NPİSTANBUL Hastanesi'nden "karne alan çocuklara yaklaşım" önerisi

TAKİP ET

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür: - "Kötü notlar içeren bir karneye sahip olan bir çocuk kendisini başarısız ya da yetersiz gibi etiketlerse bu hayatı boyunca kendine bakışını etkileyecek ve de yapabileceklerini, kapasitesini sergileyebilmesine engel olacaktır"

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, "Ailelerin karne alan çocuklarına yaklaşımları oldukça önemli. Çocuğunuzun karnedeki notları ne olursa olsun sizin bu karneye yüklediğiniz anlam ve beklentileriniz çocuğunuzun duygusuna doğrudan yansıyacaktır." ifadelerini kullandı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Ergür, öğrencilerin yarıyıl tatiline çıktıkları bu haftada karnelerin bazı çocuklar ve aileleri için mutluluk verirken bazı çocuklar için tahammül etmesi zor bir durum ortaya koyduğunu belirtti.

Ergür, 20 Ocak’ta yarıyıl tatiline çıkacak olan öğrencilerin karne performansları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu ve ebeveynlere önemli tavsiyeler paylaştı.

Ailelerin karne alan çocuklarına yaklaşımları oldukça önemli olduğunu belirten Ergür, "Çocuğunuzun karnedeki notları ne olursa olsun sizin bu karneye yüklediğiniz anlam ve beklentileriniz çocuğunuzun duygusuna doğrudan yansıyacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Ergür, öncelikle karnenin yalnızca o dönemki öğrenme performansını yansıttığını unutmamak gerektiğini vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti:

"Öğrenciler de bu farkındalığı ne kadar küçük yaşta edinirlerse o kadar bilinçli birer öğrenci olacaklardır. Karneyi bu şekilde sağlıklı değerlendirdiğimizde çocuklarımız da kendilik algılarıyla ilgili çıkarımlarda bulunmayacaklardır. Kötü notlar içeren bir karneye sahip olan bir çocuk kendisini başarısız ya da yetersiz gibi etiketlerse bu hayatı boyunca kendine bakışını etkileyecek ve de yapabileceklerini, kapasitesini sergileyebilmesine engel olacaktır. Bunun yanı sıra çok güzel notlara sahip olan bir çocuğun da kendilik değerini yalnızca akademik başarıya bağlı hissedebilmesi de aynı derecede olumsuz olacaktır. Yalnızca başarıya odaklı olmak mükemmeliyetçilik ve performans kaygısı gibi başka birçok sorunu da yanında getirebiliyor.

Kötü notlar içeren bir karneye cezalandırıcı bir yaklaşım sergilemenin yanı sıra güzel notlar içeren karneye de gereğinden fazla ödüllendirme yapmamak oldukça önemli. Karnesini alan çocuğa ebeveynin yaklaşımı bakalım bu dönem nasıl bir performans sergilemişsin gibi dönemsel çabaya vurgu yapmak olmalı. Bu tutum ile çocuğun geliştirmesi gereken alanlar ve güçlü olduğu alanlar hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapmak mümkün olacaktır. Bu sayede çocuk da kendilik algısına yara almadan performansını değerlendirebilecek ve eleştirilmeden, yapıcı çıkarımlarda bulunabilecektir."

Ceza ve ödül birbirinden farklı algılansa da ikisinin de işlevsel olmadığına dikkati çeken Ergür, "Özellikle maddi ödüllerden kaçınmak oldukça önemli. Cezanın olumsuz etkileri gündemde sıklıkla paylaşılıyor ancak ödülün de bu denli işlevsiz olduğu genelde gözden kaçırılıyor." ifadelerini kullandı.

Ergür, "Olumlu olarak algılanan ödüllendirmede dikkat edilmesi gereken nokta çocuğun içsel motivasyonunu artırmak olmalı. Maddi ödüller buna katkı sağlamadığı gibi dışsal motivasyona bağımlı kılıyor. Bu sebeple karne için verilen ceza ve ödüllerden uzak durmak önemli." değerlendirmesinde bulundu.

Karnenin yalnızca dönem boyunca sergilenen akademik yatırımın bir sonucu olduğunun fark edilmesi gerektiğine değinen Ergür, bu sayede ceza ve ödüllendirme yerine daha sonraki dönemler için daha sağlıklı planlama ve uygulamalar birlikte yapılabileceğini belirtti.

Ergür, "Unutmayalım ki çocuklarımıza vereceğimiz en güzel ödül onlarla yaptığımız olumlu paylaşımlardır." ifadelerini kullandı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi