Milli Savunma Bakanı Akar, AA Editör Masası'na konuk oldu: (3)

TAKİP ET

"(F16 alımı) ABD Savunma Bakanlığıyla görüşmeler olumlu noktaya geldi. Beyaz Saray tarafından desteklendiğini biliyoruz. Kongre'nin aklıselimle karar almasını bekliyoruz. Bu konuda çaresiz olmadığımızı, elimizde seçenekler olduğunu herkesin bilmesini istiyoruz" - "(İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği) Sözlerini yerine getirmelerini bekliyoruz, biz hiçbir zaman NATO'nun açık kapı politikasına karşı değiliz" - "YPG terör örgütü ve PKK'nın aynısı, eşiti. Dostlarımız ve müttefiklerimizden artık bu konuda direnmemelerini, gerçeği görmelerini ve anlamalarını bekliyoruz"

Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.

ABD'li üst düzey yetkililerin YPG ziyaretlerinin basında gündeme gelmesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Akar, "YPG bir terör örgütü ve YPG, PKK'nın aynısı, eşiti. Bunun herkes tarafından anlaşılmasını istiyoruz, herkesin bunu bilmesini istiyoruz. Dostlarımız ve müttefiklerimizden artık bu konuda direnmemelerini, gerçeği görmelerini ve anlamalarını bekliyoruz. Bu bizim hakkımız. Bunu istiyoruz, bunu talep ediyoruz." diye konuştu.

Bu terör örgütünün herhangi bir şekilde masum gibi gösterilmesinin gerçeklere tamamen aykırı olduğunun altını çizen Akar, "Bunun gerçekle hiçbir alakası yoktur. Bunun bir an önce görülmesi, anlaşılması gerçekten tarafların lehine olacaktır ve ona göre planımızı, programımızı yapma çalışmamızı yapmamız mümkün olacaktır." ifadesini kullandı.

NATO ülkelerinin deprem sonrası desteklerine ilişkin soru üzerine Akar, "Genel olarak cevap vermek gerekirse, depremden sonra 50'si savunma bakanı olmak üzere toplam 55 ülkeden bizi arayanlar oldu. Taziyelerini bildirdiler, yardım talebinde bulundular. Onlardan bir kısmı da yardımları yaptılar." bilgisini verdi.

Türkiye'ye 90 ülkeden toplam 11 bin 500 arama-kurtarma personelinin yanı sıra destek sağlandığını anlatan Akar, deprem bölgesinde 26 ülkeden 28 sahra sıhhiye hastanesinin kurulduğunu, bunlardan 16'sının faaliyet gösterdiğini bildirdi.

Hulusi Akar, "Dolayısıyla bu dönemde müttefiklerimizle, dostlarımızla, komşularımızla, diğer ülkelerle gerçekten olumlu bir ajanda oluştu, olumlu bir takım diyaloglar, görüşmeler oluştu. Sayın Cumhurbaşkanımızı aradılar, sayın bakanlarımızı aradılar, Dışişleri Bakanımız başta olmak üzere, bizleri aradılar. Böyle bir diyalog ortamı doğdu." açıklamasında bulundu.

- "Yunanistan ile deprem diplomasisi"

Yunanistan'ın deprem sonrasındaki tutumunun ikili ilişkilerde nasıl etki doğuracağının sorulması üzerine Akar, şunları kaydetti:

"Yunanistan'la biliyorsunuz, bizim sorunlarımız var. Biz bu sorunlarımızı barışçıl yol ve yöntemlerle, uluslararası hukuk çerçevesinde, iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözmeye çalışıyoruz. Bu konuda elimizden ne gelirse bunları yapalım diyoruz. Bu iyi komşuluk ilişkilerine, müttefiklik ruhuna uygun, konuşarak, görüşerek, barışçıl yol ve yöntemlerle diyalog yoluyla bu sorunların çözülmesinden yana olduğumuzu her zaman söyledik, söylüyoruz. Ve biz her zaman diyalogdan yana olduğumuzu, ne zaman bizi davet ederlerse gelmeye hazır olduğumuzu, ne zaman gelmek isterlerse onları da davet edeceğimizi ve dolayısıyla konuşmak, görüşmek suretiyle bu problemlerimizi çözelim ve bir an önce bu problemleri çözmek suretiyle Ege başta olmak üzere ikili ilişkilerimizi düzelterek vatandaşlarımızın rahat, huzur ve güven içerisinde yaşamalarını sağlayalım. Özellikle Ege'deki zenginliklerin adil bir şekilde paylaşılmasından yana olduğumuzu da tekrar tekrar dile getirdik, söylüyoruz."

Akar, Yunan Savunma Bakanının bir süre önce telefonla aradığını vurgulayarak, "Telefonda da böyle yapıcı, olumlu bir diyalog içinde olduk. Karşılıklı duygularımızı, düşüncelerimizi kendilerine ifade ettik. Her zaman diyaloğa açık olduğumuzu da bir kez daha söylemek suretiyle bir anlamda davetimizi teyit ettik veyahut onlar bizi davet ederse gideceğimizi kendilerine ifade ettik." dedi.

Geçen günlerde Yunanistan'da çok büyük bir tren kazası meydana geldiğini ve birçok kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Akar, bunu öğrenir öğrenmez Yunan mevkidaşına taziyelerini ilettiklerini, yardıma ihtiyaç duyup duymadıklarını sorduklarını anlatarak, "Dolayısıyla karşılıklı olarak bu manada bir deprem diplomasisi gerçekleşti ve olumlu bir şekilde gelişiyor. Bizim temennimiz, dileğimiz, her zaman söylediğimiz gibi görüşmekten, konuşmaktan, diyalogdan yana olduğumuzu bir kez daha kendilerine ifade etme fırsatı bulduk." diye konuştu.

- "Finlandiya'nın ve özellikle de İsveç'in, taahhütleri yerine getirmelerini istiyoruz"

Hulusi Akar, "NATO'nun Türkiye'yle ilgili gündemlerinden biri de İsveç'le Finlandiya'nın NATO'ya katılımı. Bu gündemle ilgili toplantılardan biri daha geçen hafta gerçekleşti. Siz, 'Bu iki ülkenin ev ödevini yapmaları gerek' demiştiniz. Ev ödevlerini yaptılar mı? Süreç nedir şu aşamada?" sorusu üzerine, Haziran 2022'deki Madrid Zirvesi'nde geniş katılımlı çalışma yapıldığını, bu çalışma sonunda ortaya çıkan metnin taraflarca imzalandığını ifade etti.

Milli Savunma Bakanı Akar, şöyle devam etti:

"Biz aynı yerdeyiz. O metinde, Finlandiya'nın ve İsveç'in verdiği sözleri yerine getirmelerini bekliyoruz. Biz hiçbir şekilde NATO'nun açık kapı politikasına karşı değiliz. İsveç'in, Finlandiya'nın üyeliğine karşı değiliz. Fakat 40 yıldan beri terörle mücadelemiz var. Bu mücadele konusunda herkesin bizim kadar olmasa bile biraz hassasiyet göstermesini, dikkat göstermesini bekliyoruz. Tabii ki onları savunma hakkı saygıdeğer ama bizim de bu terörle mücadelemizin saygıdeğer olduğunu bilmelerini, buna göre davranmalarını, oradaki taahhütlerini yerine getirmelerini bekliyoruz. Diğer taraftan da iki dost ülke arasında olmaması gerektiği şekilde maalesef bazı ihraç ürünlerine tahdit koydular. Yani biz bir tarafta NATO'yu güçlendirmek istiyoruz, NATO ülkelerinin her birinin güçlü olmasını istiyoruz. Diğer taraftan da ülkemizi, silahlı kuvvetlerimizi güçlendirmek için yaptığımız çalışmaların böyle dost ve müttefik ülkeler tarafından engellenmesini de kabul etmemiz mümkün değil. Sonuç olarak biz Finlandiya'nın ve özellikle de İsveç'in, buradaki sorumlulukları, taahhütleri yerine getirmelerini istiyoruz."

Konuya ilişkin Finlandiya ve İsveç arasında bir fark olup olmadığı sorulan Akar, "Finlandiya biraz daha hızlı hareket ediyor, Finlandiya biraz daha bize yaklaştı diyebiliriz. Aldıkları tedbirlerle, taahhütlerine daha yakınlar, yerine getirme konusunda. Fakat İsveç'in biraz daha hızlı hareket etmesi gerektiğini değerlendiriyorum ben." yanıtını verdi.

Sadece Türkiye'nin değil, milyarlarca insanın dini değerlerinin bulunduğuna işaret eden Akar, şunları paylaştı:

"Dolayısıyla 'hürriyet' başlığı altında bunlara hakaret edilmesine, bunlara karşı düşmanlık gösterilmesine karşı tedbir almalarını bekliyoruz. Yani bunun çok sıkıntılı olduğunu, bunun gerçekten büyük bir saygısızlık olduğunu, büyük bir ahlaki sorun olduğunu, hukuki bir sorun olduğunu görmeleri lazım. İnsanların değerlerine saygı göstermek lazım. Bu konuda tarifler, tanımlar, hukuki metinler de çok açık ve seçikken bunlara saygı göstermemeleri gerçekten son derece yanlış. Bunun bir an önce düzeltilmesi lazım, bunu şiddetle kınıyoruz, reddediyoruz. Bundan dolayı toplantılar, görüşmeler biraz askıya alındı. Fakat geçtiğimiz günlerde bildiğiniz gibi Brüksel'de bir toplantı yapıldı teknik düzeyde. Bizim bu toplantılarla çalışmaların devamını ve bir an önce de Finlandiya ve İsveç'in taahhütlerini yerine getirmelerini bekliyoruz."

- "Görüşmeler yoluyla buradaki problemlerin çözülmesini arzu ediyoruz"

Bakan Akar, "Türkiye'nin Şam'la yürüttüğü diyalog sürecinde ilerleme kaydedilip edilmediği" sorusu üzerine, 11 yıl sonra ilk defa Moskova'da Rus, Suriye ve Türk savunma bakanları ve istihbarat teşkilatı başkanlarının katılımıyla toplantı yapıldığını hatırlattı.

Toplantıda, müteakip toplantıların olgunlaştırılması için alt düzey çalışmaların yapılması konusunda bir mutabakat sağlandığını aktaran Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu aşamada şimdi bu teklif üzerine çalışmalar yapılacak, yapılıyor. Her zaman söylediğimiz gibi bizim herhangi bir şekilde işgal niyetimiz olmadığını, Suriye başta olmak üzere tüm komşularımızın toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarına saygılı olduğumuzu, bizim tek meselemizin terörle mücadele olduğunu ve Suriye topraklarındaki mevcut teröristlerle mücadele etmek durumunda kaldığımızı, ülkemizi, hudutlarımızı korumak için, vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için bunu yapmak durumunda olduğumuzu, bunun dışında bizim herhangi bir amacımız olmadığını açık ve net bir şekilde ortaya koyduk, koymaya devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemde teknik heyetlerin görüşmesine müteakip çeşitli formatlarda bu toplantıların devam etmesinden yanayız. Görüşmeler yoluyla buradaki problemlerin çözülmesini arzu ediyoruz.

Diğer tarafta Türkiye'de misafir ettiğimiz Suriyeli vatandaşların da oradaki ortamın düzelmesiyle, normalleşmesiyle kendi evlerine ve topraklarına gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde dönmeleri için ortamın hazırlanmasına elimizden gelen katkıyı sağlamaktayız. Burada özel bir durum var. Bizim hem yurt içinde hem de Suriye'de beraber olduğumuz Suriyeliler var. Bunlar, hiçbir şekilde endişeye kapılmamalı. Bizim onların aleyhine, onları zora sokacak herhangi bir işlemde, eylemde, tasarrufta, taahhütte bulunmamız söz konusu değil. Bu konuda da oradaki arkadaşlarımızın rahat olması lazım. Bunu da herkesin bilmesi lazım."

- "Tedbirler ne ise bugüne kadar aldık, bundan sonra da tereddütsüz alacağız"

"Suriye rejimi, YPG'nin Türkiye için çok büyük bir güvenlik sorunu olduğunu, bir varlık yokluk meselesi olduğunu, net bir çizgi olduğunu anlıyor ve kabul ediyor mu?" sorusu yöneltilen Akar, görüşmede bu konuyu çok açık bir şekilde muhataplarına ifade ettiklerini belirterek, şu görüşleri dile getirdi:

"Bunu anlamalarını bekliyoruz. Tabii bu normal şartlarda objektif bir bakışla anlaşılması çok kolay bir hadise. Hatta şunu da görmek lazım. Bir anlamda Suriye'nin takriben üçte biri teröristler tarafından işgal altında. Dolayısıyla bizim yaptığımız çalışma bir anlamda Şam'ın da egemenlik haklarını, toprak bütünlüğünü destekleyici bir faaliyet. Çünkü bizim yaptığımız şey bir işgal değil, herhangi bir şekilde gasp değil. Bizim yapmaya çalıştığımız şey hudutlarımızı ve 85 milyon vatandaşımızın güvenliğini sağlamak. Bunun da mutlaka Suriye tarafından anlaşılması lazım. Suriyeli muhataplarımız, zaman zaman bunları anlar görünüyorlar, anladıklarına dair ciddi emareler var, bazen de bunu göz ardı edebiliyorlar."

Görüşmelerde, Suriye tarafından bunun göz ardı edilmemesini istediklerini ve konunun Türkiye için hayati önemde olduğunu vurguladıklarını anımsatan Akar, Türkiye'nin, topraklarını koruma konusunda hiçbir şarta bağlı olmadığını ve savunma hakkını sonuna kadar kullanacağını kaydettiklerini bildirdi. Bakan Akar, "Yeri ve zamanı geldiğinde alınması gereken tedbirler ne ise bugüne kadar aldık, bundan sonra da tereddütsüz alacağız. Bunu herkesin bilmesi lazım." dedi.

- "Güçlü Türk Silahlı Kuvvetleri, güçlü Türkiye aynı zamanda güçlü NATO, güçlü ittifak demektir"

F16'ların modernizasyonu ve tedariki ile F35'lerin durumuna ilişkin soru üzerine Akar, "Gelişme var, şöyle bir gelişme var, biraz yavaş gidiyor gelişme, en önemli sorunumuz o. Amerikan Savunma Bakanlığı ile F16 modernizasyonu ve tedariki konusundaki görüşmeler olumlu bir noktaya geldi. Aynı zamanda bunun Beyaz Saray tarafından desteklendiğini ve Kongre'ye bunun gönderildiğini biliyoruz. Şu an için Kongre aşamasında bekliyoruz." sözlerini sarf etti.

Bu konuda birçok yapıcı ifadelerin yanı sıra az da olsa bazı Kongre üyeleri, senatörler, akademisyenler ve basın mensupları tarafından olumsuz bazı ifadelerin kullanıldığını hatırlatan Akar, şu değerlendirmede bulundu:

"Beyaz Saray'ın, Pentagon'un düşündüğü doğrultuda, Kongre'nin aklıselimle makul ve mantıklı olayları düşünmek suretiyle bir karar almasını bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde olumlu ve somut adımlar bekliyoruz. Bunun da bir an önce gerçekleşmesini bekliyoruz. Talebimiz, dileğimiz budur. Bu konuda herhangi bir şekilde ekstrem bir takım yollara ve yönlere girmenin tarafları sıkıntıya sokabileceğini ve bizim bu konuda çaresiz olmadığımızı, elimizde birçok seçenek olduğunu da herkesin bilmesini istiyoruz. Bu konudaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve biz diyoruz ki '71 yıldan beri NATO üyesiyiz, bugüne kadar da NATO'da bütün bize verilen görevleri, aldığımız görevleri, sorumluluklarımızı eksiksiz yerine getirdik. Müttefiklerimizden de benzer şekilde davranış bekliyoruz bu da bizim hakkımız'. Güçlü Türk Silahlı Kuvvetleri, güçlü Türkiye, aynı zamanda güçlü NATO, güçlü ittifak demektir. Bunun da herkes tarafından anlaşılması, buna göre hareket edilmesi gerektiğini tekrar tekrar hatırlatıyoruz. Temennimiz, tarafların aklıselim hareket etmesi, günlük, duygusal birtakım düşüncelerle irrasyonel yaklaşımlarla olayları istenmeyen yönlere çekmemeleri."

(Sürecek)

Editör Masası Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar