Gambiyalı Ceesay gazetecilik hayaliyle geldiği Türkiye'de yüksek lisans yapıyor
YTB Türkiye Bursları programıyla 2 yıl önce Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Gazetecilik Bölümünden mezun olan Fatou Ceesay yüksek lisansına İstanbul'da devam ediyor ancak yaşamını Eskişehir'de sürdürüyor - 27 yaşındaki Ceesay: - "Toplumla alakalı bir şey yapmak, insanların sessiz olan kısmının seslerini yankılamak istiyorum. Bütün bunlar gazetecilikte toplandığı için çocukluğumdan beri benim tercihim gazetecilikti"
YAVUZ EMRAH SEVER - Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) Türkiye Bursları programıyla lisans öğrenimini Eskişehir'de tamamlayan Gambiya uyruklu Fatou Ceesay, mazlumların sesi olmak amacıyla çocukluk hayali gazeteciliği yapabilmek için lisansüstü öğrenimi görüyor.
Bir arkadaşı sayesinde 8 yıl önce YTB'nin Türkiye Bursları programından haberdar olan 27 yaşındaki Ceesay, Türkiye'de üniversite öğrenimi görebilmek için başvuruda bulundu. Ceesay, başvurusunun olumlu sonuçlanmasının ardından çocukluk hayali gazeteciliği yapabilmek için Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Gazetecilik Bölümünü tercih etti.
Öğrenimi süresince Eskişehir'deki esnafla, kaldığı yurtta çalışan görevlilerle ve izlediği Türk dizileriyle Türkçesini geliştiren Ceesay okulunu 2020'de bölüm ikincisi olarak bitirdi.
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Ana Bilim Dalı Bilişim Bölümünde lisansüstü öğrenimini sürdüren Ceesay, Eskişehir'den kopamadı. Öğrenimi için gerektiğinde İstanbul'a giden Ceesay zamanının geri kalanını bu kentte geçiriyor.
Tez yazma çalışmalarını mezun olduğu AÜ'nün kütüphanesinde sürdüren Ceesay, lisansüstü öğrenimini başarıyla tamamlayarak gazetecilik mesleğine başlamayı hedefliyor.
- "YTB öğrenimim süresince benimle hiçbir zaman irtibatı kesmedi"
Fatou Ceesay, AA muhabirine, YTB'nin burslarına hem ABD hem de Türkiye için başvurduğunu fakat tercihinin Türkiye'den yana olduğunu söyledi.
YTB'nin sağladığı imkanların öğrenim hayatını kolaylaştırdığına dikkati çeken Ceesay kurum yetkililerine ve personeline teşekkür etti.
Türkiye'ye geldiğinde 19 yaşında olduğunu, Türk kültürünü tanıdığını, güzel dostlar edindiğini anlatan Ceesay şöyle devam etti:
"YTB, öğrenimim süresince benimle hiçbir zaman irtibatı kesmedi. Gerek yurt sorunlarımız olduğunda gerek okul sorunlarımız olduğunda her zaman yanımızdaydı. Ben ilk geldiğimde bu şehri tanımıyordum. Otogarda bir ekip ayarlanmıştı. Bizi onlar aldılar, yurdumuza kadar götürdüler. Çok maliyetli olduğu için yaz döneminde tatile gitmekte zorlanıyorduk. Yaz döneminde yurt değişimi oluyordu. Onlarla hep irtibat kuruyorduk. Hangi yurtlara gitmemiz gerekiyor, o konuda yardımcı oluyorlardı. Bir de çok güzel bir uluslararası öğrenci akademi yapmışlardı. Ben hep katılmıştım. Bunlar da bize katkıda bulundu."
- Uluslararası öğrencilere "Türkiye'ye geldiğiniz zaman içinize kapanmayın" tavsiyesi
Gambiyalı öğrenci, çocukluğundan beri gazeteci olmak istediğini işaret ederek bu nedenle Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesini tercih ettiğini ve bölümünü severek isteyerek okuyup bitirdiğini anlattı.
Ceesay, "Toplumla alakalı bir şey yapmak, insanların sessiz olan kısmının seslerini yankılamak istiyorum. Bütün bunlar gazetecilikte toplandığı için çocukluğumdan beri benim tercihim gazetecilikti." dedi.
Eskişehir'i ikinci evi gördüğü için kopamadığını, eğitimi dolayısıyla ara sıra İstanbul'a gittiğini dile getiren Ceesay, sosyal medyayla ilgili yeni iletişim araçları, yeni teknoloji modelleri üzerinden çalışmalarını sürdürdüğü bilgisini verdi.
Fatou Ceesay, YTB Türkiye Burslarının kendisine büyük katkı sağladığını dile getirerek şunları kaydetti:
"YTB Burslarını tercih edeceklerin de öyle bir tecrübeden geçmelerini isterim. Hatta bazı arkadaşlarıma başvuru yaparken yardımcı oldum. Bazıları kazandı, şu anda okuyor. YTB'ye teşekkür ediyorum. Yeni gelen öğrencilere de tavsiyem; Türkiye'ye geldiğiniz zaman kendi içinize kapanmayın. Benim buradaki en yakın arkadaşlarım Gambiyalı değil ki buraya gelen ilk Gambiyalı kız benim. Önceden erkekler gelirdi. Kaynaşın, ancak öyle çevre oluşturursunuz. Çünkü insan dediğimiz varlık, sosyal bir varlık. O yüzden insanlara içlerini açmalarını ve geniş bir açıyla dünyaya bakmaları tavsiye ediyorum. Çünkü bu şekilde hayatının kolaylaşması, entegrasyon süresini daha hızlandırıyor. Dil öğrenmeleri açısından da daha kolay oluyor. Çünkü inanılmaz bir katkıda bulunuyor. Ben Gambiyalılarla vakit geçirsem ana dilimde kalırdım, Türkçem hiç olmazdı. Şu anda elhamdülillah Türkçede her şeyi yapabiliyorum."