Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı: (3)

TAKİP ET

"Gazze, bir defa Filistin halkının toprağıdır. Amerika'nın bunu kabullenmesi lazım" - "Eğer 'Gazze, Filistin halkının değil bu işgalci yerleşimcilerin, İsrail'in toprağıdır' diye bir yaklaşım Biden'da varsa zaten anlaşmamız mümkün değil" - "Bu coğrafyada Türkiye'ye rağmen girişimde bulunmak, plan yapmak mümkün değil. Bizim durduğumuz yer, takındığımız tavır, değerlerimiz, ilkelerimiz bellidir" - "ABD Dışişleri Bakanı Blinken, daha yeni buradaydı. Herhalde bizi bundan sonra Biden ağırlar. Benim Biden'ı aramam şık olmaz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze'nin Filistin halkının toprağı olduğunu, ABD'nin bunu kabullenmesi gerektiğini belirterek, "Eğer 'Gazze, Filistin halkının değil bu işgalci yerleşimcilerin, İsrail'in toprağıdır' diye bir yaklaşım (ABD Başkanı Joe) Biden'da varsa zaten anlaşmamız mümkün değil." dedi.

Erdoğan, Suudi Arabistan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu, sorularını yanıtladı.

"İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin ABD Başkanı Joe Biden ile görüşüp görüşmeyeceğine" ilişkin soru üzerine Erdoğan, "ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, daha yeni buradaydı. Herhalde bizi bundan sonra Biden ağırlar. Benim Biden'ı aramam şık olmaz. Orta Doğu'da, Doğu Akdeniz'de, bölgemizde kilit ülke konumunda olduğumuzu sadece biz söylemiyoruz. Bu coğrafyada Türkiye'ye rağmen bir girişimde bulunmak, plan yapmak mümkün değil. Bizim durduğumuz yer, takındığımız tavır, değerlerimiz ve ilkelerimiz bellidir. Bizim çabamız insan hayatını korumak, barışı sağlamak, savaşları sonlandırmak ve masumların gözyaşlarını silmek içindir." diye konuştu.

Tüm kriz bölgelerine yönelik bir çözümlerinin, hamasi söylemlerden tamamen arındırılmış ve derde derman reçetelerinin olduğunu ifade eden Erdoğan, bunları dinlemek isteyenlere anlattıklarını, kendilerini anlayabileceklere ulaştıklarını belirtti.

Erdoğan, "Bizim durduğumuz yerin kıymetini anlayabilecek herkese kapımız açıktır. Samimi çözüm için bizimle irtibat kurmak isteyen herkesle bugüne kadar olduğu gibi konuşmaya ve insanlığın itibarını kurtarmak için çabalamaya devam edeceğiz. Sorunun çözümü için en uygulanabilir önerileri sunan ülke Türkiye. Bölgedeki krizlerin, sorunların çözümü için kilit ülke Türkiye. Coğrafyamızdaki tüm ülkelerle görüşebilen, çatışan, savaşan tarafları aynı masada toplayabilen tek ülke Türkiye." şeklinde konuştu.

- "Nihayetinde Filistinliler ve tüm mazlumlar kazanacaktır"

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 16'ncı Zirvesi dolayısıyla bulunduğu Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile görüştüğü hatırlatılarak, "28'inde de Reisi'nin buraya geleceğini şimdi sizden öğrenmiş bulunduk. Gazze konusunda İran'la ortak adımlar atılabilir mi?" sorusu üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Atılmaması için hiçbir sebep yok. Tüm mesele bu ortak adımları atarken öyle adımlar atalım ki yani affınıza sığınıyorum, hem nalına hem mıhına olmasın. Netice alıcı adımlar atalım ve bu adımları atarken duygusallıktan uzak, uluslararası diplomasiyi harekete geçirecek ve bütün bunları yaparken de gerek İran halkına gerek Türkiye halkına burada mesajlar verebilelim. Eğer bunu başarabilirsek bu, tabii çok çok isabetli olur."

Filistinlilerin, Gazzelilerin ayni ve nakdi ihtiyaçlarının bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Burada acaba yakıt sıkıntısını nasıl gideririz? Jeneratörler hastanelerde çalışmıyor, böyle bir durum var. Devreye sokulması gereken en önemli ülke malum, İsrail üzerinde etkisi olan Amerika. Şimdi Amerika'nın üzerine Dışişleri Bakanım muhatabıyla gidiyor. Biden'a da biz aynı şekilde bunu söyleriz. Tabii Biden'la görüşmede İran'ın devreye girmesi zaten söz konusu değil ancak biz Biden'la görüşmede bunları onlara iletiriz, söyleriz ve bütün bunlarla birlikte şunu ifade etmemiz lazım: Gazze, bir defa Filistin halkının toprağıdır. Amerika'nın bunu kabullenmesi lazım. Eğer 'Gazze, Filistin halkının değil de kalkıp hayır bu işgalci yerleşimcilerin veya İsrail'in toprağıdır' diye bir yaklaşım Biden'da varsa zaten anlaşmamız mümkün değil.

Şimdi kuzeyden güneye sürüklediler. Kuzeye dönüş şu an itibarıyla ne yazık ki söz konusu değil ve ciddi sıkıntı var. Bunun da önünü açmak lazım. Burada bir taraftan Mısır'la görüşmeler yapıp bir taraftan Körfez ülkeleriyle görüşmeler yapıp Amerika'yı bizim baskı altına almamız lazım. Amerika'yı baskı altına alarak Amerika'nın İsrail'e baskısını artırması lazım. Batı'nın İsrail'e baskısını artırması lazım. Hangi Batı ülkesiyle Körfez ülkeleri eğer ilişki halindeyse oraya yapacakları baskıyla İsrail üzerindeki etkilerini arttırmak lazım."

Ateşkesin sağlanmasının Türkiye için hayati derecede önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, ateşkesi sağlamakla da işin bitmeyeceğini, aksine daha da yoğunlaşacağını söyledi.

Gazze'deki yaraların sarılması için bölge ülkelerinin dayanışmasının çok önemli olacağının altını çizen Erdoğan, Gazze'nin altyapısının ayağa kaldırılmasından enkaza dönen yerleşim yerlerinde yeniden yaşamın başlamasına kadar yapılacakların bulunduğunu belirtti.

Erdoğan, "Akan kanın durması, sivil ölümlerinin son bulması için İran ya da başka devletlerle atılacak her adımı görüşmeye, harekete geçmeye hazırız. Diğer yandan bu savaş, Hilal-Haçlı Savaşı'na dönmeyecek çünkü bu savaş iyi ile kötünün, yalan ile hakikatin, mazlum ile zalimin, hak ile batılın savaşı haline gelmiştir. Nihayetinde inanıyorum ki iyiler, hakikatin yanında saf tutanlar, mazlumlar ve hakkın savunucuları yani Filistinliler ve tüm mazlumlar kazanacaktır." diye konuştu.

- "Topraklarımız, tarih boyu nice büyük barışlara beşiklik etmiştir"

Bir gazetecinin "(İsrail-Filistin çatışmasının sonlandırılmasına ilişkin) Barış Konferansı adımı atmayı planlıyorsunuz. Konferanstan tam olarak beklentiniz nedir?" sorusu üzerine Erdoğan, bunun çözüm önerilerinden biri olduğunu belirtti ve şöyle devam etti:

"Bu konuyla ilgili olarak şu anda dayanışma halinde olduğumuz, meseleleri konuşabileceğimiz, çözebileceğimiz ülkelerle bu adımı atmanın planlarını yapıyoruz. Bu konuda Dışişleri Bakanlığımız çalışmalarını daha da geliştiriyor. Bu da muhataplarıyla çok daha farklı bir zemine inşallah taşıyacak. Tabii biz, 'Adil bir barışın kaybedeni olmaz.', bunu başından beri hep söyledik, söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz çünkü buna samimiyetle inandık, inanıyoruz. Savaşan taraflar dahil bölgede tüm aktörlerin katılacağı bir toplantıdan daha fazla barışa hizmet eden bir zemin olamaz. Bunları sağlamaya gayret edeceğiz ve topraklarımız tarih boyu nice büyük barışlara beşiklik etmiştir. Bunu bundan sonra da devam ettirmek bizim boynumuzun borcudur. Bunu yapabilecek güçteyiz. İnsan gücü olarak bizde var, beyin gücü olarak bizde var. Bu noktada herhangi bir sıkıntımız söz konusu değil ve geçmişimiz karanlık değildir. İslam İşbirliği Teşkilatıyla Arap Ligi’nin işte dün birlikte yaptığı çalışmada ortaya çıkan tablo görünüyor. Bütün mesele demek ki işin içerisinde olunca bir şeyler değişiyor. İnşallah bu barış konferansında da böyle bir neticeyi alabiliriz."

- "Çekimserleri dahi adeta yanımızda hissettim"

"7 Ekim'den bu yana insanlık ve küresel vicdan adına sergilediğiniz duruşunuzu ikinci bir 'One minute' olarak değerlendirebilir miyiz? Sizce Orta Doğu'da bundan sonra ne olacak, ne değişecek?" şeklindeki sorular üzerine Erdoğan, Davos'taki konunun İsrail tarafından o dönemde yine çocukların öldürülmesiyle ilgili olduğunu hatırlattı.

"Samimiyetle oluşmuş ve insanlığın adeta vicdanı olmuştu ve ben ondan sonra dedim ki: 'Bu, Davos'a son gelişimdir.'" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:

"Dedim, 'Bir daha ben Davos'a gitmem.' O kapıyı kapattım. O zat da zaten artık ortalıktan kayboldu, yok ama Allah ömür verdi, bu zat ise burada… Şimdi de aslında kurduğumuz her cümle, attığımız her adım insanlık görevimizi yerine getirmek için. Filistin'de yaşananları görmezden gelmek, onların çığlığını yok sayıp yüz çevirmek, bizim için imkansızdır. O zaman Davos'ta da şimdi dünyanın çeşitli yerlerinde de bu vicdan çağrısını dillendirmiyor olsaydık bu tutum, kendimizi inkar anlamına gelirdi."

İsrail'in, son Gazze saldırılarıyla uluslararası kamuoyunun desteğini yitirdiğini belirten Erdoğan, "Ülke yönetimleri, emperyalist çıkarları doğrultusunda İsrail yönetimiyle kucaklaşma yarışına girse de toplumların nezdinde İsrail, artık bebek katili bir ülkedir." dedi.

Erdoğan, bundan sonraki süreçte de atılacak adımlarda dikkat edilmesi gereken hususlar bulunduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

"Kesinlikle yani tükürdüğümüzü yalamamak gerekir çünkü burada da nasıl bir vicdan çağrısını o zaman yaptıysak bugün yine aynı şekilde bir vicdan çağrısı yapıyoruz. Vicdanlara sesleniyoruz. Herhalde bu insanların tamamı vicdansız değil. Tamamı vicdansız olsa 121 ülke burada, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda bizim gibi düşünmezdi hatta ben çekimserleri dahi adeta yanımızda hissettim. Onun için ne yapacağız? Markajımızı devam ettireceğiz. Adam adama markaj, alan markajı yapacağız çünkü bu topraklarda özellikle yıllar önce atılmış fitne tohumları var. Bu fitne tohumlarını temizlememiz lazım. Bunu da yapar mıyız? Ben yapacağımıza inanıyorum ve bu güç, bu kalite, bu kapasite bölgede diğer ülkelerde de var fakat hepsinde endişe var ve bu endişe ortadan kalkmalı. 'Türkiye, böyle düşünüyorsa biz de aynı şekilde bu adımı atabiliriz.' dedirtmemiz lazım."

Bölgedeki çatışmaların, savaşların, ihtilafların ve gerilimlerin tek panzehrinin birlik olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bir olur, iri olur ve diri olursak bölgemizdeki ateşler bir bir söner. Yangın yerine dönen bu coğrafya geçmişte olduğu gibi gül bahçesi, medeniyet güneşi haline gelir. Bütün farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek bir kenarda tutup ortak müştereklerimizi ön plana çıkartırsak emin olun bütün sorunlarımızın çözüm yoluna girmeye başladığını görürüz. Bölgemiz, on binlerce kilometre öteden gelerek burada güç devşirmek isteyen ülkelerden bir an önce kurtulmalı." dedi.

(Sürecek)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gazetecilere açıklamalarda bulundu Suudi Arabistan ziyareti uçak