TCMB Başkanı Kavcıoğlu, Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı'nda konuştu: (3)

TAKİP ET

"2023 yılının geri kalanının cari dengelenmenin güçlendiği bir dönem olacaktır. Enerji fiyatları ve altın ithalatındaki normalleşmeye ek olarak küresel talepteki toparlanmanın sürmesinin ihracat üzerindeki etkileriyle birlikte dış ticaret dengesinde yıllık bazda iyileşme beklenmektedir" - "Bankacılık sektörü ile paralel şekilde firmaların ve hane halkının varlık ve yükümlülüklerinde Türk lirasının payındaki artış sürmektedir. Finansal sistemin kalıcı bir şekilde liralaşması hedefimize, finansal istikrarı da gözeterek, sağlam adımlarla ve aynı kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz"

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 2023 yılının geri kalanının, cari dengelenmenin güçlendiği bir dönem olacağını belirterek, "Enerji fiyatları ve altın ithalatındaki normalleşmeye ek olarak küresel talepteki toparlanmanın sürmesinin ihracat üzerindeki etkileriyle birlikte dış ticaret dengesinde yıllık bazda iyileşme beklenmektedir." dedi.

Kavcıoğlu, yılın ikinci Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla Merkez Bankası İdare Merkezi'nde düzenlediği bilgilendirme toplantısında, yaşanan deprem felaketinin ekonomi üzerindeki etkilerini kapsamlı değerlendirmeye devam ettiklerini söyledi.

Deprem sonrasında toparlanmanın, gerek afet bölgesinde gerekse ülke genelinde hızlı şekilde gerçekleştiğini bildiren Kavcıoğlu, "Afet bölgesindeki tüketim harcamalarına ilişkin öncü göstergeler deprem sonrasında düşüş göstermiş olsa da yakın zamanda deprem öncesi seviyelerini aşmıştır. Bu durum, deprem genelinde oldukça güçlü bir toparlanma eğilimine işaret etmektedir. İktisadi Yönelim Anketi verilerine göre gelecek üç aya ilişkin talep beklentisi yükselmiştir. İl bazında incelendiğinde, afet bölgesinin ekonomik ağırlığı yüksek merkezlerinde de üretim ve talep beklentilerinin arttığı görülmektedir." diye konuştu.

Kavcıoğlu, afet bölgesinden yapılan ihracatın da depremi takip eden ilk haftalarda gerilemekle birlikte, nisan ayı itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemindeki seviyelerine yaklaştığını aktarırken, diğer illerdeki güçlü ihracat sonucunda toplam ihracatın deprem öncesi seviyesine ulaştığını söyledi.

Türkiye'nin son iki yılda istihdamını en çok artıran ülkeler arasında yer aldığını belirten Kavcıoğlu, "Depremin iş gücü piyasası üzerindeki etkilerinin tam olarak değerlendirilebilmesi için veri akışının tamamlanması gerekmektedir. Öte yandan, iktisadi faaliyet ile açık iş ve iş başvurularına ilişkin yüksek frekanslı veriler, depremin iş gücü piyasası üzerindeki etkilerinin ülke genelinde sınırlı kalacağını göstermektedir." diye konuştu.

Kavcıoğlu, turizm sektörünün, güçlü seyrini 2023 yılında da sürdürdüğünün altını çizerek, "Küresel turizm talebi pandemi öncesi seviyelerine ulaşırken, turizmdeki rekabetçi yapımızın da desteğiyle önümüzdeki dönemde turizm gelirlerindeki artışın ve cari dengeye katkısının yılın tüm aylarına yayılarak süreceğini öngörüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Altın ithalatı azalıyor"

İhracatın da 2023 yılında talep koşullarında devam eden zayıflık ve deprem felaketine rağmen, ürün ve ülke düzeyindeki çeşitlendirilmiş yapısı ile dayanıklılığını kanıtlamaya devam ettiğine işaret eden Kavcıoğlu, "Yükselen dış ticaret açığımızda tüm dünyada olduğu gibi 2022 yılında enerji fiyatları temel belirleyici olurken, 2023 yılında seviye olarak halen yüksek olmakla birlikte enerji fiyatlarındaki gerilemenin olumlu etkileri ithalatımıza yansımaya başlamıştır. Diğer taraftan, altın ve tüketim malları ithalatı yüksek seyretmiştir. Bununla birlikte, nisan ayı geçici dış ticaret verileri, altın ithalatının, zirve yaptığı 2023 yılı ocak ayının yaklaşık dörtte birine indiğini göstermektedir." ifadesini kullandı.

- Cari dengeye 289 milyar dolar katkı sağlanacağı tahmini

Kavcıoğlu, cari dengeye yönelik beklentilerine ilişkin de bilgi verirken, "2023 yılının geri kalanı cari dengelenmenin güçlendiği bir dönem olacaktır. Enerji fiyatları ve altın ithalatındaki normalleşmeye ek olarak küresel talepteki toparlanmanın sürmesinin ihracat üzerindeki etkileriyle birlikte dış ticaret dengesinde yıllık bazda iyileşme beklenmektedir. Turizm gelirlerinin güçlü seyri sonucunda yılın ikinci yarısında cari dengenin korunacağını öngörüyoruz. Buna ek olarak, mevcut değerlendirmelerimize göre yüksek teknoloji, enerji, yer altı zenginlikleri ve turizmin kapasitesini artırmaya yönelik yatırımlarımızın geri dönüşüyle birlikte, 2030 yılına kadarki süreçte cari dengeye birikimli olarak yaklaşık 289 milyar dolar katkı sağlanacağı tahmin edilmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Enflasyonun, ekim ayındaki zirve noktası olan yüzde 85,5'ten yaklaşık 42 puan gerileyerek nisan ayı itibarıyla yüzde 43,7'ye indiğini belirten Kavcıoğlu, "Enflasyondaki düşüş sürecinde etkin politikalarımız sonucu oluşan kur istikrarı, beklentilerdeki iyileşme ve küresel emtia fiyatlarındaki yavaşlama belirleyici rol oynamaktadır. Enflasyondaki düşüş süreci, önceki Enflasyon Raporu'nda ilan ettiğimiz patikadan bir miktar daha yavaş gerçekleşmiştir. Bu sapmada işlenmemiş gıda piyasasındaki sorunlar nedeniyle et ve süt ürünleri temel rol oynamıştır. Ayrıca ücret artışları, emeklilik düzenlemeleri ve kredilerdeki ivmelenmenin aynı anda gerçekleşmesi sonucunda güçlenen tüketim talebi ve deprem nedeniyle özellikle konut piyasasında ortaya çıkan arz-talep uyumsuzlukları da bu gelişmede etkili olmuştur." diye konuştu.

Kavcıoğlu, enflasyonun ana eğilimine yönelik göstergelerin, fiyat artış oranlarındaki belirgin yavaşlamayı teyit ettiğine dikkati çekerek, değerlendirmesine şöyle devam etti:

"Çekirdek ve medyan enflasyon göstergeleri ocak ayındaki zamana bağlı fiyat ve ücret ayarlamaları kaynaklı artış dışında istikrarlı azalış eğilimini sürdürmektedir. Son dönemde çekirdek göstergeler Ekim 2021'den bu yana kaydedilen en düşük seviyelere gerilemiştir. Enflasyonun sadece ana eğilimine değil, yayılımına ilişkin göstergeler de gerilemektedir. Fiyatı artan kalemlerin fiyatı azalan kalemlere oranına ilişkin bilgi sunan yayılım endeksi, özellikle üçüncü çeyrekten itibaren enflasyonda gerçekleşen hız kaybını doğrulamaktadır. Enflasyondaki yavaşlama beklentilere de yansımıştır. 12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentileri eylül ayından itibaren gerilemeye başlayarak, nisan ayı itibarıyla sırasıyla 11,0 ve 6,8 puan azalmıştır. Tüketici Güven Endeksi ve İktisadi Yönelim Anketi verileri de hane halkı beklentilerinde ve şirket maliyetlerinde iyileşmeye işaret etmektedir."

Türk lirası cinsinden ithalat birim değer endeksinin son dönemde yıllık bazda gerilediğini belirten Kavcıoğlu,"Böylelikle enflasyon üzerindeki maliyet baskıları son dönemde büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. 2022 yılı boyunca toparlanma gösteren yurt içi tedarikçi teslimat süresi, eylül ayından itibaren belirgin olarak iyileşmiştir. Özellikle ekim ayında tarihsel açıdan iyi olarak nitelendirilebilecek bir düzeye ulaşmış ve aralık ayında bu düzeyi de aşarak olumlu görünümünü güçlendirmiştir. Şubat ayında yaşadığımız deprem nedeniyle yurt içi teslimat süresinde sınırlı oranda gerileme görülmekle birlikte, bu gerileme geçici olup teslimat süresi hızla toparlanmaya başlamıştır. Petrol ve ana metal hariç imalat sanayi fiyat artışları eylül ayından beri kademeli olarak azalmaktadır." dedi.

Kavcıoğlu, son bir yıldır bütüncül bir perspektifle uyguladıkları para politikasını "Liralaşma Stratejisi" adıyla özetlediklerini anımsatırken, Liralaşma Stratejisi çerçevesinde yatırım, istihdam, üretim ve ihracat kapasitesini artıracak reel sektör faaliyetlerinin uygun finansman olanaklarıyla buluşmasını amaçladıklarını söyledi.

Bu kapsamda, 2022 yılının ikinci yarısında küresel büyümeye yönelik artan belirsizlikler karşısında finansal koşulların destekleyici olması gerektiğini değerlendirerek, politika faizini ön alıcı bir yaklaşımla 500 baz puan indirdiklerini belirten Kavcıoğlu, "Yaşadığımız felaket sonrasında da depremin ekonomik etkilerinin en aza indirilmesi ve deprem sonrası toparlanma sürecinin desteklenmesi amacıyla politika faizini 50 baz puan daha aşağıya çekerek yüzde 8,5 seviyesine getirdik. Ticari kredi faizleri ve uzun vadeli faizlerin parasal aktarımı güçlendirecek şekilde oluşması amacıyla uyguladığımız hedefli politikalarla, finansman maliyetleri önemli ölçüde aşağı çekilmiştir. Türk lirası ticari kredi faizleri 2022 yılı temmuz ayından itibaren politika faizimizle uyumlu olarak 18 puan civarında azalmıştır. 10 yıl vadeli Türk lirası menkul kıymet faizleri de 2022 yılı mart ayından bu yana gerileyerek 15 puana yakın düşüş göstermiştir." diye konuştu.

Kavcıoğlu, son dönemde firmaların döviz cinsi kredileri gerilemekle birlikte, tüketici kredilerindeki belirgin ivmelenme sonucunda toplam kredi büyümesinin artış kaydettiğini bildirirken, şunları kaydetti:

"Hedefli kredi politikamızın başarısı için kredilerin büyüme hızı, kompozisyonu ve kullanım amaçlarına ilişkin tüm politika araçlarını hedeflerimiz doğrultusunda kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Liralaşma Stratejisi çerçevesinde uyguladığımız etkin politikalarla bankacılık sektörü mevduat yapısında önemli oranda liralaşma sağladık. Bu kapsamda, Türk lirası mevduat oranı yükselerek 2022 yılı ocak ayındaki yüzde 35,6 seviyesinden, halihazırdaki yüzde 59,7 seviyesine ulaşmıştır. Aynı zamanda teminat yapısında sabit getirili Türk lirası cinsinden kıymetlerin ve sistemin fonlanmasında Türk lirasının payı yükselmiştir. Bankacılık sektörü ile paralel şekilde firmaların ve hane halkının varlık ve yükümlülüklerinde Türk lirasının payındaki artış sürmektedir. Finansal sistemin kalıcı bir şekilde liralaşması hedefimize, finansal istikrarı da gözeterek, sağlam adımlarla ve aynı kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz."

(Son)

Cari Açık enflasyon raporu liralaşma Türk Lirası Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu