Tunus Gazeteciler Sendikasından güvenlik güçlerinin Al Jazeera ofisi baskınına tepki

TAKİP ET

Tunus Gazeteciler Sendikası, güvenlik güçlerinin gece yaşanan darbe girişiminin ardından Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun başkent...

Tunus Gazeteciler Sendikası, güvenlik güçlerinin gece yaşanan darbe girişiminin ardından Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun başkent Tunus'taki ofisine düzenlediği baskını kınadı.

Sendikadan yapılan yazılı açıklamada, Al Jazeera televizyonunun ülkedeki ofisinde çalışan kişileri iş yerlerini terk etmeye zorlamak ve basın özgürlüğünü engellemek ulusal ve uluslararası yasaların açıkça ihlalidir. ifadelerine yer verildi.

İşçilerin baskı altında iş yerlerini terk etmek zorunda kaldığı ve güvenlik güçlerinin ofisin anahtarına el koyduğu belirtilen açıklamada, güvenlik güçlerinin gazetecilerin cep telefonlarını imha etmesi ve başkentin merkezinde (parlamentonun bulunduğu) yer alan Bardo bölgesindeki çalışmalarını engellemesi de eleştirildi.

Tunus Gazeteciler Sendikası ayrıca Cumhurbaşkanı Kays Said'e basın özgürlüğünün sağlanması ve yasa dışı tüm önlemlere karşı konulması için derhal müdahalede bulunma çağrısı yaptı.

Tunus güvenlik güçleri, gece yaşanan darbe girişimi sonrası Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun başkentteki ofisine baskın düzenlemişti.

Al Jazeera'nın Twitter hesabından yapılan açıklamada, Tunus makamlarınca öncesinde herhangi bir uyarı yapılmaksızın gerçekleştirilen baskın sonrası tüm çalışanların ofisten çıkarıldığı, cihaz ve telefonların kapatılmasının istendiği aktarılmıştı.

- Ne olmuştu?

Tunus'ta hükümet ve muhalefet partilerine yönelik protestolar gerçekleştirilmiş, çıkan olaylarda başta Nahda Hareketi olmak üzere parti merkezlerine saldırılar düzenlenmişti.

Tunus Cumhurbaşkanı Said de Meclisin tüm yetkilerini dondurduğunu, milletvekillerinin dokunulmazlığını askıya aldığını, mevcut Başbakan Hişam el-Meşişi'yi azlettiğini ve kendi atayacağı bir Başbakanla yürütmeyi devralacağını duyurmuştu.

Hükümete yönelik bu darbe girişiminin ardından askerler, Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve beraberindeki milletvekillerini Meclise almamıştı.

Cumhurbaşkanı Said'in kararları üzerine halkı barışçıl mücadeleye çağıran Gannuşi, yasal dayanağı bulunmayan bu adımın bir darbe olduğunu vurgulamıştı.