Hablemitoğlu suikastı sanıklarından Fikret Emek savunma yaptı:

TAKİP ET

"Cinayetten bir gün önce Eskişehir'den Ankara'ya gelmem tesadüftür. Sanırım o tarihe denk gelmiş, bilmiyorum. Bir ay kadar izinliydim, öncesinde de rahatsızdım. Ayın 17'sinde Ankara'ya gelme nedenim, o zaman komutanım olan Levent Göktaş'ın, 'Ben izne çıkıyorum, sen gel' demesidir, detayları şimdi hatırlamıyorum" - "FETÖ'nün kumpaslarının mağduru olan benim, FETÖ ile birlikte cinayet işlediğim iddia ediliyor. Allah, yer, gök şahit ki böyle bir işin içinde yer almadım"

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin, firari Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen ile emekli albay Levent Göktaş'ın da aralarında bulunduğu 10 sanığın yargılandığı davada, emekli binbaşı Fikret Emek'in savunması alındı.

Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık eski askerler Levent Göktaş, Fikret Emek, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Gökhan Nuri Bozkır ile eski istihbaratçı Enver Altaylı, Aydın Köstem ve tutuksuz sanık Mehmet Narin katıldı.

Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu ve kızları da mahkeme salonunda hazır bulundu.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, tutuklu sanık Emek iddialara karşı savunma yaptı.

Uzun yıllar orduda görev aldıktan sonra 2004'te kıdemli binbaşı rütbesiyle malulen emekli olduğunu belirten Emek, FETÖ kumpası ile Ergenekon davalarına dahil edildiğini, yaklaşık 7 yıl tutuklu kaldığını söyledi.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yeniden görülen Ergenekon davasında beraat ettiğini dile getiren Emek, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan FETÖ sivil çatı davası başta olmak üzere örgüt mensubu hakim ve savcıların yargılandığı bazı davalarda suçtan zarar gördüğü gerekçesiyle taraf olduğunu bildirdi.

FETÖ tarafından mağdur edildiği gerekçesiyle açtığı tazminat davasını da kazandığını aktaran Emek, örgüte karşı hayatı boyunca mücadele verdiğini, buna rağmen örgütle irtibatlı olduğunun iddia edilmesinin vicdanları yaraladığını savundu.

Hablemitoğlu suikastı davasının tutuklu sanıklarından eski yüzbaşı Bozkır'ın sonradan yalanladığı beyanlarında FETÖ'cü olduğu iftirasını kabul etmediğini belirten Emek, "FETÖ'cü olmadığımın en büyük delili, bana kurulan kumpaslardır. Gökhan Nuri Bozkır'ın iddia ettiği gibi örgüt üyesi olmadığım ortadadır. FETÖ'nün kumpaslarının mağduru olan benim, FETÖ ile birlikte cinayet işlediğim iddia ediliyor. Allah, yer, gök şahit ki böyle bir işin içinde yer almadım." dedi.

İsminin suikastla anıldığını basında öğrendiğini belirten Emek, gazeteci Zihni Çakır'ın aleyhinde yazdıkları ve sanık Bozkır'ın gerçeği yansıtmayan beyanlarından dolayı davaya dahil edildiğini öne sürdü.

Hablemitoğlu suikastı öncesinde diğer sanıklarla toplantı yaptıkları iddiasının somut bir delile dayanmadığını ayrıca yer ve zaman konusunda ciddi çelişkilerin olduğunu savunan Emek şöyle devam etti:

"Cinayetten bir gün önce Eskişehir'den Ankara'ya gelmem tesadüftür. Sanırım o tarihe denk gelmiş, bilmiyorum. Bir ay kadar izinliydim, öncesinde de rahatsızdım. Ayın 17'sinde Ankara'ya gelme nedenim, o zaman komutanım olan Levent Göktaş'ın, 'Ben izne çıkıyorum, sen gel.' demesidir, detayları şimdi hatırlamıyorum çünkü Göktaş aynı tarihte Konya'ya gitti. HTS kaydı ise Ankara'ya döndüğüm gün Göktaş'ı arayıp geldiğimi haber vermek istediğim aramamdan kaynaklanmış olabilir. Üzerinden çok zaman geçti, hatırlayamıyorum. Benim cinayet günü Gölbaşı'ndaki birlikte olduğum baz sinyallerinden bellidir. Ya gece eğitimindeydim ya da birlik içinde bir yerdeydim. Cinayete yardım etmek için birlikten çıkmış olsam bile Gölbaşı'ndan olay yerine gitmem 35 dakikadan az süremez. Galatasaray maçının da o gün olduğunu düşünürsek benim oraya gitmem 45 dakika 1 saat arası. Dolayısıyla benim bu cinayete katılmam mümkün değil."

- "Cani bir adam değilim"

Sanık Emek'in, Hablemitoğlu suikastı gibi kamuoyunun dikkatini çekecek bir eylemin yapılması için uzun süre saha araştırması ve istihbarat faaliyetlerinde bulunulması gerektiğini söylemesi üzerine araya giren Mahkeme Başkanı Mehmet Selim Karakuzu, "Bu şekilde çalışma yapılması gerektiğini nereden biliyorsunuz?" diye sordu.

Sanık Emek, "Eski bir asker olarak düşman bölgesinde hedef olan bir yerde bunlar araştırılır. En az 1 ay keşif yapılır. Aldığımız askeri eğitimlerde bunları öğreniyoruz." cevabını verdi.

İddianamede Hablemitoğlu suikastında kullanıldığı iddia edilen araçlardan biri ile o dönem kendisine ait olan aracın benzer olduğu yönündeki tespiti kabul etmeyen Emek, araç tarifini veren tanığın daha sonra beyanını değiştirerek çelişkili bir durum ortaya koyduğunu öne sürdü.

O dönem önemli kademelerde görev yapan subayların, kendilerini riske atarak kamuoyunda tanınan bir akademisyeni öldürdüklerini düşünmenin bile hayatın doğal akışında mümkün olmayacağını ileri süren Emek, "Bu cinayet mafyatik oluşumlara, tetikçilere yaptırılabilir. Belki Almanlar, belki başkaları bilmiyorum ama herkes yapmış olabilir. Bu cinayet hakkında yapabileceğim tek yorum kesinlikle ihmalin olduğu. Olayı gören bir görgü tanığı olmadığına göre kimsenin görmediği bir anda olduğu aşikar." ifadesini kullandı.

- "Bir yanlışlık yapılıyor."

Hablemitoğlu suikastının yanı sıra 2004'te İstanbul Tuzla'daki evinde öldürülen Dost tarikatının lideri İhsan Güven cinayetinin de üzerlerine yıkılmak istendiğini iddia eden Emek, "Cinayetten önce sanık Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ile İhsan Güven'i ziyaret ettiğimiz iddia ediliyor ancak bizim o dönem ziyaret ettiğimiz Güven değil, yine tekerlekli sandalyeye mahkum olan Yaşar Yavuz Yamak'tı. Burada da bir yanlışlık yapılıyor." dedi.

MAK taburunda istihbarattan sorumlu subay olduğu dönemde, birlik içinde askerlik mesleğine yakışmayan tavırlarda bulunan kişilerin tespit edilmesinden de sorumlu olduğunu belirten Emek savunmasında şunları söyledi:

"O dönem bana bağlı olmayan birlikte görev yapan sanık Gökhan Nuri Bozkır'ın yalan söyleyen, menfaatçi, arkadaşlarıyla geçinemeyen ve disiplinsiz biri olduğunu belirledim. Bu durumu o dönem komutanım olan sanık Levent Göktaş'a, 'Bu adam MAK birliğine yakışmıyor.' diye bildirdim. Göktaş da 'Babası, Genelkurmay Başkanı'nın devre arkadaşı.' deyip konuyu geçiştirdi. Bozkır'ın yalanları ve Zihni Çakır'ın yönlendirmesiyle bugün sanık olarak yargılanıyorum. Yine Ergenekon'da olduğu gibi kumpasa kurban edilmek isteniyorum."

Yaklaşık 8 ay tutuklu ve yargılama aşamasında suçsuz olduğuna dair gelişmelerin olduğunu belirten Emek tahliyesini talep etti.

Duruşmaya yarın devam edilecek.

- İddialar

İddianameye göre FETÖ, örgüt aleyhinde çalışmalar yapan Necip Hablemitoğlu ile ilgili dönemin sözde Türkiye imamı Mustafa Özcan'ı görevlendirdi.

Özcan da Hablemitoğlu'nun önünün kesilmesi için FETÖ hükümlüsü eski istihbaratçı Enver Altaylı'ya durumu anlattı.

Altaylı, Mustafa Özcan'ı, Hablemitoğlu ile görüştürmesi için dönemin sağlık bakanına ulaştı, ancak her seferinde Hablemitoğlu, bu talebi geri çevirdi.

Bir zaman sonra Hablemitoğlu'nun MİT müsteşarı olacağına dair duyumlar üzerine yeniden devreye giren örgüt, onu öldürmesi için o dönem müsteşar olmak isteyen bir diğer isim Levent Göktaş'a ulaştı.

FETÖ'nün teklifini kabul eden Göktaş, bunun için emrinde görev yapan eski askerler Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek ve Nuri Gökhan Bozkır'a suikast talimatını verdi.

Bozkır, Hablemitoğlu'nun evinin olduğu sokakta keşif yaptı, ardından yurt dışı görevi kapsamında Kazakistan'da bulunan Mumcuoğlu, iz bırakmamak için KKTC üzerinden Türkiye'ye gelerek 18 Aralık 2002'de Hablemitoğlu'nu evinin önünde başından vurarak öldürdü.

Fikret Emek hakkında "tasarlayarak öldürmek" ve "suç örgütüne üyelik" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 4 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Ahmet Tarkan Mumcuoğlu Aydın Köstem dava Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu Enver Altaylı Fetullah Gülen Fikret Emek Gökhan Nuri Bozkır Levent Göktaş suikast Şengül Hablemitoğlu