Uzmanlar Filistin meselesinin çözülmesinde garantörlük kavramının önemine işaret etti

TAKİP ET

Uzmanlar, Filistin-İsrail meselesinin çözümünde, Türkiye'nin garantörlük teklifinin önemini vurguladı.Siyaset...

Uzmanlar, Filistin-İsrail meselesinin çözümünde, Türkiye'nin garantörlük teklifinin önemini vurguladı.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), tarafından "Filistin- İsrail Barışı ve Türkiye'nin Garantörlük Teklifi" konulu çevrim içi panel düzenlendi.

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muhittin Ataman'ın moderatörlüğünü yaptığı panele, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Acer, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cavid Abdullahzade ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Selver Şahin konuşmacı olarak katıldı.

Burada konuşan Acer, İsrail'in saldırılarının durdurulmasına ilişkin "çare" arandığını kaydederek "Tabii bu da daha çok Filistin halkı adına, bu ağır insani dramların durdurulmasını isteyen başta Türkiye olmak üzere bazı ülkelerin endişesini oluşturuyor." dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın, Kahire'de yapılan konferansta garantörlük teklifinden bahsettiğini hatırlatan Acer, "Böylelikle Filistin meselesinde bu çatışmaların özellikle durdurulması bağlamında ve belki de ileride bir barış sürecinin başlaması ve sonuç doğurması bağlamında bir garantörlük teklifini ortaya koymuş oldu." ifadesini kullandı.

- Türkiye'nin garantörlük rolü

Acer, "garantörlük" kavramı bağlamında "devletlerin ellerindeki güçleri kullanarak" bazı ekonomik, askeri güç unsurları veya çıkar ilişkileri üzerinden diğer tarafı zorlamak gibi politikalar uygulayabileceğinin altını çizdi.

Garantörlük kavramının geçmişte de kullanıldığını işaret eden Acer, "Dolayısıyla bu garanti sisteminin aslında ifade ettiği fonksiyon, işlev gerçekten uluslararası ilişkilerde büyük sorunların aşılmasına katkı sağlayabiliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Konuşmacılardan Abdullahzade, Türkiye'nin "bir devletin lehine garantörlük yapmayı" teklif ettiğini belirterek "Eğer İsrail, buna hoşgörü gösterirse biz tabii ki ortak menfaatler için de garantörlük rolüne de bürünebiliriz." dedi.

Farklı garantörlerin, farklı devletler lehine garantörlük yaparak şu anki durumun durdurulmasını sağlayabileceğini kaydeden Abdullahzade, "Biz şimdilik Filistin adına bu garantiyi üstlenebileceğimizi açıkça söylemiş durumdayız." ifadesini kullandı.

Abdullahzade, Türkiye'nin bölgedeki sorun için "hukuki bir çözüm" önerdiğini söyleyerek "Burada güç kullanmadan, hukuka aykırı bir durumdan da bahsetmiyoruz, bu bir hukuki kurumdur, 17. yüzyıldan bugüne kadar uluslararası hukukta var olan bir kurumsal yapıdır. Çeşitli dönemlerde, günümüzde dahi kullanılmıştır." diye konuştu.

Panelistlerden Şahin, "Filistin'in kimin tarafından temsil edildiğinin" önemli olduğunu kaydederek Filistin'de siyasi arenada "büyük bir bölünmüşlük" olduğunu söyledi.

Garantörlük sisteminde, hem sivil hem de askeri unsurların, garantörlük sorumluluğunu üstlenen devletlerce yerine getirilmesi gerektiğini işaret eden Şahin, "Garantörlüğün sınırlarının ve mekanizmalarının iyi belirlenmesi gerekiyor." dedi.

Şahin ayrıca Türkiye'nin, garantörlük önerisinin kabul görmesi için, Katar ve Mısır ile birlikte hareket etmeye yönelik bir politika izlemesi gerektiğinin altını çizdi.

Garantörlük önerisinin "önemli" bir plan olduğunu vurgulayan Şahin, "Kalıcı barış şartlarının sağlanmasına yönelik olarak dile getirilen somut bir öneri. Bunu daha da somutlaştırmamız lazım." diye konuştu.

Filistin israil SETA