İzmir'de karısını tabancayla vurarak öldüren kişiye, ilk dava önceki eylemlerinden açıldı
İddianamede Kaffar Y'nin "hakaret", "kadına karşı tehdit", "eşe karşı basit yaralama", "ısrarlı takip" suçlarından cezalandırılması talep edildi
İzmir'in Bornova ilçesinde boşanma davası açan ve uzaklaştırma kararı aldıran eşi Hülya Şellavcı'yı iş yerinde tabancayla vurarak öldüren Kaffar Y. hakkında, cinayet öncesinde eşine karşı işlediği "yaralama", "tehdit", "ısrarlı takip" ve "hakaret" suçlarından dava açıldı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 26 Nisan'da evlenen Kaffar Y. ile Hülya Şellavcı'nın, eylül ayından şiddetli geçimsizlik nedeniyle ayrı evlerde yaşamaya başladıkları belirtildi.
Kaffar Y'nin 1 Ekim'de Hülya Şellavcı'yı çalıştığı Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi'ndeki iş yerine giderek ölümle tehdit ettiği, burada eline ve sırtına vurduğu, KADES uygulamasından yardım isteyen Hülya Şellavcı'nın elindeki telefonu alıp fırlattığı kaydedildi.
Şüphelinin hakkında uzaklaştırma kararı bulunmasına rağmen, 8 Ekim'de de eşinin çalıştığı iş yerine gidip burada çalışanlara Şelavcı'yı sorduğu, ayrıca Şelavcı'ya telefonla tehdit içerikli mesajlar gönderdiği belirtildi.
İddianamenin sonuç bölümünde Kaffar Y'nin, boşanma aşamasındaki eşine karşı "hakaret", "tehdit", "basit yaralama" ve "ısrarlı takip" suçlarından cezalandırılması talep edildi.
İddianame, 50. Asliye Ceza Mahkemesinde kabul edildi. Kaffar Y, bu suçlardan 14 Mart'ta hakim karşısına çıkacak.
- Olay
Hülya Şellavcı, 22 Ekim'de, uzaklaştırma kararı aldırdığı boşanma aşamasındaki eşi Kaffar Y. tarafından, Bornova ilçesinde çalıştığı iş yerinde tabancayla öldürülmüştü.
Cinayetin ardından polis ekiplerine yakalanmamak için zaman zaman yer değiştiren şüpheli, 8 Kasım'da Konak'taki bir eve düzenlenen operasyonla yakalanmıştı.
Hülya Şellavcı'nın avukatı ve damadı Ensar Aktürk, şüpheli hakkında uzaklaştırma kararını ihlal ettiği için 4 kez bildirimde bulunmalarına rağmen "tazyik hapsi" başvurusunun sonuçlanmadığını ileri sürmüş ve kayınvalidesinin ölümünde ihmali olduğunu iddia ettiği yargı mensupları hakkında Hakimler ve Savcılar Kuruluna şikayette bulunmuştu.