NPİSTANBUL Hastanesi'nden "bulaşıcı hastalıklarda ilk dalga" uyarısı

TAKİP ET

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu: - 'Depremler, su ve temizlik imkanlarında aksamalara, geçici barınma yerlerinde farklı yerlerden gelmiş aşırı kalabalıklara, çok sayıda insanın kısa süre içinde yer değiştirmesine ve toprak, moloz, demir gibi maddelerle temas etmiş yaralanmalara yol açtığı için enfeksiyon hastalıkları riskini de artırır'

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, deprem bölgesinde ortaya çıkabilecek enfeksiyon hastalıkları ve alınması gereken önlemlere ilişkin değerlendirmede bulundu.

Üsküdar Üniversitesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Dr. Dilek Leyla Mamçu, deprem bölgesinde pek çok nedene bağlı olarak enfeksiyon hastalıklarının ortaya çıkabileceğini belirterek, “Depremler, su ve temizlik imkanlarında aksamalara, geçici barınma yerlerinde farklı yerlerden gelmiş aşırı kalabalıklara, çok sayıda insanın kısa süre içinde yer değiştirmesine ve toprak, moloz, demir gibi maddelerle temas etmiş yaralanmalara yol açtığı için enfeksiyon hastalıkları riskini de artırır.” uyarısında bulundu.

Deprem sonrası 4 ile 30’uncu günler arasında bulaşıcı hastalıkların ilk dalgasının ortaya çıkabileceği dönem olduğunu aktaran Mamçu, “Bu dönemde gıda kaynaklı ve su kaynaklı enfeksiyonlar veya damlacık yoluyla bulaşan enfeksiyonlar görülebilmektedir. 30’uncu günden sonra kuluçka süresi daha uzun olan enfeksiyon hastalıklarının veya kişilerde eskiden bulunan enfeksiyonların tekrar ortaya çıkması görülebilir.” ifadelerini kullandı.

Doğal afetlerden sonra afetzedelerin kaldığı barınma kamplarında en sık su ve yiyecek kaynaklı tifo, paratifo, kolera ve norovirüs gibi ishalli hastalıklar görülebileceğini bildiren Mamçu, “Bu hastalıklar suyun kirlenmesi, kanalizasyon karışması veya suyun taşınması ve/veya depolanması sırasında kontaminasyonu ile olabilmektedir.” bilgisini paylaştı.

Bunların yanı sıra sıklıkla fareler olmak üzere kemirgenlerin idrarının bulaştığı su, yiyecek tüketilmesi veya bulaş olmuş toprakla temas sonrasında leptospiroz gelişebildiğini kaydeden Dr. Mamçu, şunları kaydetti:

“Kanalizasyon veya atık suların içme ve kullanma sularına karışması ile hepatit A ve hepatit E vakaları da görülebilmektedir. Kalabalık ortamlar, havalandırma koşullarının kötü olması, kötü beslenme, kalabalık barınma kampları ve soğuk hava nedeni ile üst solunum yolu enfeksiyonları ve pnömoni (zatürre) görülebilmektedir.

Depremzedeler içerisinde aşısız duyarlı kişilerin çok olması durumunda kızamık salgınları görülebilmektedir. Kalabalık ortamlarda hijyen eksikliği, yetersiz su tüketimi ve birbiri yatağında yatma gibi faktörlerin sonunda uyuz gelişebileceği de akılda tutulmalıdır.”

Olası hastalıklardan korunmak için alınması gereken tedbirlere de değinen Mamçu, “El yıkama ve temel kişisel hijyen önlemlerine uyulması, hastalıkların yayılmasını önler. Eller, yemeklerden veya gıda hazırlamadan önce, tuvalete gittikten veya hapşırık, öksürükten sonra ve görünür kirlenme olması halinde olmak üzere sık aralarla su ve sabunla yıkanmalı, görünür kirlenme yoksa alkol içeren solüsyonlarla 20 saniye ovuşturulmalıdır.” yorumunu yaptı.

-Kapalı paket su yoksa su kaynatılarak tüketilmeli

Mamçu, içme suyu olarak mümkünse uygun şekilde şişelenmiş, kapalı suların tercih edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu tür içme suyuna ulaşılamıyorsa, kaynamayla mikroplar öleceği için kaynatılıp soğutulmuş su da içilebilir. Kaynatma olanağı da yoksa var olan su, çamaşır suyuyla (klorla) dezenfekte edilip tüketilmelidir. Özellikle kalabalık, kapalı ortamlarda olmak üzere ağzı ve burnu kapatacak şekilde bir maske takılmalıdır. Yaralar temiz bakılmalı ve gerekli aşılar yapılmalıdır Bulunulan ortamın temizliği sağlanmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Mamçu, deprem sonrası toplumda sağlıklı bir yaşamın sürdürülebilmesi için temiz içme suyunun, uygun tuvalet ve kanalizasyon alt yapısının, atıkların uygun şekilde yönetiminin ve gıda güvenliğinin sağlanması gerektiğini vurguladı.

Üsküdar Üniversitesi