TCMB Başkanı Kavcıoğlu, Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı'nda konuştu: (2)

TAKİP ET

"Ticari kredi faiz oranlarındaki düşüşün de etkisiyle önümüzdeki dönemde krediler sabit sermaye yatırımlarını daha da fazla destekleyecektir" "Gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda da gerek güncel enflasyon gerçekleşmeleri gerekse enflasyon beklentileri hedefin üzerinde seyrediyor. Bununla birlikte beklentilerin, enflasyonun 2022 yıl sonunda hedeflere yaklaşacağını öngörüyoruz"

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Ticari kredi faiz oranlarındaki düşüşün de etkisiyle önümüzdeki dönemde krediler sabit sermaye yatırımlarını daha da fazla destekleyecektir. dedi.

Kavcıoğlu, Merkez Bankası İdare Merkezi'nde düzenlenen Enflasyon Raporu 2021-IV Bilgilendirme Toplantısında yaptığı konuşmada, küresel iktisadi faaliyette yılın ilk yarısında yaşanan toparlanmaya rağmen yakın dönemde açıklanan güven endekslerinin yeni tip koronavirüs salgınının etkisiyle gerilemeye başladığını söyledi.

Salgında yeni varyantlarla küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü risklerin canlı kalmasının bazı ülkelerin büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellenmesine neden olduğuna işaret eden Kavcıoğlu, Büyüme tahminleri Almanya ve ABD başta olmak üzere en çok ihracat yaptığımız ülkelerden bir kısmı için aşağı yönlü güncellenirken, İtalya ve Rusya gibi önemli ticaret ortaklarında yukarı yönlü güncellendi. diye konuştu.

Kavcıoğlu, küresel PMI endekslerinin, ulaştıkları tepe noktasına kıyasla gerilediğini, imalat ve hizmet sektörleri için 50 eşik seviyesinin üzerinde kalmaya devam ettiğini belirterek, bu gelişmelerin Türkiye'nin dış talep görünümünün olumlu seyrini koruduğunu gösterdiğini ifade etti.

Gelişmiş ülkelerin birçoğunda istihdam seviyesinin salgın öncesi düzeyinin altında seyrettiğini dile getiren Kavcıoğlu, Emtia fiyatları bir önceki rapor dönemine göre ortalama olarak artmakla birlikte enerji ve enerji dışı fiyatların farklılaşması devam ediyor. Ham petrol ve doğal gaz fiyatlarının artmasıyla enerji fiyatları son dönemde hızlandı. Diğer taraftan, enerji dışı emtia fiyatları ürün bazındaki farklılaşmaların etkisiyle yataya yakın bir seyir izlemektedir. dedi.

- Enflasyondaki düşüşün zamanlamasına dair belirsizlik sürüyor

Kavcıoğlu, küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artışın uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açtığına dikkati çekti.

Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatlarına olumsuz yansıdığını dile getiren Kavcıoğlu, şöyle devam etti:

Küresel enflasyondaki yükselişin enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri merkez bankaları tarafından yakından takip ediliyor. Gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını ancak enflasyondaki düşüşün zamanlamasına dair belirsizliğini koruduğunu belirtiyor. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürüyor ve varlık alım programlarına devam ediyor. Gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda da gerek güncel enflasyon gerçekleşmeleri gerekse enflasyon beklentileri hedefin üzerinde seyrediyor. Bununla birlikte beklentilerin, enflasyonun 2022 yıl sonunda hedeflere yaklaşacağını öngörüyoruz.

Kavcıoğlu, küresel piyasalarda gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının dalgalı bir seyir izlediğine işaret ederek, Çin dışındaki gelişmekte olan ülkelerde son dönemde portföy çıkışlarının gözlemlendiğini bildirdi.

- Öncü göstergeler iktisadi faaliyetin güçlü seyrettiğini gösteriyor

Küresel enflasyon gelişmeleri ve enerji fiyatlarındaki yükselişlerin de etkisiyle mevcut rapor döneminde küresel risk iştahının dalgalı seyir izlediğini söyleyen Kavcıoğlu, Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler grubunda risk primi ve ima edilen döviz kuru oynaklıkları yükselirken, dolar endeksindeki güçlenmenin de etkisiyle döviz kurlarında değer kaybı yaşandı. ifadesini kullandı.

Kavcıoğlu, 2021'in ikinci çeyreğinde milli gelirin çeyreklik bazda yüzde 0,9, yıllık bazda yüzde 21,7 arttığını anımsatarak şu bilgileri verdi:

İktisadi faaliyet, bu dönemde salgın kısıtlamaları ve finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte bir miktar ivme kaybetse de uzun dönem eğiliminin üzerinde kalmaya devam etti. İkinci çeyrekte dönemlik büyümeye hem iç talep hem de net ihracat katkı verdi. İç talebin katkısında özel tüketim öne çıkarken, kamu harcamaları ve yatırımlar ılımlı seyretti. Net ihracatın büyümeye verdiği katkıda ise gerek güçlü seyreden ihracat gerekse altın ithalatındaki yavaşlamayla gerileyen ithalat rol oynadı.

Öncü göstergelerin iktisadi faaliyetin yılın üçüncü çeyreğinde dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğini gösterdiğini dile getiren Kavcıoğlu, şöyle konuştu:

Sanayi üretimi, temmuz-ağustos aylarında yükseliş eğilimini sürdürdü. Ciro endeksleri, yurt dışı talebin üçüncü çeyrekte, özellikle ara malı ve sermaye malı sektörlerinde sanayi üretimini desteklemeye devam ettiğine işaret ediyor. Aşılamanın hızlanması, küresel ekonomideki toparlanma sürecini destekliyor. Türkiye'de ve tüm dünyada aşılama oranlarının artmasıyla birlikte salgın tedbirlerinin kademeli olarak kaldırılması, dış talebin iktisadi faaliyete katkısını artıran bir faktör olarak ortaya çıkıyor. Diğer yandan, virüsün yeni varyantlarının ortaya çıkmasının da etkisiyle vaka sayılarında gözlenen artış, salgının seyrine ilişkin belirsizliklerin devam etmesine neden oluyor.

Kavcıoğlu, aşılamanın toplumun geneline yayılmasının salgından olumsuz etkilenen, başta turizm olmak üzere hizmetler sektörünün canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanıdığına işaret etti.

- Talepteki dengelenme, enflasyon ve istihdam üzerinde olumlu etki ediyor

Perakende satış hacim endeksinin, salgın sürecinde açılmanın etkisiyle kuvvetli bir artış kaydettiğini belirten Kavcıoğlu, Haziran ayından bu yana aşılamadaki güçlü ivmeyle birlikte kısıtlamaların hafifletilmesi, turizm faaliyetindeki ve ilgili hizmet kalemlerindeki toparlanma eğiliminin belirginleşmesinde rol oynamaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında bir toparlanma gözlenmektedir. Talepteki bu dengelenme, cari işlemler dengesi, enflasyon ve istihdam üzerindeki olumlu etkilerinden dolayı önem arz ediyor. dedi.

Kavcıoğlu, ilgili anket verilerine göre firmaların gelecek için yatırım harcamalarını artırmayı planladığına dikkati çekerek, İmalat sanayi firmalarının yatırım eğilimleri üçüncü çeyrekte 2011 yılı üçüncü çeyreğinden bu yana en yüksek değerini almıştır. Ekim ayında da yatırım eğilimindeki artış sürmüştür. Bu artışı farklı ölçekteki firmalar genelinde görüyoruz. Sektörel açıdan değerlendirdiğimizde de ara malları ve yatırımlarda daha güçlü olmak üzere ana sektörler geneline yayılan bir yatırım eğilimini gözlemliyoruz. diye konuştu.

Yatırımlar ve krediler arasındaki ilişki açısından bakıldığında, üçüncü çeyrekte firmaların sabit yatırıma yönelik kredi talebinin yükseldiğini dile getiren Kavcıoğlu, şunları kaydetti:

Para Politikası Kurulu kararlarımızda parasal duruştaki sıkılığın ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başladığını belirtmiştik. Ticari kredi faiz oranlarındaki düşüşün de etkisiyle önümüzdeki dönemde krediler sabit sermaye yatırımlarını daha da fazla destekleyecektir. İstihdama ilişkin yüksek frekanslı veriler, açılmanın etkisiyle iş gücü piyasasında da toparlanmaya işaret ediyor. Hizmetler sektörü istihdamı, salgına dair kısıtlamaların da etkisiyle daha yavaş bir toparlanma sergilemişti ancak son dönemde burada güçlü bir istihdam artışıyla salgın dönemi kayıplarının tamamının telafi edildiğini gördük. Ayrıca güçlü giden ihracatın da katkısıyla sanayi sektörü istihdamının diğer alt kalemlere göre daha da olumlu seyrettiği dikkat çekiyor. Tarım dışı istihdamın öncelikle sanayi sektörünün katkısıyla toparlanmaya başladığını, hizmet sektöründen gelen sınırlı katkıya rağmen 2021 yılı ilk çeyreğinde salgın öncesi düzeylere ulaştığını görüyoruz. Hizmet sektöründeki açılma ve turizmin katkısıyla beraber iş gücü piyasasının salgın dönemi etkilerini büyük ölçüde atlattığını söyleyebiliriz.

(Sürecek)