Siyasi partilerin propaganda konuşmaları

TAKİP ET

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak: - "Bu seçim iki aday arasında değil, iki anlayış arasında" - Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ: - "Türkiye, dünyanın lunaparkı değildir. Her ipini koparan gelip bu ülkede dileği gibi kalamaz" - Türkiye Komünist Partisi üyesi Zeynep Demirel Hatunoğlu: - "TKP kimlik siyasetini reddeden bir partidir"

Siyasi partilerin propaganda konuşmaları TRT'de yayımlandı.

CHP adına Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Zafer Partisi adına Genel Başkanı Ümit Özdağ, Türkiye Komünist Hareketi adına parti üyesi Zeynep Demirel Hatunoğlu 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için propaganda konuşması yaptı.

Öztrak, konuşmasında, milletin sesini duyduklarını belirterek, "Biz varız. Genel başkanımız, cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu var. Cumhuriyet Halk Partisi var. Kalbi vatan ve millet sevgisiyle dolu milyonlar var." dedi.

Faik Öztrak, işsizliğin, yoksulluğun ve yokluğun kader olmadığı görüşünü aktararak, "1 kilo soğana 30 lira, 1 kilo kıymaya 300 lira vermek kader değil. Bunların hepsi sarayın yanlış tercihlerinin sonucu. Şimdi sandık geliyor. Biz millet olarak doğru tercihi yaparsak, bu kötü tablo da değişecek. Sandığa gideceğiz, oyumuzu kullanacağız, bir otokratı evine gönderip tarih yazacağız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken hep birlikte yepyeni bir sayfa açacağız." diye konuştu.

Birinci sorunun deprem güvenliği olduğunu belirten Öztrak, Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığını kuracaklarını söyledi.

En riskli olanlardan başlayarak, tüm konutları güçlendireceklerini veya yenileyeceklerini dile getiren Öztrak, bu konutlarda oturanlara bir yıl süreyle kira yardımı yapacaklarını dile getirdi.

Öztrak, barınma krizi yaşandığını, kiraların bir yılda üçe katlandığını ifade ederek, "TOKİ'yi asli işlevine geri döndüreceğiz. Sosyal konut üretip halkımıza arz edeceğiz. Halk konutta oturan vatandaşın kirası asgari ücretin yüzde 20'sini geçmeyecek. Beş yılda sosyal konutların sayısını tam 4 katına çıkartacağız. Asgari ücretle çalışan, dar gelirli vatandaşımız da artık yuva sahibi olacak. Yabancılara konut satışı uygulamasına son vereceğiz. Parayı basan bu ülkenin vatandaşı olamayacak. Sığınmacıları da 2 yılda vatanlarına kavuşturacağız." şeklinde konuştu.

Konut piyasasının dengesini bulacağını ve konut sahibi olmanın hayal olmaktan çıkacağını aktaran Öztrak, şunları kaydetti:

"6 Şubat depreminde 48 saat boyunca Mehmetçiği kışlada tutan, NATO'nun en büyük ordularından biri olan Türk Ordusu'nun kendi vatandaşına yardım etmesini engelleyen, sosyal medyayı yavaşlatarak halkın yardım çağrılarını susturan, Kızılay'a afette çadır sattıran, madencilerimizin bölgeye ulaşıp enkaz altında kalanlara yardım etmesini geciktiren, halkın can ve mal güvenliğini değil, oturduğu koltuğu korumaya çalışan, beceriksiz, kibirli yönetim anlayışı bitecek. Afetlere akılla, bilimle hazırlanacağız. Afet anında yüksek koordinasyon ve kapasiteyle halkımızın yanında olacağız. Tek bir vatandaşımız bile 'Devlet nerede?' diye sormayacak.

85 milyon çalışıyor, üretiyor, vergisini veriyor. O zaman hükümet de afet anında 'kader' deyip, IBAN atmayacak, topladığı vergileri milleti için kullanacak. Şahsım hükümeti paramızı pul etti. Bu millete sayısız vaat verdiler. Hepsinde çuvalladılar. Türkiye, en büyük 10 ekonomiden biri olacaktı, ilk 20'den düşme sınırına geldik. Kişi başına gelirimizi 25 bin dolara çıkaracaklardı, yarısına bile ulaştıramadılar."

- "Tek yurttaşımız bile ele güne muhtaç olmayacak"

"İşsizlik oranını yüzde 5'e düşüreceklerdi, gerçek işsizlik oranı bunun neredeyse beş katına çıktı. Enflasyon tek haneye düşecekti, gerçek enflasyon üç haneye gitti. İstikrar dediler, beş yılda, dört hazine ve maliye bakanı gördük. Neden? Çünkü akla ve bilgiye saygı yok, yetişmiş, iyi kadrolar yok. Çünkü bunlarda bilgi yok, fikir çok, liyakat yok, yetki çok. Biz bu tabloyu değiştireceğiz." görüşünü savunan Öztrak, 2 bin 304 maddelik bir planları olduğunu vurguladı.

Öztrak, enflasyonu 2 yıl içerisinde tek haneli rakamlara indireceklerini, hayat pahalılığını bitireceklerini, kişi başına geliri 5 yıl içinde 2 katına çıkaracaklarını, beş yılda 5 milyon kişiye iş sağlayacaklarını, 5 yıl sonra Türkiye'nin dünyanın parlayan yıldızı olacağını kaydetti.

İlk 100 günde, kamuda israfa son verecek adımları atacaklarını aktaran Öztrak, "4-5 yerden maaş alanların musluklarını keseceğiz. Cumhurbaşkanı makamını yeniden Çankaya'ya taşıyacağız. Cumhurbaşkanlığı uçaklarını satıp, parasıyla ormanlarımızı koruyacak uçakları alacağız. Adam kayırma dönemini bitireceğiz. Akçeli işlere bulaşan sarayın memurlarını derhal görevden alacağız. Esnafın kira stopajını sıfırlayacağız. Pandemide aldığı borçların faizini sileceğiz." diye konuştu.

Çiftçilerin borçlarının faizini de sileceklerini anlatarak, aile destekleri sigortası geleceğini, Türkiye'deki her ailenin gelirinin en az asgari ücret kadar olacağını belirten Öztrak, sözlerine şöyle devam etti:

"Size söz! Biz geleceğiz, tek bir yurttaşımız bile ele güne muhtaç olmayacak. Ülkemizi feraha çıkaracağız, milletimizi refaha ulaştıracağız, herkes hakkını alacak. Bu seçim iki aday arasında değil, iki anlayış arasında. Bir yanda kul hakkı yiyenler, diğer yanda hakka, hukuka, adalete sahip çıkanlar var. Bir tarafta harun olmaya gelip karun olanlar, diğer tarafta beytülmali gözünden sakınanlar var. Bir tarafta yolsuzluk, yokluk ve yasaklar, diğer tarafta demokrasi aşıkları var. Haydi Türkiye, 14 Mayıs'ta sandığa git. Bir oyunu Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na, bir oyunu da Cumhuriyet Halk Partisi'ne ver. Hayat pahalılığını, istibdadı, zulmü ilk turda bitir. Saraylarında, milletin sesini duymayan, halini görmeyen, milleti unutanların tasdiknamesini ellerine ver, evlerine gönder.

Haydi Türkiye, 14 Mayıs'ta oyunu Cumhurbaşkanlığında Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na, milletvekili seçiminde de Cumhuriyet Halk Partisi'ne ver. Gençler kazansın, kadınlar kazansın, 85 milyon kazansın. Ülkemize baharlar gelsin."

- Zafer Partisi

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da 14 Mayıs'ta kullanılacak oy ile Türkiye'nin kaderinin belirleneceği görüşünü savunarak, "Türkiye'nin Türkiye olarak mı kalacağına yoksa göçmenistan mı olacağına karar vereceksiniz." dedi.

Türkiye'ye 2011'den bu yana milyonlarca sığınmacının ve kaçakların geldiğini ifade eden Özdağ, o tarihten itibaren sığınmacıların doğum yoluyla nüfuslarının hızla arttığını söyledi.

Özdağ, "Sığınmacıların sağlık, ilaç, hastane, eğitim masraflarını Türk halkı ödüyor. Şimdiye değin harcadığımız para 151 milyar dolar." ifadesini kullandı.

Suriye'nin kuzeyinde Suriyeli devlet memurlarının maaşlarını da Türk halkının ödediğini aktaran Özdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Suriye'nin kuzeyinde harcadığımız para 30 milyar doları geçti. Özetle, Türk halkı sığınmacılar için 180 milyar dolar harcadı. Her Türk 2000 dolar yani 40 bin liradan daha fazla para harcadı. Türkiye, sayıları 13 milyonu bulan sığınmacı ve kaçak ile ekonomik kalkınmasını gerçekleştiremez. Türklerin azınlık olduğu bir göçmenistanda güvenliğinizi de sağlayamazsınız. Türkiye, dünyanın lunaparkı değildir. Her ipini koparan gelip bu ülkede dileği gibi kalamaz. Babalarımızın ve bizim çocukluğumuzda güvenli yürüdüğümüz yollarda çocuklarımızın ve torunlarımızın da güvenli yürümesini istiyoruz."

Zafer Partisi kurulana kadar bütün siyasi partilerin, sığınmacıların Türkiye'ye nasıl entegre edileceğini düşündüklerini belirten Özdağ, "Zafer Partisi kurulup bütün sığınmacı ve kaçakları Anadolu Kalesi Projesi ile gerekirse bir sene içinde gerekirse zorla yollayacağını açıklayınca hepsi utangaç bir şekilde politika değiştirmek zorunda kaldılar. Şimdi biz de yollayacağız ancak 'gönüllü' diyorlar. Gönüllü kimse gitmez." değerlendirmesinde bulundu.

Özdağ, 2011 öncesinde Orta Doğu'nun, Gaziantep-Kilis-Hatay hattında sona erdiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ancak son 10 senede yaşanan göçlerle Orta Doğu, hatta Pakistan/Afganistan Türkiye içine doğru yayıldı. Buna 'dur' denilmez ise Orta Doğu Edirne'de bitecek. Türkiye, vazgeçilmez bir şekilde Orta Doğu'nun parçası olacak. Güneydoğumuz Afganistanlaşacak. Bu durum hepimizi ancak öncelikle kadınlarımızı, onların yaşam tarzını ve özgürlüğünü etkileyecek. Hiç kimse Türkiye'de kadınların yaşam tarzlarına karışamaz. Ancak görüyoruz ki, kadınlarımız sığınmacı ve kaçakların taciz eden bakışlarının saldırısına uğruyorlar. Bu duruma artık son verme zamanı gelmiştir.

Zafer Partisi'ne vereceğiniz her oy 13 milyon sığınmacı, kaçak gitsin anlamına gelecektir. Vermeyeceğiniz oyları da 'Türk halkı sığınmacıların kalmasını istiyor' manipüle edeceklerdir. Sizden 13 milyon sığınmacıyı 1 yıl içinde tarihin en büyük geri dönüş operasyonu ile vatanlarına yollamak için destek ve oy istiyorum. Ülkemizin göçmenistan olmasını engelleyin. Kendi ülkemizde azınlık olmayalım."

- "İstanbul, Antakya’nın kaderini paylaşmamalı"

Türkiye'nin karşı karşıya olduğu ikinci yaşamsal meselenin yaklaşan İstanbul depremi olduğunu vurgulayan Özdağ, "İstanbul depreminde yıkılması beklenen bina sayısı 90 bin ile 110 bin arasında. 45 bin bina çökse ve her binada 10 kişi ölse 450 bin kişi ölecektir. Arama kurtarma için gereken uzman sayısı 720 bin kişi olacak. Zafer Partisi olarak söz veriyoruz. İstanbul'un tarihin en büyük ölüm tarlası olmasına izin vermeyeceğiz. İstanbul, adeta bir atom bombası saldırısına uğramış Japon kentleri Hiroşima ve Nagazaki'ye benzeyen sevgili Antakya’nın kaderini paylaşmamalı." dedi.

Özdağ, İstanbul Acil Eylem Komitesini kuracaklarını, İstanbul'da ilçelere vali ve il emniyet müdürlüğü yapmış deneyimli kadroları atayacaklarını, evleri boşaltmak zorunda kalanların kirasını 2 sene devletin ödeyeceğini, taşınma konusunda devlet ve belediye imkanlarının kullanılacağını, Anadolu'ya dönmek isteyenlere dönüş için iş imkanı yaratacaklarını, İstanbul'da yaşayan 4 milyon 'sığınmacı ve kaçağı' hızla ülkelerine yollamaya başlayacaklarını söyledi.

- "Uyuşturucuyla Mücadele Müsteşarlığı kuracağız"

Türkiye'deki bir diğer tehdidin uyuşturucunun yaygınlaşmasını olduğunu savunan Özdağ, şunları kaydetti:

"Türkiye, dünya uyuşturucu ticaretinde hedef ülke konumundadır. İstanbul'da Amsterdam ve Berlin'den daha fazla uyuşturucu kullanılmaktadır. Artık belirli bir sınır çoktan aşılmıştır. Zafer Partisi olarak uyuşturucu ile mücadelede kurumsal ve hukuki yeni düzenlemeler yapacağız. Yurtdışında operasyon yapma yetkisi olan Uyuşturucu ile Mücadele Müsteşarlığını kuracağız. Uyuşturucu baronlarına terör örgütü lideri muamelesi yapacağız. Uyuşturucu satıcıları için özel ve topluma karşı suçlarını ödeyecekleri bir ceza sistemi geliştireceğiz. Siyaset uyuşturucu bağını kopartacağız. Uyuşturucu pençesine düşen çocuklarımızı uyuşturucunun pençesinden geri almak için geniş bir rehabilitasyon programı hazırladık. Zor günlerden geçiyoruz, ancak biz tarih sahnesinde 4000 seneden beri var olan bir büyük milletin çocuklarıyız. Bu zor günleri aşacağız. Zafer büyük Türk Milleti'nin olacak."

- Türkiye Komünist Partisi

Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi Zeynep Demirel Hatunoğlu ise yoksulluğun ırk, din, mezhep tanımadığını bildirdi.

Türkiye Komünist Partisi'nin Edirne'de neyi savunuyorsa Diyarbakır'da da onu savunduğunu ifade eden Hatunoğlu, "TKP kimlik siyasetini reddeden bir parti. Ayrıştırmıyor, birleştiriyor. Ayrı durduklarımız, karşımıza aldıklarımız küçük bir azınlıktır. O azınlık Cumhuriyet düşmanı yobazlardır, tarikatlardır. O azınlık NATO'cu, Amerikancı işbirlikçilerdir. O azınlık, bizi sömüren yerli ve yabancı tekellerdir. Onlar azınlık biz çoğunluk olduğumuz için bizi etnik ve mezhep ayrımlarımız üzerinden bölmek isterler. Bu tuzağa artık düşmeyeceğiz. Bağımsız, egemen, laik, çağdaş, sanayileşmiş, sosyalist bir Türkiye kuracak, Cumhuriyeti kardeşlik temelinde yeniden kuracağız." değerlendirmesinde bulundu.

Hatunoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Peki Kürtlerin Kürt olmaktan kaynaklı sorunları nasıl çözülecek? Çözülecek. Emperyalist planlar bozularak, aşiretlerin ve tarikatların egemenliği kırılarak çözülecek. Bizi ucuz işgücü olarak gören para babalarının saltanatı sonlandırılarak çözülecek. Yoksulları birbirine kırdıran ırkçılığı ortadan kaldırarak çözülecek. 
Bu ülkenin yurttaşlarının kardeşliği ile çözülecek.

Özerklik, yerelleşme gibi kavramlar yıllardır insanlarımızın kulağına emperyalist merkezler ve liberaller tarafından üfleniyor. Yugoslavya'da, eski Sovyetler Birliği'nde, Orta Doğu'da, şimdi Suriye'de bu kanlı tezgahın sonuçlarını yaşıyoruz. Oysa Türkiye, her tür eşitsizlik ve ayrımcılığın hem yasaklandığı hem de fiilen ortadan kaldırıldığı bir toplumsal düzende uygulanacak merkezi planlama ile cehaleti, yoksulluğu yener, gerçekten özgür bir ülke olur. Milliyetçiliğin, mezhep ayrımlarının, yanlış taraflaşmaların parçası olmaya son.
"

TKP'nin Türkiye'nin tutkalı olduğunu vurgulayan Hatunoğlu, 14 Mayıs seçimlerinde partilerine oy istedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak Siyasi partilerin propoganda konuşmaları Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ