsveç bu terör yanlışlarının propaganda merkezi olarak kendisini konumlandırır. Bu durumda İsveç Başbakanlığı ve İsveç otoritelerinin şunu düşünmesi gerekiyor; sizin NATO gibi bir güvenlik örgütüne üye olma girişimlerinizi sabote edecek kadar, siz buna sabotaj diyorsunuz, eylem yapabilenler karşısında yargınızın 'Bunda cezalandırılacak bir durum yok' demesi bambaşka bir tablo ortaya çıkarıyor. Demek ki terörle mücadele ve teröre yaklaşım konusunda siyasi otoriteyle yargının yaklaşımı arasında tamamen birbirine zıt ve bu açıdan bakıldığında da İsveç'in milli çıkarlarına aykırı bir durum var. Bu durumda baştan beri ne söyleniyordu? İsveç'in yasalarını buna göre revize etmesi lazım. Bizimle Türkiye’de yaptıkları müzakerelerde terörle mücadele konusundaki yasalarını ciddi bir şekilde revize edeceklerini ve daha güçlü bir hale getireceklerini söylemişlerdi. Birtakım adımlar attı ama ortadaki tablo budur."

Çelik, terörle mücadele konusunda işbirliğinin artması ve bu konuda ilkeli bir yaklaşımın sergilenmesi şartıyla, NATO'nun genişlemesini prensip olarak desteklediklerini de dile getirdi ve "İsveç'in yapması gereken, teröre karşı mükellefiyetlerini yerine getirmesi ve Türkiye'ye verdiği sözleri tutarak yoluna devam etmesidir." dedi.

- "Bu model, bir politbüro modeli"

Muhalefetin siyaset üretme konusundaki yaklaşımını da değerlendiren Çelik, Türkiye'deki muhalefetin siyasetin her alanda parçalanması, dağılması, Türkiye'yi yönetme kabiliyetini kaybetmesi şeklinde bir gidişat içerisinde olduğunu söyledi.

Altılı masanın hazırladığı modelde siyasi parti genel başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı ve cumhurbaşkanının, bu altı kişinin onayını almadan herhangi bir siyasi karar alamayacağını, herhangi bir şekilde atama yapamayacağını ve kendi başına bir karar alırsa mutabakatın bozulup ülkenin seçime gideceğinin yer aldığını aktaran Çelik, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bu şekildeki bir model, demokratik bir model değil, bu model bir politbüro modeli. Kendi cumhurbaşkanı adaylarını şimdiden etkisiz eleman olarak, kendilerinin kuracağı bir 'denetleme iktidarı'nın nesnesi olarak konumlandırdıklarını gösteriyor. Bu model, bu haliyle 'altılı eş başkanlık sistemi'dir. Cumhurbaşkanı da olduğunda 'yedili eş başkanlık sistemi' ya da masanın gizli ortağı varsa o da masada söz talep ettiğinde sekizli, dokuzlu eş başkanlık sistemi olur. Bunu eleştirdiğiniz zaman diyorlar ki bu aslında demokratik bir sistemdir, bu bütün meselelerin istişareyle yürüyeceği bir şeydir. Devlet hayatı içerisinde ortak karar almanın mekanizmaları belli. Bu yaklaşım, anayasal düzeninin dışında siyasi bir paralel yapı ortaya çıkarıp anayasal düzenin, bu siyasi paralel yapı tarafından o düzenin üstüne çıkarak denetlenmesi, kısıtlanması, çeşitli şekillerde ona bir sınır biçilmesi, ona bir yön verilmesi anlamına geliyor."

Muhafeletin iddiasının güçlendirilmiş parlamenter sistem olduğunu da anımsatan Çelik, buradan güçlendirilmiş bir parlamenter sistemin de çıkmadığını kaydetti.

Çelik, "Ortaya çıkan bu tablo demokrasimizi felç edecek, demokratik kazanımlarımızın tamamını ortadan kaldıracak ve büyük devlet krizleri ortaya çıkaracak, milletin geleceğinden çok şey çalacak bir yaklaşımdır." dedi.

(Sürecek)

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik İsveç