GRAFİKLİ - İsrail'de aşırı sağın desteğiyle iktidara gelen Netanyahu'yu dış politikada "zorlu konular" bekliyor

TAKİP ET

Yahudi Gücü Partisi ve Dini Siyonizm gibi partilerle koalisyon kuran Binyamin Netanyahu, Filistin meselesi başta olmak üzere İran'ın nükleer anlaşması ve Ukrayna'daki savaş ekseninde dış politikada nasıl bir yol izleyeceği merak ediliyor

ABDURRAUF ARNAUT - İsrail'de aşırı sağ ve dindar Yahudi partilerin desteğiyle hükümeti kuran Binyamin Netanyahu'yu; Filistin, Arap ülkeleriyle normalleşme süreci, Ukrayna-Rusya savaşı ve İran'ın nükleer anlaşması başta olmak üzere zorlu meseleler bekliyor.

İsrail'de 11 Kasım’daki erken genel seçimlerden zaferle ayrılan Netanyahu başkanlığındaki aşırı sağcı koalisyon hükümeti, mecliste 29 Aralık'ta düzenlenen oturumda, güvenoyu alırken Netanyahu tekrar başbakanlık koltuğuna oturdu.

Ülke siyasi tarihindeki en sağcı hükümet olarak bilinen Netanyahu öncülüğündeki aşırı dindar ve sağ partilerden oluşan koalisyonun yeni dönemdeki zorlu meseleler karşısında nasıl bir yol izleyeceği merak ediliyor.

Hükümette Yahudi Gücü Partisi lideri Itamar Ben-Gvir, güvenlik güçlerinden sorumlu Ulusal Güvenlik Bakanı ve Yahudi yerleşim birimlerine desteğiyle bilinen Dini Siyonizm Partisi lideri Bezalel Smotrich ise Maliye Bakanı olurken, yeni yönetimin aşırı sağ politikalar izleyeceği öngörülüyor.

- ABD'den "iki devletli çözüm" mesajı

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail Meclisinin Başbakan Binyamin Netanyahu’nun liderliğindeki yeni hükümeti onaylaması sonrası yaptığı açıklamada, Netanyahu liderliğinde yeni kurulan hükümetle çalışmayı dört gözle beklediğini belirtmişti.

Filistin ve İsrail arasındaki iki devletli çözüme bağlılığını ve bu çözümü tehlikeye atan politikalara karşı olduğunu aktaran Biden, "Göreve geldiğimden beri yaptığımız gibi ABD, iki devletli çözümü desteklemeye ve bunun uygulanabilirliğini tehlikeye atan veya karşılıklı çıkar ve değerlerimizle çelişen politikalara karşı çıkmaya devam edecektir." uyarısında bulundu.

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken da 4 Aralık'ta yaptığı açıklamada, Batı Şeria'nın ilhakına karşı olduklarını belirterek, "(Yahudi) Yerleşimlerinin genişletilmesi, Batı Şeria'nın ilhak edilmesi, kutsal mekanların tarihi statükolarının bozulması, evlerin yok edilmesi, tahliye edilmesi, şiddete teşvik de dahil iki devletli çözümü baltalayacak bütün eylemlere karşı çıkacağız." ifadelerini kullandı.

İsrail'de 6. kez başbakanlık koltuğuna oturan Netanyahu, özellikle Filistin topraklarındaki yerleşim birimleri konusunda Demokrat Partili ABD yönetimleriyle uzun süredir fikir ayrılığı yaşıyor.

Netanyahu, hükümetteki ortak partilerle yaptığı ikili anlaşmalarda Batı Şeria'daki toprakların fiilen ilhakını başlatmak için yeşil ışık yaktıktan sonra, Filistin topraklarındaki yerleşim birimlerini güçlendirmeyi hükümeti için bir öncelik haline getirdi.

Bu nedenle, İsrail'de yeni hükümetin Batı Şeria'da Yahudi yerleşimci sayısını artırması ve ilhak adımlarını hızlandırması durumunda, ABD ile ilişkilerin olumsuz etkilenmesi öngörülüyor.

- Filistin ve Arap ülkeleriyle normalleşme süreci

Kudüs İbrani Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Jonathan Freeman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Yeni hükümetin tanık olması beklenen en önemli dış siyasi anlaşmazlıkları sorarsanız, müzakereler (Filistin-İsrail) ve hatta Filistinlilerle yapılan görüşmelerle ilgili olacaktır derim." dedi.

Filistin ve İsrail tarafları arasındaki barış müzakereleri, Tel Aviv'in yerleşim faaliyetlerini durdurmayı ve Filistinli tutukluları serbest bırakmamasının yanı sıra iki devletli çözüm ilkesini reddetmesinin sonucu olarak Nisan 2014'ten bu yana durmuş vaziyette.

Freeman, yeni hükümetin, eskisinin aksine, Filistinlilerle doğrudan görüşmelere daha az ilgi duyacağına ve (ilişkileri normalleştirmek için) anlaşmalara varmak için diğer Arap başkentleriyle görüşme eğiliminde olacağına inandığını dile getirdi.

İsrail, Netanyahu'nun liderliğinde 2020'de Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan ve Fas ile normalleşme anlaşmaları imzalamıştı.

Freeman, "Bu hükümet, Filistinlilerle barışın Arap başkentlerinden geçtiğine ve Filistinlilerle doğrudan görüşmeler yoluyla gelmediğine inanıyor. Netanyahu da ilişkilerini geliştirmeye ve belki de Arap ve İslam ülkeleriyle anlaşmalar yapmaya çalışacak." değerlendirmesinde bulundu.

Netanyahu, önceki döneminde Arap ülkeleriyle barış anlaşmalarının Filistinliler ile anlaşmaya imkan sağlaması yönünde bir strateji izlerken, son dönemde yaptığı açıklamalarında bu politikaya devam edeceğini ifade etti.

Eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi (2017-2021) tarafından desteklenen bu yaklaşıma karşılık Biden yönetimi, İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki normalleşmenin Filistinlilerle barış anlaşmasının yerine geçmediğini defalarca vurguladı.

- İran’ın nükleer anlaşma ihtimali

İran’ın yeniden nükleer anlaşma yapması konusundaki gelişmeleri dikkatle takip eden İsrail’de, Netanyahu hükümeti İran’ın nükleer silah elde edememesine öncelikle önem veriyor.

Nükleer silahları uluslararası denetime tabi olmayan Tel Aviv yönetimi, İran’ı bölgedeki bir numaralı düşmanı olarak görüyor.

İsrail, ABD ve Batılı ülkeler, İran’ı nükleer silah üretmeye çalışmakla suçlarken, Tahran yönetimi ise nükleer programı barışçıl amaçlarla, özellikle elektrik üretimi amacıyla kullandığını belirtiyor.

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Netanyahu’yu tebrik mesajında, "İsrail ve Orta Doğu’da birçok fırsattan yararlanmak ve İran tehdidi dahil zorlukları birlikte aşmak için (İsrail’deki) yeni hükümetle birlikte çalışacağız." ifadelerini kullanmıştı.

- İsrail'in Ukrayna'daki savaşa yönelik tavrı değişebilir

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile iki defa görüşen Netanyahu, hükümetin kurulması halinde İsrail'in Kiev yönetimine silah temin etmesi konusunun tekrar görüşüleceğini açıklamıştı.

İran'ın Rusya'ya insansız hava aracı (İHA) temin ettiğinin belirtilmesinin ardından, Netanyahu yönetiminin Ukrayna'ya silah satışı kararında değişik bekleniyor.

Jonathan Freeman, "Ukrayna'daki savaş konusunda Washington ve Tel Aviv yönetimleri arasında bir köprü kurulabileceğini düşünüyorum. ABD, İsrail'in Ukrayna'yı daha fazla desteklemesini ve Rusya'yı eleştirmesini istiyor. İsrail'in ABD'nin Ukrayna politikasına güçlü bir şekilde destek verdiğini görebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.

- Avrupa ilişkilerinde değişim ve fırsatlar

İsrail'in Ukrayna'daki savaş konusundaki tutum değişikliğine giderek destek vermesi durumunda, Avrupa ile ilişkilerin gelişmesi bekleniyor.

Kudüs İbrani Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Jonathan Freeman, "İsrail'in Filistinlilere yönelik politikası sebebiyle Avrupa Birliği'nin (AB) İsrail'e eleştirilerinin artması ve Filistinlileri desteklemesi suretiyle AB'nin Netanyahu hükümetiyle ilişkilerinin sorunlu olacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Ekonomik açıdan AB ve İsrail arasındaki ilişkilerin enerji konusunda işbirliğiyle derinleşebileceğini öngören Freeman, "Bu İsrail'e Avrupa'ya enerji sağlamak için yeni fırsatlar sunabilir. Yeni hükümet ile Avrupa arasındaki ilişkilerde enerji önemli bir konu olacak." şeklinde konuştu.

Netanyahu hükümetinin "AB'den İran'a karşı daha güçlü bir tavır almasını isteyeceğini" kaydeden Freeman, AB'nin İsrail ile yaptığı ekonomik anlaşmaların Yahudi yerleşim birimlerini kapsamaması nedeniyle gerilim beklediğini kaydetti.

Filistin israil Netanyahu