Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı: (1)

TAKİP ET

"(Türkiye-Yunanistan) İki ülke, üçüncü tarafların müdahalesine ihtiyaç duymadan sorunlarını suhuletle çözebilecek birikime, tecrübeye ve iradeye fazlasıyla sahiptir" - "Gayet olumlu bir atmosferde geçen ziyaretimin Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde yeni bir sayfa açacağına inanıyorum" - "Bu işbirliğini sadece enerji alanında değil nükleer enerji dahil tüm alanlarda geliştirmenin, genişletmenin gayreti içindeyiz. Mesela bizim Sinop'ta inşa edilecek nükleer santralimizin enerjisinden Yunanistan'a da imkan tanıyabiliriz" - "Kimsenin hakkında hukukunda gözümüz olmadığı gibi, haklarımızı da kimseye çiğnetmeme irademiz sağlamdır. Kaldı ki Doğu Akdeniz'de kapsayıcı, adil bir paylaşım mümkündür" - "Miçotakis'e 'Sizi Filistin'in yanında görmek isterdik, keşke çekimser olanların arasında kalmasaydınız, siz de bu 121 ülkenin yanında yer alsaydınız' dedim. Bizim görevimiz doğruyu hatırlatmak"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ve Yunanistan'ın, üçüncü tarafların müdahalesine ihtiyaç duymadan sorunlarını suhuletle çözebilecek birikime, tecrübeye ve iradeye fazlasıyla sahip olduğunu söyledi.

Erdoğan, Yunanistan ziyareti sonrası yurda dönerken, uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in daveti çerçevesinde Atina'ya yaptığı resmi ziyareti başarıyla tamamladıklarını belirten Erdoğan, "Malumunuz iki ülke arasında 65 yıllık aranın ardından Devlet Başkanı düzeyinde ilk resmi ziyareti 2017 yılında yine biz gerçekleştirmiştik. Bu defa Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi vesilesiyle tekrar Atina'da bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduk." dedi.

Başbakanlığı döneminde kurdukları Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin son toplantısını 2016 yılında yaptıklarını anımsatan Erdoğan, bu ziyaretle 7 yıllık bir fasılanın ardından konseyin 5. toplantısını icra ettiklerini ifade etti.

Erdoğan, toplantı sırasında eğitimden tarıma, turizmden ticarete, çeşitli alanlarda anlaşma metinlerinin imza altına alındığını aktardı.

İlk olarak Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu ile bir görüşme gerçekleştirdiklerini, sonrasında Başbakan Miçotakis ile bir araya geldiklerini belirten Erdoğan, bakanların katılımıyla düzenlenen konseyin 5. toplantısına birlikte başkanlık ettiklerini hatırlattı.

Ziyaret çerçevesinde yaptıkları görüşmelerde ikili ilişkilerin tüm boyutlarını gözden geçirdiklerini dile getiren Erdoğan, "Olumlu gündem temelinde işbirliğimizi daha da geliştirmek adına atılabilecek adımları değerlendirdik. Bölgesel ve küresel gelişmeler de gündemimizde yer aldı. Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanmakta olan zulmü gündeme getirdik. İşlenmekte olan katliamlar karşısında uluslararası toplumun sessiz kalmaması gerektiği yönündeki kanaatimizi paylaştık. Kalıcı ateşkesin tesisi ve insani yardımların kesintisiz şekilde akışının tamiri noktasında yapılabilecekleri ele aldık." diye konuştu.

- "Üst düzey diyaloğumuzun devamının büyük önem taşıdığı kanaatindeyim"

Miçotakis ile dostane ilişkiler ve iyi komşuluk hakkında Atina Bildirgesi'ni imzaladığını, böylece ikili ilişkileri geliştirme iradesini en üst düzeyde karşılıklı teyit etmiş olduklarını aktaran Erdoğan, şunları söyledi:

"İki ülke, üçüncü tarafların müdahalesine ihtiyaç duymadan sorunlarını suhuletle çözebilecek birikime, tecrübeye ve iradeye fazlasıyla sahiptir. Bunu teminen, üst düzey diyaloğumuzun devamının büyük önem taşıdığı kanaatindeyim. Dostum Miçotakis'i müteakip konsey toplantısı için Ankara'ya davet ettim. Ziyaretim sırasında, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu üyelerini de kabul ettim. Soydaşlarımızla hasbihal ederek sorunlarını dinledim. Uluslararası anlaşmalardan kaynaklı azınlık haklarından tam manasıyla yararlanmaları konusundaki desteğimizi kendilerine bir kez daha ifade ettim. Gayet olumlu bir atmosferde geçen ziyaretimin Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde yeni bir sayfa açacağına inanıyorum. Görüşmelerimizin ve aldığımız kararların işbirliğimizin geleceği açısından hayırlara vesile olmasını diliyorum."

- "İşbirliğini tüm alanlarda geliştirmenin gayreti içindeyiz"

Erdoğan, ziyaret öncesinde Yunan Gazetesi Kathimerini'ye verdiği mülakatta Doğu Akdeniz'de enerji uyuşmazlıklarının yapıcı diyalogla çözülebileceğine ilişkin bir değerlendirmesi olduğu hatırlatılarak, "Bugün verdiğiniz mesajlar da bu yöndeydi. Doğu Akdeniz'deki enerji konusu bugün görüşmelerinizde gündeme geldi mi? Yunanistan'ın buna yaklaşımı ne oldu? Sizin bir de bu konuyla ilgili bir konferans öneriniz vardı. Bu önerinizi de yinelediniz mi? Yunanistan'ın buna yanıtı ne oldu?" sorularını şöyle yanıtladı:

"Bu işbirliğini sadece enerji alanında değil nükleer enerji dahil tüm alanlarda geliştirmenin, genişletmenin gayreti içindeyiz. Mesela bizim Sinop'ta inşa edilecek nükleer santralimizin enerjisinden Yunanistan'a da imkan tanıyabiliriz. Biliyorsunuz biz Ataşehir'de bir enerji Hub'ı yapalım dedik. Oradaki kulelerden bir tanesini sadece bu enerji dağıtım imkanlarını seferber ettiğimiz bir hale getirelim istiyoruz. Biliyorsunuz Trakya'da, Rusya'dan gelecek doğal gaz ile oradan Balkanlar'a ve Avrupa'ya gaz temininde bir merkez olma kararımız mevcut. Bu konuda da Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ile mutabık kaldık. Doğu Akdeniz'deki gerginlikler en çok bölgenin önemli ülkeleri olan Türkiye ve Yunanistan'ı olumsuz etkiler. Bu nedenle biz buradan ne gibi imkanlar elde ederiz, ülkelerimizin yararına ne gibi olanaklar oluştururuz bunun hesabı, gayreti içerisinde olmamız lazım. Bu konuya Sayın Miçotakis'in olumlu yaklaştığını söyleyebilirim. Temennimiz odur ki, biz bardağın dolu tarafıyla ilgilenelim, boş tarafıyla ilgilenmeyelim. Bölgemizin doğal zenginliklerinin hakça paylaşımı noktasındaki tutumumuz başından beri aynı. Kimsenin hakkında, hukukunda gözümüz olmadığı gibi, haklarımızı da kimseye çiğnetmeme irademiz sağlamdır. Kaldı ki Doğu Akdeniz'de kapsayıcı, adil bir paylaşım mümkündür. Yeter ki bunu sağlayacak zemini inşa edip, doğru yol haritaları oluşturalım ve provokasyonlara fırsat vermeyelim. Düzenlenmesini önerdiğimiz bu konferans işte o zeminin oluşturulması için doğru bir yaklaşım olacaktır."

- "Maliyetleri de çok çok düşürmüş bir ülke konumundayız"

Türkiye ve Yunanistan'ın çok ciddi savunma harcamaları yaptığı, bunların önemli kısmının iki ülke arasındaki rekabetten ve yarıştan kaynaklandığının değerlendirildiği belirtilerek, "İki ülke arasındaki temel sorunların çözülememiş olmasının bu harcamaları daha da arttırabileceği yönünde günümüze kadar böyle bir kaygı ve endişe vardı. Acaba iki ülke, bu yöndeki harcamalarını daha da azaltma ve buradaki kaynakları insani gelişime ve yatırımlara yöneltme noktasında bir iradeyi, anlayış birliğini ortaya koyabilir mi?" sorusuna karşılık Erdoğan, "Şunu göğsümü gere gere söyleyebilirim ki, biz şu anda 85-86 milyon nüfusuyla, 780 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip bir ülke olarak savunma harcamalarımıza Yunanistan'la mukayese edilmeyecek düzeyde dikkat ediyoruz." dedi.

Yunanistan'ın, bu alanda Türkiye'den çok çok farklı harcamalar yaptığını ifade eden Erdoğan, bu savunma harcamalarında Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere bazı ülkelerin ciddi desteklerinin bulunduğunu söyledi.

Erdoğan, "Bu rakamlar bize daha önce hep gelmiştir, takip etmişizdir. Mesela Ege Denizi üzerinde Türkiye ve Yunanistan'ın it dalaşları konusunda 'Biz artık bu sayfayı kapatalım, bitirelim bu işi' dedik. Bunları Sayın Miçotakis'e de ondan önce görev yapan başbakanlara da hep söyledik. Biz dostluğa ağırlık verelim istiyoruz. Dost kazanmanın gayreti içerisindeyiz." diye konuştu.

Yunanistan'ın savunma sanayisinde Türkiye gibi bir üretiminin söz konusu olmadığını aktaran Erdoğan, Türkiye'nin bu alanda artık ihtiyacını büyük oranda karşılayan düzeyde üretim yapar hale geldiğini, bu nedenle silah alımlarına yönelik harcamalarının, Yunanistan'la mukayese edilmeyecek düzeyde düşük olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kendi savunma sanayi harcamalarını üreten ve maliyetleri de çok çok düşürmüş bir ülke konumundayız. Şimdilik bir F-16 üretmiyoruz ama onların da tamirini ve bakımını yapar durumdayız. Baykar'ın ürettiği insansız hava araçları, İHA, SİHA, Akıncı TİHA, şimdi de malum onların da bir üst segmenti Kızılelma bir yanda duruyor. Diğer yanda TUSAŞ'ın ürettiği ANKA'lar bulunuyor. Milli muharip uçağımız KAAN ile çok farklı bir adım daha atacağız. Bunlar Türkiye'nin savunma sanayisindeki maliyetlerini düşürdü. Yunanistan'ın böyle bir imkanı yok. Onlar sadece dış destekle yürüyorlar ve dışarıdan aldıkları bu destekler de yeni bir maliyet muhasebesi yapma imkanını onlara veriyor."

- "Görevimiz doğruyu hatırlatmak"

Erdoğan, "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki Gazze'de ateşkes çağrısına Yunanistan çekimser bir oy kullanmıştı. Siz bu konuda çok yoğun bir diplomasi yapıyorsunuz, bu konuya önem veriyorsunuz. Bugünkü görüşmelerin akabinde Yunanistan'ın Gazze yönelik tavrında bir değişim olacak mıdır?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Miçotakis'e 'Sizi Filistin'in yanında görmek isterdik, keşke çekimser olanların arasında kalmasaydınız, siz de bu 121 ülkenin yanında yer alsaydınız' dedim. Bizim görevimiz doğruyu hatırlatmak. Bir su damlasının mermeri delebilmesi için aynı noktaya defalarca düşmesi gerekir. Tıpkı o su damlaları gibi nihai hedefe bu hususları bir kez hatırlatmakla ulaşmak mümkün olmuyor. Şimdi biz de aynı noktaya ikazlarımızı, uyarılarımızı yapacağız ki, inşallah neticeyi alalım. Ben birçok ülkenin Gazze'deki insanlık suçlarının karşısında konumlanmaya devam edeceği düşüncesindeyim. Bunu bazı ülkelerde meydanlardan yükselen seslerin sağlamaya başladığını görüyoruz. Bazı ülkeler de gerek uluslararası hukukun korunmasına yönelik inançları, gerek insan hakları konusundaki hassasiyetleri, gerekse nükleer tehditlerin azaltılmasına dair düşünceleri nedeniyle gecikmeli de olsa tarihin doğru tarafında durmaya öyle ya da böyle mecbur kalacaklardır. Bu nedenle her defasında Filistin'in kazanacağına inancımız tamdır. Filistin'in kazanması demek dünya barışının kazanması, insan haklarına bağlılığın yeniden tesisi demektir. İşlevsiz bir küresel sistem istemiyorsak, delik deşik bir uluslararası hukuk istemiyorsak Filistin'in kazanmasına destek olmalıyız. Yoksa güçlünün ve zalimin hukuku egemen olur ki, bu tüm dünya için bir felaket demektir."

- "Barışın korunması için adım atma zamanı"

"BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in BM Güvenlik Konseyi'ne yazdığı bir mektup bulunuyor. İspanya Başbakanı Sanchez de bu mektuba destek verdi. Bu adım daha da büyür mü, uluslararası toplumda daha geniş bir destek bulur mu?" sorusuna karşılık Erdoğan, şunları dile getirdi:

"BM Genel Sekreteri Guterres bir genel sekreter olarak şu ana kadar faydalı olamadığını ifade ediyor. Daha yeni 99. maddeyi ancak işletebildi. Bakalım netice alabilecek mi? Guterres küresel sistemin alarm düğmesine basmıştır. Dünya barışını korumak için kurulmuş bir yapıyı oluşturan unsurlara 'görevinizi unutmayın' demektedir. Umarım bu çağrıya BM Güvenlik Konseyi kulak verir. Artık küçük çıkar hesaplarını, 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' zihniyetini bir kenara bırakma ve gezegenimizde barışın korunması için adım atma zamanıdır. İspanya Başbakanı Sanchez, Batı ülkeleri içerisinde gerçekten en yiğidi çıktı. Bütün olumsuzluklara rağmen, Sanchez ileri giderek Filistin'in Avrupa Birliği ülkeleri tarafından tanınması noktasında kararlılığını ortaya koydu. İspanya, Sanchez ile 'Filistin'in Avrupa Birliği tarafından tanınması için teklifimi yapacağım' diyecek kadar yiğit çıktı. Onun için ben kendisini alkışlıyorum."

- "Biden ile görüşme gündemimizde değil"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın ABD'yi ziyaret edeceği belirtilerek, "İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi sonrası 7 ülkenin dışişleri bakanları kararların uygulanması konusunda sürekli istişare halinde. Bu temas grubu ABD'de de görüşmelerde bulunacak. Bir kere nasıl bir sonuç bekliyoruz, yeniden ateşkes sağlanabilir mi? Bir de daha önce de sormuştuk 'acaba sizin Biden'la bir görüşmeniz olur mu?' diye, siz 'artık ev sahipliği yapması gereken Biden' demiştiniz. Böyle bir ihtimal var mıdır?" sorusu üzerine de Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz İstanbul'a dönerken Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan da Washington'a hareket etti ve yedili grup olarak Amerika'daki temaslarını sürdürecekler. Bu temaslarda ne gibi bir netice aldıklarını görüşmelerden sonra bana bildirecek. Temennimiz odur ki, Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'deki yaşananlar ile ilgili İsrail lehine tavrının sona ermesi noktasında, bu yedili grup bir netice alsın. Aldıkları bu neticeyle de İsrail'e barış için baskı yapabilsinler. ABD Başkanı Biden ile görüşme gündemimizde değil. Gazze konusundaki tavırları hepinizin malumu. Bizi ararsa konuşmamız gereken konular neyse onları da biz kendisiyle görüşüp konuşuruz. Ama yedili temas grubu ABD'den sonra Kanada'ya geçecek. Kanada, Türkiye olarak kendilerinden almayı talep ettiğimiz İHA-SİHA kameraları meselesinde tutturmuş 'İsveç de İsveç'… ABD de aynı şeyi söylüyor. Senin kongren varsa, benim de parlamentom var. Sen kongreden geçirdikten sonra F-16 meselesinde adım atacağım diyorsun, benim de parlamentom var. Parlamentomdan geçmeden benim de böyle bir adımı atmam mümkün değil. Eğer biz NATO'da iki müttefik ülkeysek o zaman dayanışma halinde eş zamanlı sen üzerine düşeni yap, Meclisimiz de gereken kararı alır. Olay bu."

(Sürecek)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Yunanistan ziyareti