İsrail hapishanelerinde 40 yıl geçiren Filistinli, özgürlük sevincini buruk yaşıyor

TAKİP ET

Filistinli Mahir Yunus: - "Ailenin yanında, büyüdüğün topraklarda bulunmak; emeğinin, faaliyetinin, çalışkanlığının kıymetini bilenlerin arasında yer almak öyle bir duygu ki kelimelerle anlatılamaz" - "Hapishaneden çıkmış olsam da hala çok sayıda Filistinlinin İsrail hapishanelerinde olduğunu bildiğim için özgürlük hevesi kursağımda kalıyor"

ABDURRAUF ARNAUT - İsrail hapishanelerindeki 40 yıllık mahkumiyetini tamamlayarak serbest kalan Filistinli Mahir Yunus, özgürlüğün tarif edilemez bir duygu olduğunu, ancak geride bıraktığı Filistinli tutuklular nedeniyle buruk bir sevinç yaşadığını belirtti.

Filistinli Mahir Yunus, 1983'de amca oğulları Kerim Yunus ve Sami Yunus'la birlikte "İsrailli bir askeri öldürmekle" suçlanarak idam cezasına mahkum edildi.

Tutuklandığında Yunus, evlilik hazırlığı yapan 25 yaşında bir gençti. Mahkemenin idam hükmü daha sonra İsrail yasalarına göre 40 yılla sınırlandırılan müebbet hapse çevrildi. Ömrünün yarısından fazlasını demir parmaklıklar ardında geçiren Yunus, geçen ocak ayında 65 yaşında hapishaneden çıktı. Yunus'tan bir süre önce de amcaoğlu Kerim serbest bırakıldı.

Diğer kuzeni Sami ise 2011'deki esir takası anlaşmasıyla 28 yıllık mahkumiyet hayatından sonra serbest bırakılmıştı. Ancak Sami, serbest kaldıktan 4 yıl sonra 2015'te hayatını kaybetti.

- Özgürlük karşısında tarif edilemez duygular

Mahir Yunus, 40 yıl sonra kavuştuğu "özgür dünyanın" hissettirdiklerini Hayfa'nın Ara beldesindeki evinde AA muhabirine anlattı.

Hakkında idam kararının verildiği güne giderek olay karşındaki ilk tepkisinin "gülme" olduğunu ifade eden Yunus, "Serbest bırakıldığımda da hakkımda idam cezasının verildiği ve benim güldüğüm o gün aklıma geldi." dedi.

Uzun yıllar süren hapis hayatının ardından özgürlüğün tarif edilemez bir duygu olduğunu belirten Yunus, şunları söyledi:

"Hissettiğim bu özgürlük, bir iki kelimeye indirgenemez. Özgürlük karşısında hislerime tercüman olmaya lisan yetmez. Ailenin yanında, büyüdüğün topraklarda bulunmak; emeğinin, faaliyetinin, çalışkanlığının kıymetini bilenlerin arasında yer almak öyle bir duygu ki kelimelerle anlatılamaz."

Yunus, mücadeleci her Filistinlinin hapishaneye girdiğinde ilk hedefinin özgürlüğüne kavuşmak olduğuna işaret etti.

Buruk bir sevinç yaşadığını dile getiren Yunus, "Hapishaneden çıkmış olsam da hala çok sayıda Filistinlinin İsrail hapishanelerinde olduğunu bildiğim için özgürlük hevesi kursağımda kalıyor. Vatanın özgürleşmesi için çalışmalıyız." diye konuştu.

- "Üç yaşındaki çocuk, ne gibi bir tehlike arz edebilir?"

Mahir Yunus, çok uzun bir aradan sonra ailesinin, yakınlarının arasına yeniden girdiğinde bazı değişik durumlarla karşı karşıya kaldığını söyledi.

Serbest bırakıldıktan sonra akrabalarının tebrik için evine geldiklerini aktaran Filistinli, bazılarını ilk kez gördüğünü, sadece isimlerini duyduğunu ya da fotoğraftan simaen tanıdığını ifade etti.

Yunus, "Çocukluklarına tanık olmadığım akrabalar geldi. Onları tanımakta güçlük çektim. İsrail Hapishaneler İdaresi, iki ya da üç yaşındaki çocuğun bile tutuklu yakınını ziyaret etmesini engelliyor. Üç yaşındaki çocuk, İsrail'in güvenliği hususunda ne gibi bir tehlike arz edebilir?" diye tepkisini ifade etti.

Bu tür uygulamalarla Filistinli tutukluları üzmek, motivasyonunu düşürmek istediklerini kaydeden Yunus, ancak bu durumun üstesinden gelindiğini, aileleri hakkında mektuplar ya da görüşmeler sırasında bilgi almaya devam ettiklerini, böylece aralarındaki bağı koruduklarını dile getirdi.

- "Özgürlük yolculuğu işkenceydi"

Tahliye sürecinde bile türlü eziyetlere maruz bırakıldığını belirten Yunus, şunları anlattı:

"Ben, Mısır'ın Sina Yarımadası sınırlarından 6 kilometre uzaklıktaki Negev Hapishanesi'nde tutuluyordum. Hapishaneden çıkacağım sabah erken saatte uyandırıldım. Ellerimi ve ayaklarımı bağlayarak beni soğuk bir otobüse bindirdiler. Acı çektirmek için beni önce işgal altındaki Batı Şeria'daki Salim Mahkemesi'ne sevk ettiler. Bu yolculuk normal şartlarda 3 saat sürüyor ancak cezaevi araçlarıyla 8 gün sonra ulaşabildim. Dolayısıyla bu yolculuk işkenceye dönüştü."

Yunus, İsrailli yetkililerin bu tür uygulamalarla direncini kırmaya çalıştığını ama bunu başaramadıklarını kaydetti.

Filistinli eski tutuklu, "Beni psikolojik olarak yıkmak ve bitkin halde çıkarmak istediler. Bu onların izlediği bir politika. Ben de durumun farkında olduğum için yüzümden tebessümü düşürmedim, sonuçta aileme kavuşacaktım." dedi.

Yunus, 1,5 yıldır göremediği babasının vefat haberini aldığı günü hapishane yıllarının en zorlu anları olarak hatırladığını belirtti.

- Annesi, ona Osmanlı nişanı taşıyan elbise giydirdi

Yunus'un annesi Vidad ise 40 yıl sonra özgürlüğüne kavuşan oğlunu Osmanlı İmparatorluğu nişanı taşıyan elbiseyle karşıladığını aktardı.

Osmanlı döneminde Türklerin dedesini sık sık ziyaret ettiğini ve dedesine komando nişanı verildiğini söyleyen Vidad, "Biz de o nişanı erkek elbisesine diktik. Bu, Türkler ile tarihi sadakat anlamına geliyor." dedi.

Osmanlı nişanı taşıyan elbiseyle kendilerinin eskiden beri bu toprakların sahibi olduğunu kanıtladıklarını vurgulayan Vidad, şunları söyledi:

"İngilizler geldiğinde erkeklerin dışarı çıkmasını istediler. Dedem ise yaşlı olduğu için çıkmadı. İngilizler kendisine, neden çıkmadığını sordular. Türklerden aldığı nişanı göğsünde taşıyan dedem de kılıcını kınından çıkararak, 'Ben yaşlı bir adamım' dedi. Bunun üzerine İngiliz komutan, mandasına seslenerek ona selam durmalarını söyledi."

Vidad, dedesinin bir kahraman olarak hatırlanması gerektiğini ve ona saygısından İsrail hapishanesinden çıkan oğluna da bu elbiseyi giydirdiğini ifade etti.

40 yıl Esir Filistin Mahir Yunus özgürlük