Endonezya Dışişleri Bakanı Marsudi, Uluslararası Adalet Divanında Filistin atkısıyla konuştu:

TAKİP ET

"Görünüşe göre 30 bine yakın insanın ölümü, İsrail için yeterli değil zira bir zamanlar Gazze'ye hayat kurtaran insani yardımın ulaştığı tek kapı olan Refah'a yeni bir saldırı düzenlemek üzere"

Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalarda Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi, kürsüye Filistin atkısıyla çıkarak İsrail'in hukuksuz işgali ve zulmünün sona erdirilmesi gerektiğini vurguladı.

Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda faaliyetlerini yürüten UAD'de, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalar sürüyor.

Duruşmalarda Endonezya adına söz alan Dışişleri Bakanı Retno Marsudi, İsrail'in uluslararası hukukun bariz ihlaline karşı çıkmak üzere mahkemeye geldiğini belirtti.

Marsudi, "Hepimiz, Gazze'de devam etmekte olan insani felakete ve bunu takiben bölge genelinde tırmanan olaylara tanıklık ettik ve bu durum, Filistin'deki yasa dışı İsrail işgalinin temel nedenini ele almak üzere küresel bir çağrıyı cesaretlendirdi. İsrail'in hukuksuz işgali ve zulmü sona ermelidir ve bu, ne normalleştirilmeli ne de tanınmalıdır." dedi.

- "İsrail'in işgali, haksız kuvvet kullanımının bir sonucudur"

Kürsüye Filistin atkısıyla çıkan Marsudi, "Görünüşe göre 30 bine yakın insanın ölümü, İsrail için yeterli değil zira bir zamanlar Gazze'ye hayat kurtaran insani yardımın ulaştığı tek kapı olan Refah'a yeni bir saldırı düzenlemek üzere." ifadesini kullandı.

Divan'ın İsrail'in Filistin'i işgali konusunda görüş verme yetkisine sahip bulunduğunu vurgulayan Marsudi, bunun İsrail tarafının ileri sürdüğü gibi İsrail ile Filistin arasında olduğu iddia edilen barış sürecine zarar vermeyeceğini söyledi.

Marsudi, İsrail’in çeşitli yollarla barış müzakerelerini sürekli akamete uğrattığını ve hiçbir şekilde devam etme niyetinin olmadığına dikkati çekerek, BM tarafından da tanınan Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin hakkının İsrail tarafından engellendiğine işaret etti.

"İsrail'in işgali, haksız kuvvet kullanımının bir sonucudur. Bu nedenle işgal, başından beri hukuka aykırıdır ve öyle olmaya devam etmektedir.” diyen Marsudi, işgalini geçici tutma yükümlülüğü bulunan İsrail'in bunu kalıcı hale getirerek ve Filistin topraklarını ilhaka çalışarak uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal etmeyi sürdürdüğünü anlattı.

Marsudi, "İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarına kendi nüfusunu taşıması ve Filistinlileri işgal altındaki topraklardan zorla göç ettirme politikası, uluslararası insancıl hukukun temel kurallarını ihlal etmektedir." dedi.

İsrail'i işgal altında tuttuğu Filistin topraklarında apartheid politikası uygulamakla suçlayan Marsudi, "İsrail, işgal ettiği Filistin topraklarındaki tüm hukuksuz eylem ve politikalarına derhal ve koşulsuz son vermelidir. İsrail, işgali altındaki topraklardan ordusunu hemen, şimdi çekmelidir.” diye konuştu.

Marsudi, üçüncü devletlerin ve BM’nin İsrail işgalini ve diğer ihlallerini tanımama yükümlülüğünün ve bu ihlallere destek vermeme sorumluluğunun bulunduğunu vurguladı.

- BM Genel Kurulu, UAD'den görüş istemişti

BM Genel Kurulu, 30 Aralık 2022 tarihli kararında UAD'ye, Divan Statüsü'nün 65. maddesine dayanarak 1967'deki savaştan bu yana İsrail'in Filistin'deki işgalinin hukuki neticelerine ilişkin iki soru yöneltti.

BM Genel Kurulunun Divan'dan cevaplarını talep ettiği sorular şu şekilde:

"1- İsrail'in, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal etmesinin, işgali sürdürmesinin, 1967’den bu yana Filistin topraklarındaki yerleşim ve ilhak faaliyetlerinin, Kudüs'ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinin hukuki sonuçları nelerdir?

2- İsrail'in, ilk soruda belirtilen uygulamaları, işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilemektedir ve bu durumun tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için doğurduğu hukuki sonuçlar nelerdir?"

Danışma görüşü talebi, 17 Ocak 2023'te BM Genel Sekreteri tarafından UAD'ye ulaştırılırken Divan, BM üyesi devletlere ve Filistin'e danışma görüşü istenen sorular hakkında yazılı ve sözlü beyanda bulunma haklarına ilişkin bildirim yaptı.

- Danışma görüşünün etkisi nedir?

UAD'nin danışma görüşleri, her ne kadar bağlayıcı olmasa da birçok devlet ve kuruluş tarafından dikkate alındığı ve verilen görüşe uygun hareket edildiği belirtiliyor.

Divan'ın, İsrail'in Filistin topraklarında inşa ettiği duvara dair 2004'te verdiği danışma görüşünde duvarın hukuka aykırı olduğunu tespitinin ardından birçok devlet ve şirketin, söz konusu duvarın inşasına katkı sunmaktan imtina etmesi, İsrail'e sattıkları inşaat malzemelerinin duvarın yapımında kullanılmaması şartını koyması dikkati çekiyor.

Yine UAD'nin 22 Temmuz 2010'da uluslararası hukukta bir devletin tek taraflı bağımsızlık ilan etmesinin yasaklanmadığı yönünde verdiği danışma görüşünün ardından, Kosova'nın bağımsızlığının meşruiyeti arttı ve bağımsızlığını tanıyan devlet sayısı çoğaldı.

UAD'nin görüşünün, işgalin uluslararası hukuka aykırılığı yönünde olması durumunda İsrail üzerindeki baskının artması ve ona açıkça destek veren ülkeleri uluslararası toplum tarafından tutumlarını gözden geçirmeye zorlamaları muhtemel.

ABD danışma görüşü Filistin israil işgal Uluslararası Adalet Divanı