Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlim Yayma Vakfı 52. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu: (2)

TAKİP ET

"Umudunu bize bağlamış, yüzünü bize çevirmiş hiçbir kardeşimize mahcup olmama mesuliyetiyle karşı karşıyayız. Zehirli dilleriyle nefret deresine varan söylemleriyle kuru gürültü patırtıyla bizi yolumuzdan alıkoyabileceklerini düşünenlere asla boyun eğmeyiz. Tehditlere, zorbalıklara, aba altından sopa gösteren kifayetsizlere rağmen ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeliyiz" - "Tek parti faşizmi özlemiyle yaşayan, hatta Allahu Ekber lafzına bile tahammül edemeyen bir avuç kendini bilmezin, bu samimiyetinden sizlerin rahatsızlık duyduğunun farkındayız. Milletin derdiyle dertlenmeyen, milletin ruh kökünden beslenmeyen, hayırlı hiçbir iş yapmadıkları gibi yapılmasını da istemeyen bu asalakları kendi hırsları ve ihtiraslarıyla baş başa bırakıyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Umudunu bize bağlamış, yüzünü bize çevirmiş hiçbir kardeşimize mahcup olmama mesuliyetiyle karşı karşıyayız. Zehirli dilleriyle nefret deresine varan söylemleriyle kuru gürültü patırtıyla bizi yolumuzdan alıkoyabileceklerini düşünenlere asla boyun eğmeyiz. Tehditlere, zorbalıklara, aba altından soba gösteren kifayetsizlere rağmen ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeliyiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşen İlim Yayma Vakfı 52. Olağan Genel Kurulu'nda, insanların oruçla, Kur'an'la, iftar ve sahur sofralarıyla bu mübarek ayı ihya ve idrak ederken, deprem bölgesindeki kardeşlerini de asla unutmadığını söyledi.

Depremin vurduğu şehirlere her gidişlerinde gönüllü kuruluşların gözleri yaşartan faaliyetlerine bizzat şahitlik ettiklerinden bahseden Erdoğan, arama-kurtarmadan gıda ve erzak teminine, barınma ihtiyaçlarının karşılanmasından depremzedelere maddi, manevi destek verilmesine kadar her alanda, vakıfların aktif bir şekilde sahada koşturduklarını dile getirdi.

Erdoğan, vakıf ve derneklerin, devletin ilgili kurumlarıyla iş birliği içinde, depremin yaralarının bir an önce sarılması için canla başla gayret gösterdiklerini, şov yapmadan, reklam ve algı peşinde koşmadan, sağ elin verdiğini sol ele duyurmadan, karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek, gurur verici işlere imza attıklarını anlatarak, "Kalpten gelen bir 'Allah razı olsun.' niyazı için gecesini gündüzüne katan tüm vakıf ve derneklerimizi buradan tebrik ediyorum. Rabbim sizlerin yokluğunu bu millete hissettirmesin, göstermesin diyorum. Mevlana Hazretleri'nin o güzel ifadesiyle; testinin içinde ne varsa dışarıya o sızıyor. Kalbinde haset olan, düşmanlık olan, milletin inancına husumet olanlarla yüreği ülkesi, milleti ve insanlık için çarpanların farkı burada da görülüyor." ifadelerini kullandı.

"Tek parti faşizmi özlemiyle yaşayan, hatta Allahu Ekber lafzına bile tahammül edemeyen bir avuç kendini bilmezin, bu samimiyetinden sizlerin rahatsızlık duyduğunun farkındayız." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Milletin derdiyle dertlenmeyen, milletin ruh kökünden beslenmeyen, hayırlı hiçbir iş yapmadıkları gibi yapılmasını da istemeyen bu asalakları kendi hırsları ve ihtiraslarıyla baş başa bırakıyoruz. Deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimiz başta olmak üzere, insanımız kimin hangi niyetle hareket ettiğini, kimin ne yaptığını gayet iyi görüyor. Vatandaşlarımız cansiparane çalışmalarınız dolayısıyla sizlerle birlikte tüm vakıf, dernek ve ilim, irfan kuruluşlarımıza dua ve teşekkür ediyor. Elbette bu dualar bizi teşvik etmenin yanı sıra omuzlarımızdaki yükü de ağırlaştırmaktadır. Umudunu bize bağlamış, yüzünü bize çevirmiş hiçbir kardeşimize mahcup olmama mesuliyetiyle karşı karşıyayız. Zehirli dilleriyle nefret deresine varan söylemleriyle kuru gürültü patırtıyla bizi yolumuzdan alıkoyabileceklerini düşünenlere asla boyun eğmeyiz. Tehditlere, zorbalıklara, aba altından sopa gösteren kifayetsizlere rağmen ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeliyiz."

"Şairler sultanı, büyük dava ve aksiyon adamı, üstat" olarak andığı Necip Fazıl Kısakürek'in "Tohum saç, bitmezse toprak utansın / Hedefe varmayan mızrak utansın / Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen / Çatlarsan, doğuran kısrak utansın / Eski çınar şimdi Noel ağacı / Dallarda iğreti yaprak utansın / Ustada kalırsa bu öksüz yapı, onu sürdürmeyen çırak utansın." dizelerini okuyan Erdoğan, "Üstadın bu muhteşem dizelerinden ilhamla biz de mazlumları asla yalnız bırakmayacak, yetimin, öksüzün başını okşayacak, gariplerin, yolda kalmışların elinden tutacak, ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşacak, soframıza bir tabak da yoksullar için koyacak, depremzedelerimizin derdine ortak olacak, hakkın ve halkın rızası uğrunda aşkla çalışmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

- "Bütün bu imtihanları aşarak, hep birlikte bu yola yürüyeceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarım asırlık bir çınar olarak kendi alanında güçlü bir geleneği temsil eden İlim Yayma Vakfı'nın davalarının bayraktarları arasında yer aldığını söyledi.

Vakfın, kuruluşundan bugüne geçen 50 sene boyunca ülkeye ve millete hayırlı nesiller yetiştirmenin cehdiyle çalıştığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ben, İlim Yayma'nın şu anda ebediyete irtihal etmiş büyüklerimize, zira o camiadan yetişmiş bir kardeşiniz, bir evladınız olarak ne desek boş. Üzerimizde çok büyük emekleri oldu. Biz de İlim Yayma'nın önce Vefa'daki ahşap binasından daha sonra Çarşamba'ya daha sonra Darülaceze'ye, buralardan geçerek elhamdülillah bu camianın, bu cemiyetin içinde o taslar ve o tasların içindeki çayları yudumlayarak yetiştik ve bugünlere geldik."

Erdoğan, tam yarım asırdır her biri milletin göz aydınlığı olan binlerce gencin bu çatı altında ilim, irfan ve hikmetle yoğrularak hayata hazırlandığını aktararak, şöyle devam etti:

"Vakfımızın tedrisatından geçen pek çok kardeşimiz, yıllardır bürokraside, iş dünyasında, sivil toplumda veya dünyanın farklı köşelerinde 'Sizin en hayırlınız insanlığa en faydalı olandır.' inancıyla insanlığa hizmet ediyor. '100 yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.' diyen irfanın kurumsallaşmış hali olan vakfımızın yürüttüğü çalışmaların ehemmiyetini bugün çok daha iyi anlıyoruz. Deprem felaketinin bizlere hatırlattığı gerçeklerin başında dünya hayatının geçiciliği geliyor.

İşte şu anda illeri dolaşırken, oralarda ebediyete irtihal eden ailelerin hayatta kalanlarını gördüm. Bu arada 900'e yakın amputemiz var. Bunların içinde yavrularımız var. Ayaklarını kaybeden, kollarını kaybeden Aleyna'mız var. Bu Aleyna'mız annesini de babasını da kaybetti. Şu anda teyze kızı hemşire onunla hayata tutunacak. Ne büyük imtihan ve bütün bu imtihanları aşarak, hep birlikte bu yola yürüyeceğiz inşallah. Son günlerde bir kez daha gördük ki hepimiz birer faniyiz. Bir can taşıyoruz. Onun da bizden ne zaman alınacağını hiçbirimiz bilmiyoruz. Uykuya dalınca nasıl uyanacağımızın, yarına çıkıp çıkmayacağımızın, bir sonraki ramazan-ı şerifi görüp göremeyeceğimizin bilgisine sahip değiliz. Bunun için biz dünyadan göçsek de geride amel defterimizi açık tutacak hizmetlere imza atmamız gerekiyor. Hep söylediğimiz gibi aslolan Allah'ın verdiği can emanetini hakkıyla teslim etmek ve gök kubbede hoş bir sada bırakmaktır."

(Sürecek)


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İlim Yayma Vakfı 52. Olağan Genel Kurulu