Normalin üzerindeki sıcaklıklar çiftçinin takvimini belirsizleştiriyor

TAKİP ET

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay: - "Çiftçiler iklim değişikliğinin ciddi olarak farkındalar çünkü gübre atıyorsunuz, tohum ekiyorsunuz, bunlar tamamen meteoroloji ve iklim koşullarıyla yakından ilgili. Bunların nasıl değiştiğini görüyorlar ancak ürünü değiştirme konusunda ciddi sorunları var" - "Çok su tüketen bir bitki yetiştiriyorsa, örneğin mısır, mısırdan başka bir ürüne geçmiyor. Çünkü hayvanını beslemek için bunu yetiştiriyordur ve başka bir ürüne geçse yem almak zorunda. Bir de kısa vadeli düşünülüyor. Ekim zamanı geldiğinde geçen sene en çok hangi ürün daha fazla para getirdiyse onu tercih ediyor"

YETER ADA ŞEKO - İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıkların tarımsal üretimde değişikliklere neden olduğunu, çiftçilerin iklim değişikliğinin farkında olsalar da ürünü değiştirme noktasında sorun yaşadıklarını bildirdi.

Türkiye'nin birçok bölgesinde sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve kuraklık, tarımsal faaliyetler açısından kaygılara neden oluyor. AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Tolunay, ocak ayı itibarıyla hava sıcaklıklarının mevsim normalleri üzerinde seyrettiğini, yağışların ise beklenenin altında olduğunu söyledi.

Türkiye'nin 3 yıldır ciddi kuraklık sorunuyla karşı karşıya kaldığını belirten Tolunay, iklim ve meteorolojik koşullarla yakından ilgili olan tarım alanlarının, sıcaklık artışları, yağışlardaki azalma ve beraberindeki kuraklık, hatta dolu, fırtına ve heyelan gibi tehlikelerden olumsuz etkilediğini anlattı.

Normalin üzerindeki sıcaklıkların tarım alanlarındaki bitkilerin mevsiminden önce büyümesine neden olduğunu aktaran Tolunay, şöyle devam etti:

"Hava sıcaklığı tohumların hem ekim zamanını hem de büyüme zamanını değiştiriyor. Normalde sonbahar ayları, ekim aylarıdır. Sıcaklıklar fazla olduğu için ekim tarihleri kaymaya başlıyor, ekime daha geç başlanabiliyor. Çünkü hem yağışların başlaması hem de sıcaklıkların biraz azalması lazım. Tek yıllık tarım bitkilerinin çimlenebilmesi için ortalama sıcaklıkların 5 derecenin üstüne çıkması lazım. Bu sıcaklıklar aşıldığında tohumlar çimlenip, tahıl bitkileri büyümeye başlarlar. Bu da ilkbaharda daha erken çimlenmeye yol açıyor. Bu durum don zararları olarak adlandırdığımız, sıcaklıkların tarım bitkilerini etkilemesine, tarımsal üretimin azalmasına ve rekolte kaybına sebep oluyor."

- "Sıcaklıklar mevsim normallerini bulduğunda çiçek açan ağaçlar olumsuz etkilenecek"

Prof. Dr. Tolunay, geçen yıl çiftçilerin yağış olmadan tohumlarını atmak zorunda kaldıklarını, bazı bölgelerdeki çiftçilerin tarlalarını sulamak için mevcut sulama göletlerine ya da yer altı sularına yöneldiğini ifade ederek, bu durumun yer altı su kaynaklarının azalmasına yol açtığını anlattı.

Meyve ağaçları gibi çok yıllık bitkilerin de sıcak seyreden hava koşullarından etkilendiğinin altını çizen Tolunay, "Ege ve Akdeniz'de badem ağaçları, hatta İstanbul’da bile erik ağaçları çiçek açtı. Ortalama hava sıcaklığının bir ay boyunca 8 dereceyi geçmesiyle bu meyve ağaçları yeniden çiçeklenmeye başlar. Kasım ayında sıcaklıklar düştükten sonra kış uykusuna girmişlerdi. Ama aralık ayının çok sıcak geçmesi sonucu bu meyve ağaçları çiçeklenmeye başladı." diye konuştu.

Sıcaklıklar er ya da geç mevsim normallerini bulduğunda çiçek açan ağaçların durumdan olumsuz etkileneceğine dikkati çeken Tolunay, "Kış uykusundaki bitkilerin sürgünlerinde su olmaz ve düşük sıcaklıklardan olumsuz etkilenmezler ama şu an ağaçlar çiçeklendikleri için sürgünlerinde su var. Eğer sıcaklıklar sıfırın altına düşerse bu bitkilerin içinde su olan sürgünleri de donar ve bitkinin zarar görmesine sebep olur." ifadelerini kullandı.

- "Ürün, ona uygun coğrafyada yetiştirilmeli"

İklim krizinin çiftçilerin geleneksel tarım anlayışını doğrudan etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Doğanay Tolunay, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çiftçiler iklim değişikliğinin ciddi olarak farkındalar çünkü gübre atıyorsunuz, tohum ekiyorsunuz, bunlar tamamen meteoroloji ve iklim koşullarıyla yakından ilgili. Bunların nasıl değiştiğini de görüyorlar ancak ürünü değiştirme konusunda ciddi sorunları var. Çok su tüketen bir bitki yetiştiriyorsa, örneğin mısır, mısırdan başka bir ürüne geçmiyor. Çünkü hayvanını beslemek için bunu yetiştiriyordur ve başka bir ürüne geçse dışarıdan yem almak zorunda. Burada bir maliyet hesabı yapılıyor. Bir de kısa vadeli düşünülüyor. Ekim zamanı geldiğinde geçen sene en çok hangi ürün daha fazla para getirdiyse onu tercih ediyor."

Tarım politikalarının geliştirilmesi, ülke genelinde hangi ürüne ne kadar ihtiyaç duyulduğunun doğru planlanması, tarım alanlarının bu ihtiyaca göre oluşturulması ve ürünlerin bölgesel olarak nerelerde yetiştirilebileceği hakkında bir karar verilmesi gerektiğini aktaran Tolunay, ürünün ona uygun coğrafyada yetiştirilmesi ve bu konuda çiftinin teşviklerle desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Bu planlamanın doğru yapılmaması halinde Türkiye'yi bir gıda krizinin beklediği uyarısında bulunan Tolunay, "Resmi kurumlarca yapılan iklim değişikliği modelleri çerçevesinde bizi bekleyen en kötü senaryoya göre Türkiye 80-100 yıl sonrasında ortalama 5 derece daha sıcak olabilir. Hatta yaz aylarında Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sıcaklıklar bugüne göre 6-7 derece daha artabilir." diye konuştu.

İklim kuşaklarının değişmesiyle Türkiye'nin hava koşullarının tropik meyveleri yetiştirmeye uygun olabileceği yönündeki söylemleri de değerlendiren Tolunay, bu tür meyvelerin su ihtiyaçlarının fazla olduğuna, Türkiye'nin su kaynaklarının ise aynı oranda artmadığına değinerek, "Var olan ağaçlarımızın değişen iklim koşullarına uygun ırklarına yönelmemiz, daha doğru bir tercih olacaktır." görüşünü paylaştı.

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Kuraklık Prof. Dr. Doğanay Tolunay tarım