Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi: (3)

TAKİP ET

"Batılı güçler, sahne önünde İsrail'e itidal çağrısı yaparken Hamas bahanesinin arkasına saklanarak, Netanyahu'nun katliamlarına göz yumuyorlar, silah ve mühimmat desteği vermeye devam ediyorlar" - "Hitler özentisi Netanyahu yönetimi, 7 Ekim'den beri sürdürdüğü vahşet ve katliam politikasında her gün yeni bir kırmızı çizgiyi aşıyor" - (Refah kentine saldırı) İsrail'in bu pervasızlığının sebebi, Batılı güçlerin 'tavşana kaç tazıya tut' diyen ikiyüzlü politikasıdır" - "Mahalli İdareler Seçimleri'ni, ülkemizi tökezletmenin aracı haline dönüştürme hayali kuranların heveslerini yine kursaklarında bırakacağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Batılı güçler, sahne önünde İsrail'e itidal çağrısı yaparken Hamas bahanesinin arkasına saklanarak, Netanyahu'nun katliamlarına göz yumuyorlar, silah ve mühimmat desteği vermeye devam ediyorlar." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

Son 10 yıldır olduğu gibi 31 Mart seçimleri yaklaşırken de milleti huzursuz edecek görüntülerin ardı ardına gelmeye başladığını belirten Erdoğan, terör saldırılarından eski Türkiye'den ödünç alınma provokatif çıkışlara kadar her türden oyunun yeniden devreye sokulduğunu belirtti.

Eskiden siyaset mühendisliği ile demokrasinin, toplum mühendisliği ile birlik ve beraberliğin, küçük meblağlı spekülasyonlarla ekonominin kontrolünü ele almayı alışkanlık edinenlerin yine boş durmadığını vurgulayan Erdoğan, "Artık siyasetiyle, toplumuyla, ekonomisiyle bambaşka bir Türkiye var. Geçtiğimiz mayıs seçimlerinde milletimiz bu gerçeği içerideki ve dışarıdaki tüm vesayet ve darbe heveslilerine bir kez daha ispatladı. Yüzlerine çarpılan bu gerçeğe rağmen Mahalli İdareler Seçimlerini, ülkemizi tökezletmenin aracı haline dönüştürme hayali kuranların inşallah yine heveslerini kursaklarında bırakacağız." diye konuştu.

Türkiye'nin 21 yıldır en büyük gücü olan güven ve istikrar iklimini bozmak isteyenlere fırsat vermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu ülkenin rahmetli Menderes ile birlikte 1950'de başlayan demokrasi ve kalkınma yolculuğunu 1960 darbesi ile kesenlerin, hemen ardından yeniden toparlanan siyasi ve ekonomik düzeni önce 1971 muhtırasıyla ardından 1980 darbesi ile sabote edenlerin, rahmetli Özal'ın tekrar yükselttiği büyük ve güçlü Türkiye hayalinin önünü 28 Şubat darbesi ile kesenlerin, AK Parti iktidarları boyunca aynı amaç doğrultusunda sayısız yol ve yöntemi deneyenlerin, hiçbiri işe yaramayınca yeniden darbe ve kaos çıkarma silahına sarılanların, velhasıl bu milleti her doğruluşunda sırtından hançerleyenlerin devri artık kapanmıştır."

- "Türkiye'nin hak ettiği yeri almasının önüne geçecek hatalar yapmasını bekleyenler daha çok beklerler"

Bayat senaryoların ne millet nezdinde işe yaradığını, ne de bölge ve dünya gerçeklerinin buna uygun zemin hazırladığını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin artık siyasi, ekonomik ve askeri olarak bambaşka bir ligin oyuncusu olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarlarının ilk 10 yılının vesayetle, mücadeleyle, ikinci 10 yılının ise terör ve milli irade hırsızlarına karşı verdikleri kavgayla geçtiğini belirterek, bu süreçte demokrasi ve kalkınma atılımlarını sürdürmeyi asla ihmal etmediklerini, böylece 2023 hedeflerini, Türkiye Yüzyılı vizyonuna ulaşan bir şahlanışın alt yapısını inşa etmeyi başardıklarını söyledi.

"Türkiye'nin 1960'lardaki, 1970'lerdeki, 1990'lardaki gibi küresel yönetim ve ekonomi sisteminde hak ettiği yeri almasının önüne geçecek hatalar yapmasını bekleyenler daha çok beklerler." diyen Erdoğan, artık etrafı kan ve ateş çemberi ile çevrili olduğu halde, güven, huzur ve istikrarla Türkiye Yüzyılı'nı idealini hayata geçirmek için kararlılıkla hedeflerine doğru ilerleyen bir Türkiye olduğuna dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sıkıntılarımız yok mu, elbette var. Bu sıkıntıların bir kısmı küresel ve bölgesel krizlerin yansımaları, bir kısmı da ayağımıza takılan çelmelerin bedelleridir. Herkesin elini vicdanına koyarak şu sorulara hakkaniyetle cevap vermesini bekliyoruz. Dünyada Gezi olaylarıyla başlayıp, 17-25 Aralık, emniyet, yargı darbe girişimi ile süren, PKK terörünün şehirlerimizi hedef alması ve DEAŞ'ın sınırlarımıza dayanmasıyla yükselen, 15 Temmuz darbe girişimi ile zirveye ulaşan, sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan 'teröristan' gayretleri ile desteklenen, ekonomimizi mahvetme tehditleriyle genişleyen, Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi küresel krizlerle beslenen, 6 Şubat depremleri ile 53 bin canımıza mal olan ve 104 milyar dolar maliyet çıkartan bir felakete maruz kalan, velhasıl böylesine büyük sıkıntılara düçar olup da hala ayakta duran, hala hedeflerinden kopmayan, hala programlarını uygulayabilen bir başka ülke örneği var mıdır? Emin olun, Türkiye'den başka her ülke için bu sorunların bir tanesi bile büyük bir yıkım sebebiydi."

Erdoğan, tek başına Kovid-19 salgınının en gelişmiş ülkeleri bile çaresiz duruma düşürdüğüne, Türkiye'nin bu salgını en az hasarla atlatan ülke olduğuna dikkati çekti.

- "Mazlumun ve masumun yanındaki duruşumuzu hiç bozmadık"

"Sınırlarına dayanan masum göçmenlere dahi tahammül edemeyip, siyasi ve sosyal bunalımlara giren ülkeler görmedik mi? Biz eli silahlı teröristlerin saldırılarını püskürtüp, başlarını inlerinde ezdik. Kendi coğrafyalarına yakın bir yerde çıkan savaşın etkisiyle korku ve endişe içinde oradan oraya savrulan toplumlar görmedik mi?" diyen Erdoğan, Türkiye'nin savaş çığırtkanlığı yapmak yerine, barış çabalarına sarılmayı seçtiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yanı başlarında yaşanan katliamları görmezden gelerek, varlık sebepleri saydıkları değerlere ihanet eden ülke yönetimleri görmedik mi? Biz mazlumun ve masumun yanındaki duruşumuzu hiç bozmadık. Bu örnekleri onlarca yüzlerce başlıkta çeşitlendirmek mümkündür.

Kendi adımıza buradan almamız gereken mesaj şudur; Türkiye yaşadığı onca sıkıntıya, onca zor imtihana rağmen hamdolsun sıkıntılarının hepsinin üstesinden gelecek programa, imkana, en önemlisi de kudrete sahip bir ülkedir. Milletimizle el ele vererek çözemeyeceğimiz hiçbir mesele olmadığı inancıyla mücadele bayrağını bir an bile yere düşürmeden yolumuza devam ettik ve devam edeceğiz. İşte böylesine tarihi bir destanı özellikle yazan aziz milletimiz, ne enflasyon ne de başka gayretler bizi çökertemez, çökertemeyecek."

- "Cumhuriyetimizi ikinci asrında hak ettiği yere çıkartacağız"

Mehmet Akif Ersoy'un "Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak/ Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak" dizelerini anımsatan Erdoğan, Türk kültüründe karamsarlık ve umutsuzluğun küfre eş değer sayıldığını vurguladı.

Türkiye'yi, asırlık eksiklerini geçen 21 yılda telafi ederek, 3 kat, 5 kat, bazı alanlarda 10, 20 kat büyüttüklerine işaret eden Erdoğan, Türkiye Yüzyılı'nın aydınlığına da 85 milyon olarak hep birlikte ulaşacaklarının altını çizdi.

Erdoğan, bunun aksini iddia edenlerin, gafletinden, hasedinden, idrak yoksunluğundan yapmıyorsa, altında sinsi ve karanlık bir hesap yattığını ifade etti.

Türkiye'nin, Milli Mücadele'nin bizatihi kendisiyle nice hesapları bozduğunu, Cumhuriyet ile binlerce yıllık geleneğin son devletini kurduğunu anlatan Erdoğan, "Bugün de inşallah önümüzdeki sorunları çözerek Cumhuriyetimizi ikinci asrında hak ettiği yere çıkartacağız." dedi.

- "Netanyahu yönetimi, katliam politikasında her gün yeni bir kırmızı çizgiyi aşıyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu akşam Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ın daveti üzerine, Dünya Hükümetler Zirvesi katılmak için Dubai'ye hareket edeceklerini, onur konuğu olarak davet edildikleri bu yılki zirvede ikili temaslarının yanı sıra zirveye katılan diğer devlet ve hükümet başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştireceklerini bildirdi.

Ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin davetine icabetle Kahire'ye geçeceklerini aktaran Erdoğan, Sisi ile ekonomi, ticaret, turizm, enerji ve savunma başta olmak üzere ülkeler arasındaki pek çok konuyu istişare edeceklerini söyledi.

"Hiç şüphesiz her iki ülkede de gündemimizin ilk sırasında Gazze'ye yönelik artan İsrail saldırıları olacaktır." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hitler özentisi Netanyahu yönetimi, 7 Ekim'den beri sürdürdüğü vahşet ve katliam politikasında her gün yeni bir kırmızı çizgiyi aşıyor. Bu sabah, güvenli bölge olarak ilan ettikleri ve Gazze'nin kuzeyinden zorla çıkarılan yaklaşık 1,5 milyon Gazzeli'nin sığındığı Refah'a saldırdılar. Doğrudan sivilleri hedef aldıkları bu saldırılarda 100'den fazla Gazzeli kardeşimiz şehit oldu, yüzlercesi de yaralandı. İsrail'in bu pervasızlığının sebebi, Batılı güçlerin 'tavşana kaç, tazıya tut' diyen ikiyüzlü politikasıdır.

Batılı güçler, sahne önünde İsrail'e itidal çağrısı yaparken, Hamas bahanesinin arkasına saklanarak Netanyahu'nun katliamlarına göz yumuyorlar, silah ve mühimmat desteği vermeye devam ediyorlar. İslam dünyasının da maalesef İsrail'i durdurma, katliamların önüne geçme, zulme engel olma noktasında yetersiz kaldığını görüyoruz. Emirlikler ve Mısır'da gerçekleştireceğimiz görüşmelerde, Gazzeli kardeşlerimiz için daha başka neler yapabiliriz, buna bakacağız. Türkiye olarak akan kanın durması için elimizden gelen her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Rabb'im, çok zor günler geçiren Gazze halkının ve Filistinli kardeşlerimizin yardımcısı olsun. Ziyaretlerimizin şimdiden hayırlara vesile olmasını diliyorum."

(Bitti)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kabine toplantısı