Filipinler'de "dikta rejimini" bitiren 1986 ayaklanmalarının yıl dönümünde gösteri düzenlendi

Filipinler'de, 1972'den itibaren yaklaşık 20 yıl dikta rejimiyle ülkeyi yöneten eski Filipinler Devlet Başkanı...

Filipinler'de, 1972'den itibaren yaklaşık 20 yıl dikta rejimiyle ülkeyi yöneten eski Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos'un iktidarını sona ermesinin 37'inci yıl dönümü dolayısıyla gösteri düzenlendi.

Filipinler'in başkenti Manila'daki gösterilere katılan 1400 kişi ellerinde "Asla unutma" yazılı pankartlarla 1986'daki ayaklanmaların olduğu bölgede toplandı.

Demokrasi yanlısı protestocular gösterilerde, bayraklarla diktatör eski Devlet Başkanı Marcos'un iktidarının sona ermesinin 37'inci yıl dönümünü kutladı.

Marcos'un oğlu ve şu anki Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr. ise uzlaşma çağrısı yaptığı bir bildiri yayımladı.

Bildiride, "İlerleme, barış ve tüm Filipinliler için daha iyi bir yaşam oluşturma sürecinde farklı siyasi görüşleri olanlara, bir kez daha uzlaşma niyetiyle elimi uzatıyorum." ifadesine yer verildi.

Sol örgütler koalisyonu Bayan'ın lideri Renato Reyes de, Marcos Jr.'ın babasının yönetimindeki suiistimalleri kabul etmeyi reddetmesi göz önünde alındığında, bildirinin "kulağa iyi geldiğini ancak samimiyetten yoksun olduğunu" belirtti.

- Baba Marcos'un mirası

Komünist güçlere karşı 21 Eylül 1972'de sıkıyönetim ilan ederek dikta rejimini kuran Ferdinand Marcos'un yaklaşık 20 yıl süren iktidarı, 1986'daki halk ayaklanmasıyla sona ermişti.

Marcos, 1989'da Hawaii'de sürgündeyken hayatını kaybetmişti.

Marcos’un oğlu 64 yaşındaki Ferdinand Marcos Jr. ise sürgünden döndüğü 1991'den bu yana kongre üyeliği ve senatörlük yaptı. 2016'da devlet başkanı seçimlerinde aday olan Marcos seçilememişti.

Babası Ferdinand Marcos'un bıraktığı mirası savunurken diktatörlük olarak adlandırılan dönemdeki uygulamalar için özür dilemeyeceğini söyleyen Marcos Jr. ülkede mayısta yapılan devlet başkanı seçimini kazanmıştı.

Marcos Jr. Eylül 2022'de ülkeyi dikta rejimiyle yöneten babasına "diktatör" denilmesinin doğru olmadığını savunmuştu.