ILO Genel Direktör Yardımcısı Beate Andrees, AA'ya konuştu:
"Sosyal diyalog, dünyadaki ve çalışma yaşamındaki zorlukları ele almak için başarılı bir araç. Tüm sorunları çözemeyiz ancak dünyadaki dönüşümleri anlamlı bir sosyal diyalog süreciyle ele alabiliriz" - "İklim değişikliği ve çevresel bozulma halihazırda milyonlarca iş ve geçim kaynağını etkiliyor. Bu nedenle kapsamlı stratejiler benimsemek zorundayız. Sosyal diyalog bunun için de gerekli"
ÖZCAN YILDIRIM - Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Direktör Yardımcısı ve Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Beate Andrees, sosyal diyaloğun dünyadaki ve çalışma yaşamındaki zorlukları ele almak için başarılı bir araç olduğunu vurguladı.
ILO Genel Direktör Yardımcısı Andrees, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin konumu itibarıyla küresel kriz bölgelerine yakın olduğunu ifade ederek, krizlerin tüm dünyada çalışanları olumsuz etkilemeye devam ettiğini söyledi.
Uluslararası Çalışma Örgütü olarak başta cinsiyet temelli ayrımcılık olmak üzere, her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmak için çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Andrees, şöyle konuştu:
"Dünyada hala 209 milyon işsiz insan var. Ücret artışlarının enflasyona ayak uyduramaması nedeniyle G20 ülkelerinin çoğunda reel ücretler geriledi. Kayıt dışı çalışanların sayısı 2023 yılında son 20 en yılın yüksek seviyesi olan 2 milyara ulaştı. Yaklaşık 241 milyon işçi, geçen yıl aşırı yoksulluk içinde yaşadı. Dünya nüfusunun yarısı herhangi bir sosyal koruma kapsamında değil. Bu, 4 milyar insana tekabül ediyor. Dünyada 160 milyon çocuk işçi var, bu da küresel çocuk nüfusunun yüzde 10'una tekabül ediyor. 28 milyon kişi ise zorla çalıştırılıyor."
- "290 milyon genç ne istihdamda ne de eğitimde"
Andrees, genç ve kadın istihdamına ilişkin rakamların son derece endişe verici düzeyde olduğunu ifade ederek, "Küresel iş gücü dışında yaklaşık 738 milyon genç bulunmaktadır. 290 milyonu ne istihdamda ne de eğitim veya öğretimde yer almaktadır. Cinsiyetler arası uçurum devam etmektedir. İş gücü dışındaki kadınların sayısı erkeklerin iki katı. Bu gerçekler, insana yakışır iş açığı olarak adlandırdığımız duruma işaret ediyor." dedi.
- "Dönüşümlerin sunduğu fırsatları yakalamak için acil çağrılar var"
Sosyal koruma, sosyal güvenlik, iş sağlığı ve güvenliği, cinsiyete dayalı ücret farklılıkları gibi çalışma yaşamının sorunlarını ele almak için çalışma yaşamının tüm taraflarının birlikte yararlanabileceği fırsatların olduğuna dikkati çeken Andrees, şunları söyledi:
"Dijitalleşme ve adil geçiş gibi dönüşümlerin sunduğu fırsatları yakalamak için acil çağrılar var. Bu fırsatlara, yeşil ekonominin kaynakları sürdürülebilir şekilde yönetmek, enerji verimliliğini artırmak ve yoksulluk ve eşitsizlik gibi sorunlarla başa çıkmak için sunduklarını örnek verebilirim. İklim değişikliği ve çevresel bozulma halihazırda milyonlarca iş ve geçim kaynağını etkiliyor. Bu nedenle kapsamlı stratejiler benimsemek zorundayız. Sosyal diyalog bunun için de gerekli."
- "Çalışma Meclisi, herkesin sesini duymak için önem taşıyor"
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde düzenlenen 13. Çalışma Meclisi'nin çok önemli bir sosyal diyalog mekanizması olduğunu dile getiren Andrees, şunları kaydetti:
"Türkiye'de güçlü, dinamik ve kurumsallaşmış bir Çalışma Meclisi, çağımızın dönüştürücü zorluklarına yanıt vermek, sosyal adalet, barış ve demokrasinin savunucusu olarak hizmet etmek ve en önemlisi herkesin sesini duymak için hayati önem taşımaktadır. ILO, Türkiye'deki üçlü bileşenlerine karşı görev ve sorumluluklarına dayanarak, böylesine güçlü bir sosyal diyalog yapısına sahip olma çabalarını desteklemek konusundaki kararlılığını sürdürmekte. Çalışma Meclisi'nde bir araya gelirken, birkaç mesaja önemli ölçüde ihtiyaç duyuyoruz; sosyal diyalog doğru yanıt. Dünyadaki ve çalışma yaşamındaki zorlukları ele almak için başarılı bir araç. Yıkıcı değişikliklerle başa çıkmak ve bunları fırsata dönüştürmek için etkili bir mekanizma. Bu Meclis'ten çıkardığım sonuç, sosyal diyaloğun son derece önemli olduğudur. Tüm sorunları çözemeyiz ancak dünyadaki dönüşümleri anlamlı bir sosyal diyalog süreciyle ele alabiliriz."