TBMM Başkanvekili Bilgiç, TBMM'nin Açılışının 100. Yılında Belgelerle TBMM Kütüphane ve Arşiv Sergisi'ni açtı:

TAKİP ET

"Türkiye, son dönemde kütüphane alanında artan yatırımlarına karşın, gelişmiş Batı ülkeleriyle kıyaslandığında, kullanıcı başına düşen kütüphane sayısı itibarıyla hala geridedir" "Yasal telif hakkı süresi sona ermiş eserler başta olmak üzere, artık tarihe ve kamuya mal olmuş binlerce yazılı materyali önce mikrofilme, daha sonra dijitale aktardık ve herkesin ücretsiz faydalanmasına açtık"

TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, Türkiye'nin, son dönemde kütüphane alanında artan yatırımlarına karşın, gelişmiş Batı ülkeleri ile kıyaslandığında kullanıcı başına düşen kütüphane sayısı itibarıyla hala geride bulunduğuna dikkati çekti.

TBMM'nin Açılışının 100. Yılında Belgelerle TBMM Kütüphane ve Arşiv Sergisinin açılışında konuşan Bilgiç, 1964'te kutlanmaya başlanan Kütüphane Haftası'nın, bu yıl 57'nci yıl dönümünü idrak ettiklerini belirtti.

Kent kültürünün ayrılmaz bir parçası olarak telakki edilen kütüphanelerin, tarih boyunca medeniyetlerin en önemli ve en merkezi yapılarından biri olduğuna işaret eden Bilgiç, Efes Antik Kenti'ndeki Celsus Kütüphanesi'nden, yine antik çağların en önemli bilim merkezi olarak kabul edilen İskenderiye Kütüphanesi'ne, Müslüman İspanya'da kurulan ve Ortaçağ İslam dünyasının en büyük kütüphanelerinden biri olan Kurtuba'daki Saray Kütüphanesi'nden, İstanbul'un en büyük kültür hazinelerinden biri olan Beyazıt Devlet Kütüphanesi veya eski adıyla Kütüphane-i Umumi Osmani'ye kadar birçok örnekte bunu görmek mümkündür. dedi.

Bilgiç, kütüphanelerin, bilginin sistematik ve düzenli şekilde bireylere, topluma ve gelecek nesillere aktarılmasına hizmet etmesi bakımından medeniyetlerin kurucu ve taşıyıcı unsuru olarak işlev gördüğünü kaydetti.

- Kütüphanecilik, bir meslek olarak hak ettiği değeri görmüyor

Kütüphane ve uygar toplum arasındaki etkileşimin, sadece geçmişe ait bir olgu olarak düşünülmemesi gerektiğini dile getiren Bilgiç, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bilakis toplumsal yaşamın hızla dönüştüğü, alışkanlıkların, tutumların, değerlerin ve yaşama biçiminin hızla değiştiği günümüz dünyasında kütüphanelerin, toplumların kültür ve tarih bilincinin muhafazasında hayati bir rolü bulunmaktadır. Zira hepinizin bildiği gibi bugün gelişmiş diye tabir ettiğimiz ülkelerde kütüphanelere ve kütüphaneciliğe fevkalade önem verilmektedir. Bu ülkelerde kitaba, kütüphaneye gösterilen alaka hiçbir zaman azalmamaktadır. Kütüphanede zaman geçirmek, okuma ve araştırma yapmak entelektüelinden sıradan vatandaşına kadar her kesimden insan için yaşam tarzı haline gelmiş bir etkinliktir.

Bu noktada ülke olarak kütüphane ve kütüphanecilik konusunda katetmemiz gereken mesafeler olduğunu kabul etmek zorundayız. Türkiye, son dönemde kütüphane alanında artan yatırımlarına karşın, gelişmiş Batı ülkeleri ile kıyaslandığında kullanıcı başına düşen kütüphane sayısı itibarıyla hala geridedir. Kütüphane kültürünün ayrılmaz bir parçası olan okuma alışkanlığı konusunda da toplum olarak ne yazık ki tatmin edici bir seviyede değiliz. Öte yandan kütüphaneciliğin bir meslek olarak ülkemizde hak ettiği değeri ve saygıyı tam olarak görmediğini düşünüyorum.

- Profesyonel kütüphanecilik eğitimi

Hiçbir kütüphanenin, nitelikli kütüphaneciler olmadan yaşayamayacağına dikkati çeken Bilgiç, bu nedenle profesyonel kütüphanecilik eğitimi verecek daha çok sayıda ve nitelikli kuruma ihtiyaç olduğunu söyledi.

Bilgiç, İşin yasama tarafıyla ilgili olarak, devlet politikası çerçevesinde oluşturulacak bir kod kütüphane kanunu ile kütüphanecilikle ilgili bir meslek yasasının bu çabaları destekleyebileceğini düşünüyorum. diye konuştu.

Türk devlet geleneğinde kitap ve kütüphanenin, devlet işlerinin görüldüğü ana binaların ayrılmaz bir parçası olduğuna işaret eden Bilgiç, bu geleneğin Uygur Türkleri, Gazneliler, Büyük Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde sürdüğünü anlattı.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde hizmete açılan Millet Kütüphanesi'nin de bu geleneğin temsil edildiği son başyapıtlardan biri olduğunu vurgulayan Bilgiç, Koleksiyonunda 2 milyon basılı kitap, 12 bin 500 basılı dergiye ait 2 milyona yakın süreli yayınla ve 125 bin metrekarelik bir alanda yaklaşık 5 bin 500 kişilik oturma kapasitesiyle hizmet veren Millet Kütüphanesi, gelecek nesillere miras bırakacağımız en kıymetli hazinelerimizden biri olmaya adaydır. ifadesini kullandı.

- Bütün arşivimizi dijitale aktarmak

Değişen tekniklerin, belgenin, bilginin ve bilgi kaynaklarının korunmasıyla ilgili teknikleri de değiştirdiğini söyleyen Bilgiç, bilgisayarın ve internetin keşfiyle bilgi kaynaklarına erişimin, insanlık tarihinde görülmemiş bir hıza ve kolaylığa eriştiğini anımsattı.

TBMM Kütüphanesi'nin de bu sürecin içinde olduğunu belirten Bilgiç, Yasal telif hakkı süresi sona ermiş eserler başta olmak üzere artık tarihe ve kamuya mal olmuş binlerce yazılı materyali önce mikrofilme, daha sonra dijitale aktarmış ve herkesin ücretsiz faydalanmasına açmış bulunuyoruz. Önümüzdeki dönemde bu yöndeki çalışmaları artırmak ve yasal telif hakkı kapsamındakiler hariç belki de bütün kütüphanemizi ve bütün arşivimizi dijitale aktarmak ve hem yüce Meclis’in hem araştırmacıların istifadesine sunmak durumundayız. dedi.

Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu da Meclis Kütüphanesi'nin, Milli Kütüphane'den sonra Türkiye'nin en büyük kütüphanesi olduğuna dikkati çekerek, kütüphanede birbirinden değerli binlerce eserin bulunduğunu belirtti.

Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanı Abdulhakim Koçin ise Meclis Kütüphanesi'nin, 92 personel, 327 bin kitap, 57 bin 600 cilt dergi ve 30 milyonun üzerinde belgeyle hizmet verdiğini aktardı.

Konuşmaların ardından Bilgiç ve beraberindekiler sergiyi gezdi. Serginin açılışına, TBMM İdare Amiri, AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin, İstanbul Milletvekili Serap Yaşar ve Meclis personeli de katıldı.