Cumhurbaşkanı Erdoğan Milli Türk Talebe Birliği Genel Kurulu'nda konuştu: (3)

TAKİP ET

"Şu anda iki bini aşkın avukatla inşallah bu soykırımı bizler gerekli olan yerlere şikayetini yapacağız. Bunun takipçisi olacağız. Bu işi yarı yolda bırakamayız ve bu bedel ödenecek" - "Ama ne yazık ki parlamentomuza bakıyorsunuz bir siyasi partinin genel başkanı aynen Netanyahu gibi konuşuyor. Şimdi bunlara cevabı verecek olan biziz. Neyle vereceğiz? Duruşumuzla vereceğiz. Haddini bildireceğiz. Zira bu parlamentonun çatısı altında Netanyahu gibi konuşanlar olamaz, olmamalı" - "Arkasına Amerika ve Avrupa gibi güçleri alan her terör oluşumu, insanları dilediği gibi katledecek, soykırıma varan vahşetler uygulayacaksa dünya düzeni tümden bozulmuş demektir. Her bozuk düzen gibi bu düzenin de değişmesi kaçınılmazdır" - "(Gazze'den) Cerrahi müdahale yapılması gerekenleri de bir an önce almanın gayreti içerisindeyiz. Şu anda Mısır'la görüşmelerimiz bu istikamette devam ediyor"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına ilişkin, "Şu anda iki bini aşkın avukatla inşallah bu soykırımı bizler gerekli olan yerlere şikayetini yapacağız. Bunun takipçisi olacağız. Bu işi yarı yolda bırakamayız ve bu bedel ödenecek." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Türk Talebe Birliğinin (MTTB) 62. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, çevreye gönül coğrafyasının ufkuyla bakmaları, yaşanan hadiseleri ona göre değerlendirmeleri gerektiğini söyledi.

Suriye, Irak, Kıbrıs ve Kafkaslar, Balkanlar, Güney Asya'daki her meselenin böyle olduğunu kaydeden Erdoğan, "Doğu Akdeniz kıyılarından başlayıp Afrika'nın derinliklerine kadar inen her mesele böyledir. Hatta çeşitli ülkelere dağılmış olarak yaşayan 7 milyon vatandaşımız itibarıyla Avrupa'daki her mesele bizim için böyledir. Ve elbette Gazze'de yaşananlar ve Kudüs meselesi de böyledir. Her kim 'Suriye'den bize ne, Irak'tan bize ne, Karabağ'dan bize ne, Libya'dan bize ne, Bosna'dan bize ne, Kudüs'ten bize ne?' diyorsa, aslında bilerek veya bilmeyerek büyük Türkiye yürüyüşüne çelme takıyordur." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir bilim insanının "Eğitimi asla zeka ile karıştırmayın. Doktoranız bulunabilir ve yine de bir cahil olabilirsiniz." dediğini hatırlatarak, "Ülkemizde de epeyce okumuş cahilin bulunduğu bir gerçektir. Buna karşı en büyük güvencemiz, milletimizin o köklü irfanıyla ülke ve dünya meselelerini deruni bir şekilde kavrayabiliyor olmasıdır. Türkiye'yi rotasından saptırmak isteyen her girişim, her senaryo, her tuzak, her oyun, önünde sonunda milletimizin iman ve cesaret duvarına çarpıp akamete uğramıştır." ifadelerini kullandı.

- "Milletimiz bu mücadelede hep yanımızda yer aldı"

Şair Mehmet Akif Ersoy'un "İmandır o cevher ki, ilahi ne büyüktür/İmansız olan paslı yürek sinede yüktür." dizelerini anımsatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Maruz kaldığımız her saldırının mutlaka bir maliyeti olmuştur. Zor da olsa ülkemizi büyük ve güçlü Türkiye rotasında tutabilmemiz, bize kayıpları telafi etme imkanı sağlamıştır. Biz İstanbul'da 1994 Mart'ından, ülke genelinde 2002 Kasım'ından itibaren işte bunun mücadelesini verdik. Sadece milletimizin iki asrı aşkın süredir yaşadığı kayıpların ve mahrumiyetlerin ikamesiyle kalmadık, bunun yanında önce 2023, ardından 'Türkiye Yüzyılı' vizyonuyla ülkemizi çok daha büyük hedeflere yönelttik. Hamdolsun, milletimiz bu mücadelede hep yanımızda yer aldı, bizleri destekledi."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye güçlendikçe, her alanda kendi iddiasını ortaya koydukça üzerine çektiği husumetlerin büyüklüğünün de arttığına işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:

"Güya aynı ittifaklar içinde yer aldığımız, aynı anlaşmalara taraf olduğumuz ülkelerin gizli veya açık blokajlarıyla karşı karşıya kaldık. Bilhassa son on yıldır önümüze çıkan siyasi, ekonomik, diplomatik, askeri engellerin sebebi işte bu tablodur. Bir de bunların içerideki uzantıları vardır. Bugüne kadar ne yaptıysak, hangi projeyi hayata geçirdiysek, hangi ilerlemeyi kaydettiysek işte bu dış ve iç sabotajcılara rağmen bunları başardık."

Gençlere bırakacakları en önemli miras olarak gördükleri büyük ve güçlü Türkiye'nin temellerini böylece yükselttiklerini kaydeden Erdoğan, "Gençlerimizin bu temel üzerinde ülkemizi ve milletimizi dünyada hak ettiği seviyeye çıkartacağından şüphe duymuyorum." dedi.

- "Avrupa ve Amerika kendi güvenlik ve refahları dışında hiçbir şeyi umursamıyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin mutlaka güçlü olmak zorunda olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bunun en bariz ispatı, yakın çevremizde son yıllarda ardı ardına yaşanan insani krizler ve çatışmalardır. Suriye darmadağın, Irak kırılgan, Libya bütünlüğünü hala sağlayamadı. Ukrayna topraklarındaki savaş sürüyor. Balkanlar'daki gerilim hiç düşmüyor. İsrail, bölgedeki her devleti tahrik eder hale geldi. İşi gücü bu. Avrupa ve Amerika kendi güvenlik ve refahları dışında hiçbir şeyi umursamıyor. İslam ülkeleri maalesef Kudüs meselesi gibi en temel konularda bile güçlü bir duruş sergileyemiyor. Türk Devletleri Teşkilatı giderek güçlenmekle birlikte henüz arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamadı. Tüm bu fotoğraf içinde Türkiye, her alanda ve her konuda birlik, beraberlik, dayanışma sağlamak için çırpınıyor, uğraşıyor, çalışıyor. Karabağ'da elde edilen netice, birlik ve beraberlik halinde hareket edilmesinin nasıl sonuçlar doğurabileceğini Allah'a hamdolsun bizlere gösterdi."

- "İsrail, Gazze'de hunharca insan öldürebiliyorsa bunun sebebi İslam aleminin dağınıklığıdır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze meselesinde böyle bir güç birliğinin henüz oluşturulamamasından duyduğu üzüntüyü ifade ederek, şunları kaydetti:

"Şayet bugün İsrail, Gazze'de ve diğer Filistin şehirlerinde hatta buralara komşu ülkelerde hunharca insan öldürebiliyorsa bunun sebebi onun gücü değil, İslam aleminin dağınıklığıdır. Batılı ülkelerin yönetimleri adeta İsrail'in esiri olmuş durumdayken, aynı ülkelerin halklarında yaşanan uyanış ve giderek yükselen itirazlar bize insanlık adına umut veriyor. İngiltere'de caddelerin halini görüyorsunuz. Fransa'da görüyorsunuz. Amerika'da görüyorsunuz. Dün Berlin'de görüyorsunuz. Demek ki 'Ya Kahhar' ismi şerifiyle bir başka uyanış tecelli ediyor."

İsrail'in Gazze'de, diğer Filistin şehirlerinde uyguladığı devlet ve işgalci terörün bir insanlık suçu, soykırım olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu görüşleri paylaştı:

"Şu anda iki bini aşkın avukatla inşallah bu soykırımı bizler gerekli olan yerlere şikayetini yapacağız. Bunun takipçisi olacağız. Bu işi yarı yolda bırakamayız ve bu bedel ödenecek. Ama ne yazık ki parlamentomuza bakıyorsunuz bir siyasi partinin genel başkanı aynen Netanyahu gibi konuşuyor. Şimdi bunlara cevabı verecek olan biziz. Neyle vereceğiz? Duruşumuzla vereceğiz. Haddini bildireceğiz. Zira bu parlamentonun çatısı altında Netanyahu gibi konuşanlar olamaz, olmamalı."

- "Bu terör devletinin başındaki kişi, İsrail halkını isyan ettiriyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in bir terör devleti olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu terör devletinin başında olan kişi de ne yazık ki İsrail'i şu anda adeta İsrail halkını isyan ettiriyor ve onları kendine karşı isyan ettirir hale getirmiştir. Onun için eceli yakındır. Bu suçun mutlaka uluslararası düzeyde takip edilmesi, soruşturulması ve zalimlerin hak ettikleri cezaları almaları şarttır. Aksi takdirde dünyada hiçbir birey, hiçbir toplum kendini güvende hissedemez. Arkasına Amerika ve Avrupa gibi güçleri alan her terör oluşumu, insanları dilediği gibi katledecek, soykırıma varan vahşetler uygulayacaksa dünya düzeni tümden bozulmuş demektir. Her bozuk düzen gibi bu düzenin de değişmesi kaçınılmazdır. Biz bu hakikatleri dile getirerek, değişim talebini dünya gündemine taşıyarak ve görüştüğümüz her ülke temsilcisiyle paylaşarak üzerimize düşeni yapmanın gayreti içindeyiz."

Erdoğan, zulme karşı duruşlarını, kalpleriyle buğzetme yanında dilleriyle de ifade etmeye çalıştıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır üzerinden Gazze'ye gönderdikleri insani yardımların, Gazze'den Türkiye'ye getirdikleri hastaların, gösterdikleri gayretin bir ifadesi olduğunu dile getirdi.

Yanlarında refakatçileriyle birlikte şu anda 27 kanser hastasını Türkiye'ye getirdiklerini hatırlatan Erdoğan, "Cerrahi müdahale yapılması gerekenleri de bir an önce almanın gayreti içerisindeyiz. Şu anda Mısır'la görüşmelerimiz bu istikamette devam ediyor." dedi.

Gazze'ye gemiyle 666 ton ve 10 uçak dolusu insani yardım gönderdiklerini kaydeden Erdoğan, "İnşallah Gazze'de yaşanan vahşet ve orada şehit olan 12 bini aşkın kardeşimizin fedakarlığı dünyada yeni bir uyanışa, yeni bir silkinişe vesile olacaktır. Allah'ın izniyle Gazze'de dökülen tek bir damla kan, akan tek bir damla gözyaşı bile boşa gitmeyecektir. Rabb'imizin 'Sizlere şer gözükenlerde hayır, hayır gözükenlerde şer olabileceği' ikazının mucizesine inşallah bir kez daha şahitlik edeceğiz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Türk Talebe Birliğinin tarihi boyunca hep olduğu gibi bu silkinişin, uyanışın, dirilişin, inkılabın da gençler nezdinde bayraktarlığını yapacağına inandığını aktararak, kuruluşundan bugüne Birliğe emeği geçenleri şükranla yad edip, genel kurulun hayırlara vesile olmasını diledi.

Genel kurula, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, İstanbul Valisi Davut Gül, Birlik Vakfı Yüksek İstişare Kurulu Başkanı İsmail Kahraman, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, bazı eski bakanlar ve davetliler katıldı.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan genel kurulda, MTTB'yle ilgili tanıtım filmi gösterildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan salona girdiğinde, "Ayasofya'nın ikinci Fatih'i Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Hoş Geldiniz" yazılı resim sahneye yansıtıldı.

Genel kurulda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını tamamlamasının ardından katılımcılar aile fotoğrafı çektirdi.

(Bitti)

Cumhurbaşkanı Erdoğan gazze israil İstanbul Milli Türk Talebe Birliği Genel Kurulu soykırım şikayet