Tunus'ta Anayasa Mahkemesinin işlevsiz kalması Cumhurbaşkanı Said'in kararlarını denetlenemez hale getiriyor

TAKİP ET

Ekim 2019'daki genel seçimlerden sonra en geç bir yıl içinde seçilmesi gereken Anayasa Mahkemesi üyeleri hala belirlenemedi Anayasa Mahkemesi 4'ü parlamento, 4'ü Yüksek Yargı Konseyi, 4'ü de Cumhurbaşkanı tarafından seçilen 12 üyeden oluşuyor Anayasa Mahkemesi çalışır durumda olsaydı, Meclisteki siyasi partiler Said'in kararlarını mahkemeye taşıyabilir ve nihai hükmü mahkeme verebilirdi

AİDE BİN SALİM - Tunus'ta yargının zirvesi olarak devlet erkleri arasında hakem rolü görmesi gereken Anayasa Mahkemesinin -üyeleri belirlenemediği için- 2015'ten bu yana oluşturulamamış olması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in 25 Temmuz'da aldığı darbe girişimi şeklinde eleştirilen kararlarının Anayasa'ya uygunluğunun denetlenmesini engelliyor.

Ülkede 25 Temmuz'da hükümet ve muhalefet partilerine yönelik kitlesel protestolar yapılmış, çıkan olaylarda başta Nahda Hareketi olmak üzere bazı parti merkezlerine saldırılar düzenlenmişti.

Cumhurbaşkanı Said de protestoları gerekçe göstererek kendisine olağanüstü yetkiler tanıyan Anayasa'nın 80. maddesini hayata geçirdiğini duyurmuştu. Said, bu adımıyla Meclisin tüm yetkilerini dondurduğunu, milletvekillerinin dokunulmazlığını askıya aldığını, mevcut Başbakan Hişam el-Meşişi'yi azlettiğini ve kendi atayacağı bir başbakanla yürütmeyi devralacağını açıklamıştı.

Tunus'ta bazı kesimler bu kararları desteklerken, diğer bir kesim ise yasaların ihlal edildiğini belirterek bu durumu darbe girişimi şeklinde nitelendirmişti. Said, sonrasında yayımladığı kanun hükmünde kararnamelerle bazı bakanlar, danışmanlar ve yargı ile bürokrasiden üst düzey isimleri görevden almış, bazılarının yerine de yeni isimleri atamıştı.

Cumhurbaşkanı Said'in aldığı bu kararlar dünya gündemine otururken, Tunus'ta hâlâ tartışılmaya devam ediyor.

Ülkede Anayasa Mahkemesinin yoksunluğu, Said'in kararlarının meşruiyetini denetleyecek bir kurumun eksikliğine neden oluyor. Anayasa Mahkemesinin üyelerinin siyasi nedenlerle seçilememesi ve mahkemenin işlevsiz kalması, söz konusu kararların Anayasa'ya uygunluğunun belirlenememesine yol açıyor.

Anayasa Mahkemesi, -işlevsiz kalmasaydı- ülkenin içinde bulunduğu siyasi krize çözüm üretebilir, Said'in kararları hakkında nihai hükmü verebilirdi.

- Anayasa Mahkemesi üyeleri neden seçilemedi?

Tunus'ta Anayasa Mahkemesinin 12 üyesi bulunuyor. Üyelerden 4'ü Meclis, 4'ü bağımsız Anayasa kurumu olan Yüksek Yargı Konseyi tarafından seçiliyor, 4'ünü ise Cumhurbaşkanı atıyor.

Mahkeme, Anayasa değişiklik tasarılarını, hukuki anlaşma ve sözleşmeleri, Meclis iç tüzüğünü denetliyor. Bunun yanı sıra olağanüstü haller, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlıkla alakalı tartışmalar hakkında da nihai kararı veriyor.

Tunus'ta Ekim 2019'da yapılan genel seçimlerin ardından en geç bir yıl içinde Anayasa Mahkemesinin oluşturulması gerekiyordu. Ancak siyasi gruplar arasındaki uzlaşmazlık nedeniyle Mecliste yeterli oy çoğunluğunun sağlanamaması, Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçilmesini sekteye uğrattı. Mecliste konuyla alakalı 8 oturum düzenlenmesine rağmen hala bir anlaşma sağlanamadı ve üyeler seçilemedi.

Parlamento 25 Mart'ta, Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimine ilişkin kanunda değişikliğe giderek üye seçimi için yeterli oyu 145'ten 131'e indirdi.

Ancak Cumhurbaşkanı Said, Mecliste kabul edilen bu değişikliğe karşı çıktı ve 4 Nisan'da tasarıyı veto etti. Tunus yasalarına göre Anayasa Mahkemesinin işlevsiz olduğu durumda, Cumhurbaşkanı'nın onayı olmayan hiçbir kararın yürürlüğe girmemesi dolayısıyla bu tasarı atıl kaldı ve eski karar geçerli olmaya devam etti.

Said, vetoya gerekçe olarak mahkeme üyelerinin genel seçimden sonra en geç bir yıl içinde belirlenmesini öngören Anayasa'nın 148. maddesinin 5'inci fıkrasını gösterdi. Said, usule aykırı olduğuna işaret ederek üye seçimi için tüm anayasal hükümlere ve takvimlere riayet edilmesi gerektiğini bildirdi.

Said'in vetosunun ardından parlamento mayıs ayında üye seçimiyle ilgili kanunu ikinci kez değiştirmeye karar verdi. Aynı değişiklikleri muhafaza eden Meclis tasarısı, üye seçiminin kolaylaştırılması için 145 yerine 131 oyun yeterli olmasını ve Yüksek Yargı Konseyi ile Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek 8 üyenin belirlenmesinin parlamentonun seçimini beklememesini öngörüyordu.

Ancak parlamentoda 38 milletvekili bulunan Demokratik Blok, tasarıya karşı çıkarak, konuyu Meclis Tasarılarının Anayasaya Uygunluğu Denetleyen Komiteye taşıdı. Komite de konu hakkında karar vermek için gerekli 6 üye sayısının bulunmamasından ötürü tasarı hakkında herhangi bir karara varmadı ve komitenin tüzüğüne göre konu Cumhurbaşkanı'na taşındı.

Mesele çözüme kavuşmazken, Anaya Mahkemesi üyelerinin seçilememesinden ötürü siyasi kesimler birbirini suçladı. Halihazırda kararları bağlayıcı ve ülkenin içinde bulunduğu krize son verebilecek bir merci durumundaki Anaya Mahkemesinin işlevsiz kalması tartışmalara neden oldu.

Eğer Anayasa Mahkemesi çalışır durumda olsaydı, Meclisteki siyasi partiler Said'in kararlarını mahkemeye taşıyabilir ve nihai hükmü mahkeme verebilirdi. Ancak, bu süreçte siyasete Anayasa Hukuku Profesörlüğünden atılan Kays Said, tek başına Anayasa Mahkemesi gibi Anayasa üzerinde yorum yapar hale geldi.

Bazı siyasi kesimler, Meclis tasarısını veto ettiği için üyelerin seçilememesinden ve mahkemenin işlevsiz kalmasından Cumhurbaşkanı Said'i sorumlu tutarken, bazı kesimler ise 217 sandalyeli parlamentoda 52 vekili bulunan birinci parti Nahda Hareketini suçluyor.