CHP Grup Başkanvekili Özkoç, gündemi değerlendirdi:

TAKİP ET

"Alevi dernek temsilcileri, 'Cemevlerini Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlamak gibi bir karar TBMM'de görüşülmemelidir' diyor. Doğru söylüyorlar" - "(Dezenformasyon yasası) Bu yasa sansür yasasıdır ve insanları özgürlüklerinden mahrum bırakacaktır. AYM'nin en kısa sürede yürürlüğün durdurulması talebimizi değerlendirmesini istiyoruz"

TBMM CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, cemevlerine yönelik düzenlemeleri de içeren kanun teklifiyle ilgili, "Alevi dernekleri, 'Cemevlerini Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlamak gibi bir karar TBMM'de görüşülmemelidir' diyor. Doğru söylüyorlar." dedi.

Özkoç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, "sansür yasası" olarak nitelendirdiği Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'da öncelikli taleplerinin, kanunun yürürlüğe girmesinin durdurulması olduğunu söyledi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, "ENAG'çılara bir şey olmaz" sözünün kendileri için de muhatapları için de güvence olamayacağını belirten Özkoç, "Bizim güvencemiz yasalardır. Biz yasalarla hareket ederiz. Yarın bir mahkemenin ENAG'çıları çağırmayacağının garantisini Adalet Bakanı mı verecek? Adalet Bakanı, 'ben öyle söyledim ama şimdi böyle bir uygulamayı biz gerektiği şekilde yapıyoruz' derse bunun sonucuna kim katlanacak?" diye konuştu.

RTÜK'ün yandaş, baskıcı bir sistemle uygulama yaptığını ileri süren Özkoç, seçimlere 7 ay kala neden böyle bir kanunun altına imza atıldığını sordu.

Özkoç, iktidarın, yaptıkları ve yapacaklarının toplum tarafından konuşulmasını istemediğini öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu yasa sansür yasasıdır ve insanları özgürlüklerinden mahrum bırakacaktır. AYM'nin en kısa sürede yürürlüğün durdurulması talebimizi değerlendirmesini istiyoruz. Özgür bir basın olmadığı, insanlar kendi ifadelerini özgürce kullanamadığını müddetçe, insanlar kendi yaşamlarıyla ilgili konuşma hakkını kaybettikçe Türkiye özgürlük alanında kısıtlanır ve artık demokratik ülke olma konumundan çıkar. 20 yıldan beri bunu yaşıyoruz ama gittikçe sıkıştırılıyoruz, nefes alamaz hale getiriliyoruz.

Basın, milletvekili, vatandaş, sivil toplum örgütleri, meslek odaları konuşursa suç. Herkes bir sabah kapı çalınıp, evi aranıp, gözaltına alınıp, tutuklanıp, adil olarak yargılanmadan toplum tarafından linç mekanizması geliştirilerek töhmet altında bırakılabiliyor. Yıllarca cezaevlerinde kalabiliyor. Bu sansür yasasıyla bu daha çok artacaktır. Cezaevleri, bilim insanlarının, akademisyenlerin, milletvekillerinin, hakkını ifade etmek isteyen meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle doldurulacaktır. Böyle bir ülke özgür bir ülke olabilir mi? Böyle bir ülke 'demokrasiyle yönetiliyor' denilebilir mi? Bence denilemez."

- Cemevlerine yönelik düzenlemeleri de içeren teklif

Merkez Bankasına, aylardır kur korumalı mevduata ne kadar ödeme yapıldığını sorduklarını ancak cevap alamadıklarını öne süren Özkoç, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın da kur korumalı mevduat hesabına katılım sayısının 2,3 milyon kişiyi aştığını söylediğini belirtti. Asgari ücretlilerin, yoksul kesimin bu sayısının içinde olup olmadığı sorusunu yönelten Özkoç, "Vatandaş sıkıntı içinde ve sıkıntı içinde olan vatandaşın temsilcisi Recep Tayyip Erdoğan, AKP iktidarı, atanmış Fuat Oktay, Merkez Bankasındaki bürokratlar değil, TBMM'dir, milletvekilleridir." diye konuştu.

Özkoç, bugün bazı Alevi dernekleri yöneticilerinin kendilerini ziyaret ettiğini anlattı. Özkoç, AK Parti'nin, cemevlerine yönelik düzenlemeleri içeren teklifle ilgili 1800 Alevi derneğiyle görüştüğünü söylediğini ancak kendilerini ziyaret eden temsilcilerin, "Hiçbiri bizimle görüşmedi. Bizim haklarımızı, hukukumuzu savunacak bir yasa, bir torba yasa içine sıkıştırılarak geliyorsa bu Alevilere yapılmış bir hakarettir. Alevilerin yıllardan beri süren sorunları bir torba yasada değerlendiriliyorsa bu bizim için hakarettir. Bizim temel sorunlarımız var. Biz cemevlerinin ibadethane sayılmasını istiyoruz." dediklerini aktardı.

Alevi dernek temsilcilerinin, "Cemevlerini Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlamak gibi bir karar TBMM'de görüşülmemelidir." dediğini savunan Özkoç, şunları kaydetti:

"Biz de buna destek veriyoruz. Doğru söylüyorlar. Bu konuda Alevilerin sesi olmaya, orada da Alevilerin hakkını, hukukunu savunmaya devam edeceğiz. Türkiye, Alevisiyle, Sünnisiyle birlikte kardeşçe yaşamanın yollarını aramalıdır. Eşit yurttaşlık hakkından bütün herkes eşit bir şekilde yararlanmalıdır. Türkiye'de ayrıştırmaya, kamplaşmaya yönelik politikalar, düşmanlaşmaya yönelik politikalar artık son bulmalıdır. Kardeşlik, barış için masaya oturulmalıdır ve biz bunun takipçisi olacağız; kardeşliğin, barışın takipçisi olacağız."

-"CHP de sıcak bakar"

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın, Millet İttifakı içinde yer almak istediğini ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in buna sıcak baktığını söylediğinin ifade edilerek, CHP'nin tutumunun sorulması üzerine Özkoç, "CHP de sıcak bakar, gayet de büyük memnuniyet duyarız. Bu kararı alacak olan sayın genel başkanlardır. Otururlar, bununla ilgili davet verilir mi verilmez mi konuyu tartışırlar ama bizim bakış açımız aynen böyledir." diye konuştu.

Özkoç, Amasra'daki maden kazasıyla ilgili sorulan soruya karşılık, AK Parti'nin hiçbir samimi yaklaşımını görmediklerini, bugüne kadar atılmış somut bir adım bulunmadığını öne sürdü.

Konuyla ilgili komisyonun TBMM'de toplanmasıyla ilgili ise Özkoç, "Bu komisyon çalışır, çalışmaz, ne yapar, ne getirir hep birlikte göreceğiz ama bu komisyonun içindeki Cumhur İttifakı'na güvenmiyoruz. Onların objektiflik içinde bunu değerlendireceğine güvenmiyoruz. Kendi araştırma ekiplerimizi kurduk. Biz kendi araştırmamızı yapıyoruz. Çok kısa zamanda da Türkiye kamuoyunun önüne koyacağız." ifadelerini kullandı.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç TBMM