"Uçuş 811", 10. Boğaziçi Film Festivali'nde yarışıyor

TAKİP ET

Filmin yönetmeni Hakan Kerim Karademir: - "Uçuş 811, arthouse kodlara sahip olmadığı için genel algı itibariyle bir festival filmi gibi pek gözükmüyor. Boğaziçi Film Festivali bence burada farklı bir şey yaparak, Uçuş 811'i festivalin yarışma filmleri arasına seçip aslında çok önemli bir şey yaptı" - "Türünde ilk olan, iddialı, psikolojik gerilim türünde güçlü bir film çıkardığımızı düşünüyorum. Aslında tam bir Alfred Hitchcock filmi tadında ilerleyen Uçuş 811'de, İstanbul'dan New York'a gitmek üzere havalanan uçakta yaşanan şüpheli ölümün tüm yolcuların kaderini nasıl değiştirdiğine de şahit oluyoruz"

İSTANBUL SALİH ŞEREF - Yönetmen Hakan Kerim Karademir'in ilk uzun metraj filmi "Uçuş 811", Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu "10. Boğaziçi Film Festivali"nin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nda yarışıyor.

Başrollerinde Burcu Kara, Emre Karayel ve Ömer Akgüllü'nün yer aldığı film, müzayede için İstanbul'dan New York'a giden bir çiftin de bulunduğu uçağın kuşkulu bir ölümle kaderleri değişen yolcularını anlatıyor.

Filme ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan yönetmen Karademir, öğrencilik yıllarında yaptığı kısa filmler ve belgesellerle yönetmenliğe başladığını belirterek, "Daha sonra profesyonel olarak sektöre girdim, özel kanallara ve TRT'ye kültür sanat programları hazırladım. 2015 yılı itibariyle de TRT için belgesel diziler çekmeye başladım. 'Gerçek Cinayet Hikayeleri', 'Kurtuluş Hikayeleri', 'Suç Dosyası', 'Türkiye'yi Değiştiren Felaketler' gibi projelerin hem yapımcılıklarını hem de yönetmenliklerini üstlendim." dedi.

Karademir, filminin 10. Boğaziçi Film Festivali'ne seçilmiş olmasına şaşırdığını aktararak, şunları söyledi:

"Bir süredir özellikle Türkiye'de festival filmlerinin belirli bir kalıpta sıkıştığını görüyoruz. Özellikle festival filmi ve ticari film ayrımı ortaya çıktı. Uçuş 811, arthouse kodlara sahip olmadığı için genel algı itibariyle bir festival filmi gibi pek gözükmüyor. Ben bu ayrımı pek şık bulmamakla beraber, bu durumdan dolayı Türkiye'deki festivallerin pek de ilgili olacağını düşünmüyorum filme. Boğaziçi Film Festivali bence burada farklı bir şey yaparak Uçuş 811'i festivalin yarışma filmleri arasına seçip aslında çok önemli bir şey yaptı."

- "Türk sinemasının çeşitlenmeye ihtiyacı var"

Türk sinemasının çeşitlenmeye ihtiyacının olduğunu sözlerine ekleyen Karademir, "Yani filmleri sadece festival filmleri ve para kazanmak için yapılan ticari filmler diye ikiye ayırıp, bunu kabul etmek, bana kolaycılık gibi geliyor. Evet filmimiz blockbuster bir film dramatik yapısıyla yazılmış, çekim teknikleri keza yine izleyicinin kolayca izlemesine imkan verecek biçimde düşünülmüş ve çekilmiş. En nihayetinde bu çerçevede kurgulanmış bir filmin de sinema dili bakımından üst düzeyde bulunarak festivalde yer alması, beni sadece kendi filmim adına değil, aynı zamanda Türk sineması adına da çok memnun etti. Bu iki uçta film yapan pek çok yönetmen var ama bu 2 uç arasında film yapan pek yönetmen yok. Burada bir boşluk var ve bu boşluğun doldurulması gerekiyor." diye konuştu.

Hakan Kerim Karademir, filmin prömiyerini Boğaziçi Film Festivali'nde yaptığını vurguladı.

Yönetmenlerin imkan bulduğunda çoğunlukla kişisel hikayeler anlatmak isteyeceğine işaret eden Karademir, şöyle devam etti:

"Ben de özellikle ilk uzun metrajımda çok daha kişisel altyapısı olan başka bir film projem için finans kaynağı arıyordum ama kaynak bulamadım. Bir yandan da daha önce yaptığım işlerde beraber çalıştığım yazar arkadaşım Onur Özcan ve prodüktör arkadaşım Özkan Turna ile farklı farklı projeler üzerine de hep konuşuyorduk. Bir başka arkadaşım, bu işin hikayesini yazan Ahmet Saatçioğlu'nun tek mekan uçakta geçen bir film fikrinden bahsetmesi hoşumuza gitti. Ardından Onur senaryoyu yazdı. TRT'ye ürettiğim projelerde beraber çalıştığım yapımcı Ahmet Edebali de benim işe çok inandığımı görünce dahil oldu ve geçen sonbaharda filmin yolculuğu başlamış oldu."

Karademir, Uçuş 811'in Türkiye'de çekilmiş, tamamı uçakta geçen ilk film olduğunun altını çizerek, Burcu Kara, Emre Karayel, Yosi Mizrahi, Ozan Yiğit, Serhan Süsler, Ömer Akgüllü, Beste Bereket gibi sinema ve televizyon dizilerinin popüler yüzleriyle Türk tiyatrosunun ödüllü oyuncularını bir araya getirdiklerini dile getirdi.

- "Seyirci finalde, hiç beklemediği sarsıcı bir gerçekle yüzleşecek"

Filmin herhangi bir destekle çekilmediğine dikkati çeken yönetmen, "Filmin yatırılan parasını çıkarması bizim için çok önemli. Vizyon tarihi de biraz bununla alakalı. Çünkü görüştüğümüz dijital platformlar, vizyona çıkmadan ilk gösterim için daha iyi para verebiliyor. Bu süreci başta dijital platformlar ve televizyon kanallarıyla dağıtımcımız ile netleştirip bir karara bağlayacağız. Tabii bunların hiçbiri filmin festival yolculuğunu etkilemeyecek." ifadelerini kullandı.

Yönetmen Karademir, Atlas 1948 Sineması'nda gerçekleştirilen ilk gösterimin ardından izleyiciden olumlu geri dönüş aldıklarına işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türünde ilk olan, iddialı, psikolojik gerilim türünde güçlü bir film çıkardığımızı düşünüyorum. Aslında tam bir Alfred Hitchcock filmi tadında ilerleyen Uçuş 811'de, İstanbul'dan New York'a gitmek üzere havalanan uçakta yaşanan şüpheli ölümün tüm yolcuların kaderini nasıl değiştirdiğine de şahit oluyoruz. Bir kreşendo gibi, film ilerledikçe Atlas Okyanusu'nun üstünde tüm yolcuların şüpheli haline geldiği muhteşem bir gerilim ortaya çıkıyor. Filmin finalinde ise seyircinin hiç beklemediği sarsıcı bir gerçekle yüzleşeceğini söyleyebilirim." ifadelerini kullandı.

Ortak yapımcılığını Ahmet Edebali'nin görüntü yönetmenliğini ise Hakkı Kaplan'ın üstlendiği filmde, Serhan Süsler, Ozan Can Yiğit, Beste Bereket, Ömer Akgüllü, Nazlı Kurbal, Zeynep Elçin, Cemal Çelik ve Hazal Uprak da rol aldı.

Film, festivalde Akli Film tarafından verilecek "En İyi İlk Film Ödülü" için de yarışıyor.

10. Boğaziçi Film Festivali Burcu Kara Emre Karayel Hakan Kerim Karademir