İçişleri Bakanı Süleyman Soylu canlı yayında soruları yanıtladı

TAKİP ET

"Bu PKK, DEAŞ, FETÖ ne için var? Bu toprakların en önemli gücü; İslamiyet ve Müslümanlıktır. Bunun Türkiye'nin üstüne salınmasının en önemli görevi İslamiyet'i başkalaştırmadır" "Benim Adalet Bakanı arkadaşımın, benim annemle ilgili düşüncemi ve değerlendirmemi en iyi anlayabileceği bir şeref ve haysiyete sahip olduğunu bilmem mi, benim arkadaşımın. Böyle bir şeyi nasıl düşünürüm? Bu benim kendi iç değerlendirmem. Burada ne yapılması lazım? Çok basit. Yasama, Meclis. Burada bu kanunu değiştirmeden önüne geçilemez" "Bir haysiyetsiz bir tweet atıyor ve bizim arkadaşlarımız da bunu bildiriyorlar, yakalıyorlar ve serbest bırakılıyor. Buna itiraz etmek benim kişisel hakkım. Ben itiraz etmezsem ben evlat olmam, ben itiraz etmezsem ben insan olmam, ben itiraz etmezsem ben değerleriyle donatılmış bir adam olmam, aynada kendime bakamam" "Bu LGBT'ciler, bizim dinimiz bu ne idiğü belirsizi yasaklıyor. Bana göre sapkınlık, bu kadar basit. Ben inanan bir insanım, bizim inancımıza göre bu sapkınlıktır. Ben bu değerlendirmeleri yapmak ve aile yapımızı korumakla mükellefim. Bunları anlatmakla da mükellefim, benim dinim, milli kimliğim de bunu emrediyor. LGBT'nin Boğaziçi Üniversitesini teslim alması kabul edilebilir bir şey mi? Böyle bir işgal girişimine müsaade etmeyiz. Biz sabırla bu meselenin bitmesini bekliyoruz"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu PKK, DEAŞ, FETÖ ne için var? Bu toprakların en önemli gücü; İslamiyet ve Müslümanlıktır. Bunun Türkiye'nin üstüne salınmasının en önemli görevi İslamiyet'i başkalaştırmadır." dedi.

Soylu, Haber Global'de "Az Önce Konuştum" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Boğaziçi Üniversitesindeki olayları gerçekten bir siyasi parti ajansı mı yapıyor diyorsunuz?" şeklindeki soruya Soylu, "Tabii ki bir siyasi partinin ajansı yapıyor, üretiyor, anlamıyor musunuz? Kaç yıldır bu işlerin içindesiniz. Amatör mü yoksa üst üste gelmiş profesyonel üretimler mi yapmayın." diye cevap verdi.

Bakan Soylu, LGBT ile ilgili attığı tweetlerin engellenmesine ilişkin soruyu, şöyle yanıtladı:

"Biz bu toprakların çocuklarıyız, bu topraklarda LGBT diye bir şey var mı? Bunun toplumsallaşması söz konusu mu? Böyle eğilimleri olabilir ama toplumsallaşması söz konusu mu? Bu cereyan Amerika ve Avrupa'dan Türkiye pazarlanan bir cereyan. Bunun toplumsallaşması aile yapımızı ortadan kaldıracaktır. Bu ABD ve Avrupa LGBT'yi niye destekler Türkiye'de? Türkiye'nin daha özgür olması için mi, üretimimizin artması için? Bu PKK, DEAŞ, FETÖ ne için var? Bu toprakların en önemli gücü; İslamiyet ve Müslümanlıktır. Bunun Türkiye'nin üstüne salınmasının en önemli görevi İslamiyet'i başkalaştırmadır. Bu LGBT'ciler, bizim dinimiz bu ne idiğü belirsizi yasaklıyor. Bana göre sapkınlık bu kadar basit. Ben inanan bir insanım, bizim inancımıza göre bu sapkınlıktır. Ben bu değerlendirmeleri yapmak ve aile yapımızı korumakla mükellefim. Bunları anlatmakla da mükellefim, benim dinim, milli kimliğim de bunu emrediyor. LGBT'nin Boğaziçi Üniversitesini teslim alması kabul edilebilir bir şey mi? Böyle bir işgal girişimine müsaade etmeyiz. Biz sabırla bu meselenin bitmesini bekliyoruz."

- "Miting konusunda izin vermekte vermemekte devletin hakkıdır"

Soylu, bütün marjinal grupların Boğaziçi Üniversitesindeki eyleme katıldığını ifade ederek, "Türkiye'de terör örgütünün manipüle etmek istediği bütün alanlar orada. Miting konusunda izin vermekte vermemekte devletin hakkıdır. Burayı mitinge, başka bir şeye döndürmeye çalışıyorsun. LGBT'liler üniversite rektörlüğünü işgal etseydi o zaman biz vergisini veren vatandaşa bunu nasıl izah edeceğiz." diye konuştu.

İçişleri Bakanı Soylu, sosyal medyada annesine hakaret eden kişinin serbest kalmasıyla ilgili soru üzerine, 2020 yılında kendisine yönelik sosyal medya üzerinden gelen hakaret, tehdit, küfür ve aşağılayıcı ifadelerin sayısının 15 bin 248 olduğunu söyledi.

Bunların sadece tespit edilenlerin sayısı olduğunu belirten Soylu, bununla sosyal medya üzerinden "itibarsızlık üretmenin" amaçlandığını vurguladı.

Soylu, 2007-2009 yılları arasında özellikle İstanbul'da artan kapkaç vakalarının, bu suça yönelik cezaların artırılmasıyla önlendiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Herkesin annesi kendisi için kutsal. Biz zaten ilgilendiğimiz meseleler dolayısıyla ailemize, annemize vakit ayıramayan insanlarız. Kokusu burnumuzda tütüyor. Yoğun bakımda yatıyor yanında olamıyorum. Olduğumuz zaman oradan ayrılmak istemiyorum. Bir haysiyetsiz böyle bir tweet atıyor ve bizim arkadaşlarımız da bunu bildiriyorlar, yakalıyorlar ve serbest bırakılıyor. Buna itiraz etmek benim kişisel hakkım. Ben itiraz etmezsem ben evlat olmam, ben itiraz etmezsem ben insan olmam, ben itiraz etmezsem ben değerleriyle donatılmış bir adam olmam, aynada kendime bakamam."

Sosyal medyaya yönelik kanunda değişiklik çağrısı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, hem annesi hem de eşi için hayatında duymadığı bir küfürle karşı karşıya kaldığını anlatarak, şöyle konuştu:

"Adama ev hapsi aldırana kadar anamdan emdiğim süt burnumdan geldi, kendi kendimi yiyeceğim. Üç defa, beş defa müracaatta bulundum. Ev hapsi mi tamam ev hapsi. Hiç olmazsa öyle olsun. Yargıya talimat versem 15 bin küsur hakaret var, ben onların her birisinin peşine nasıl gidebilirim? Avukatım var, gidebildiği yere gider hepsi o kadar. Kimisi kamu davası olarak açılır, kimisi bir arkadaşımızla bizi aynı yere koyar. Benim Adalet Bakanı arkadaşımın, benim annemle ilgili düşüncemi ve değerlendirmemi en iyi anlayabileceği bir şeref ve haysiyete sahip olduğunu bilmem mi, benim arkadaşımın. Böyle bir şeyi nasıl düşünürüm? Bu benim kendi iç değerlendirmem. Burada ne yapılması lazım? Çok basit. Yasama, Meclis. Burada bu kanunu değiştirmeden önüne geçilemez."

Sosyal medyadan yapılan hakaretlerin önüne geçilmesi için bir kanuna ihtiyaç olduğunu vurgulayan Soylu, bunu aynı zamanda bir vatandaş olarak söylediğini dile getirerek, "Ben bunun mağduruyum." dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in yaşadığı olaydan sonra kendisine, "Bizim kulübe hoş geldin." dediğini hatırlatan Soylu, şunları ifade etti:

"Hangi kulübe ne şekilde hoş gelmişiz beş gitmişiz. Bir bak bakalım size günde kaç hakaret geliyor, ayda kaç hakaret geliyor, bana günde kaç kişi hakaret ediyor? Kaç kişinin ayağına basmışsınız hayatınız boyunca. Ben sabahtan itibaren hırsızın, uğursuzun, arsızın, dolandırıcının, terör örgütünün, bu milletin kanına girmek isteyen kim varsa hepsinin ayağına basıyorum. Elbette ki düşmanım daha fazla olacak. Buna hayır demem ama bunun önünün alınması gerekir. Bunu da dillendiriyorum. İçişleri Bakanı olarak 'Aman bakan olayım da bütün küfürleri üzerime alayım.' diye bir şey söz konusu değil. Bunu durdurmak için bir kanuna ihtiyaç var. Ben bunun mağduruyum. Arkadaşlarıma da bunu söylüyorum. 'Sosyal medya mahkemelerinden yorulduk.' söyleminin sahibi benim. Özgürlükle adaleti ve hakkaniyeti karşı karşıya getirenler insanlığa haksızlık yaparlar."

İçişleri Bakanı Soylu, "Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile aranızda bir anlaşmazlık var mı?" sorusuna, "Niye bir anlaşmazlığımız olsun? Hepimiz dönem dönem sıkıntılı zamanlar geçiyoruz. Bana da, 'Şu adamı niye tutuklamıyorsunuz?' diye soruyorlar. Ben tutuklayıcı bir merci değilim ki." dedi.

Siber suçlarda alanların çoğaldığına vurgu yapan Süleyman Soylu "Siber izleme merkezimiz üst noktada hizmet veriyor, siber alemde insanlarımıza yönelik kötü alışkanlarla mücadele ediyor. Siber ortamda eskiden yüzde 40'ını tespit ederken şimdi suçların yüzde 80'ini buluyoruz." diye konuştu.

 

gündem haber gündem haberleri türkiye haberler süleyman soylu