ATO'da "Karbon Fiyatlandırması ve Emisyon Ticaret Sistemi Paneli" düzenlendi
Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran: - "Karbon fiyatlandırma ve emisyon ticaret sistemi gibi mekanizmaların uygulanması, KOBİ'lerimizin taşıyabileceğinden fazla yük getirirse üretim kapasitesinde daralma, rekabet gücünde azalma ve istihdamda gerileme gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir"
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, karbon fiyatlandırma ve emisyon ticaret sistemi gibi mekanizmaların, KOBİ'lerin taşıyabileceğinden fazla yük getirmesi halinde üretim kapasitesinde daralma, rekabet gücünde azalma ve istihdamda gerileme gibi olumsuz sonuçların ortaya çıkabileceğini bildirdi.
Odadan yapılan yazılı açıklamaya göre, ATO'nun, Ticaret Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Vergi Denetim Kurulu, Vergi Konseyi ve Maliye Hesap Uzmanları Vakfının desteğiyle düzenlediği "Karbon Fiyatlandırması ve Emisyon Ticaret Sistemi Paneli" yapıldı.
Panelde, iklim krizine önlem olarak gündeme gelen karbon fiyatlandırması ve emisyon ticaret sistemi konuları masaya yatırıldı.
Baran, çevresel hedeflere ulaşırken ekonomik istikrarın da gözetilmesi gerektiğine işaret ederek, "Karbon fiyatlandırma ve emisyon ticaret sistemi gibi mekanizmaların uygulanması, KOBİ'lerimizin taşıyabileceğinden fazla yük getirirse üretim kapasitesinde daralma, rekabet gücünde azalma ve istihdamda gerileme gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, yeni düzenlemelerin tasarlanmasında mutlaka adil, kademeli ve destekleyici bir yaklaşım benimsenmelidir." ifadesini kullandı.
Ürün veya hizmet üretimi sırasında ortaya çıkan karbon emisyon miktarı üzerinden belirli bir bedelin ödenmesini içeren politikaların "kirleten öder" mantığıyla yürütüldüğüne dikkati çeken Baran, "Her ne kadar esas kirletenin sanayileşmiş ülkeler olduğu ve bunun bedelinin daha geriden gelerek sanayileşen ya da henüz sanayileşmemiş ülkelere ödetilmeye çalışıldığı söylense de dünya hepimizin." değerlendirmesinde bulundu.
Baran, iklim krizine neden olan karbondioksit ve diğer sera gazlarının azaltılması hedefi doğrultusunda geliştirilen karbon vergisi ve emisyon ticaret sisteminin halihazırda birçok ülkede uygulandığını bildirerek, iklim değişikliği konusunun ticareti de ilgilendirdiğini, Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı Avrupa Birliği'nin bir yandan ekonomik gelişimini sürdürmek, diğer yandan iklim değişikliğiyle mücadele etmek üzere "Yeşil Mutabakatı" devreye aldığını hatırlattı.
Bu kapsamda sınırda karbon düzenlemesinin 1 Ocak 2026'dan itibaren uygulanacağını aktaran Baran, yeşil dönüşüm sürecinden en fazla demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen ile tekstil ve hazır giyim sektörlerinin etkilenmesinin öngörüldüğü kaydetti.