Veterinerler, üstü kapatılmadan bekletilen ölü hayvanların sağlık için oluşturduğu tehdide dikkati çekti

TAKİP ET

Veteriner Hekim Prof. Dr. Kürşat Özer: "Açıkta bırakılan hayvan cesetleri başka hayvanlar için risk teşkil ettiği gibi zoonoz hastalıklar açısından da insan sağlığı için tehdit oluşturabilir. Açıkta bırakılmaması gerekiyor. Bu konuda yasal altyapının hazırlanması, yönetmeliğin çıkarılması gerekiyor" "Çok yüzeysel, derin bir çukur açılıp gömülmediyse ölü hayvanlar açığa çıkabilir, hastalık bulaştırabilir. Ölen hayvanlar tıbbi atık olarak özel poşetler içerisinde belediyeye veriliyor. Bunların tek tek ayrı bir yere gömme olanağı olmadığı için topluca gömülüyor. Üzerine kireç konuluyor. Çünkü insan ve hayvan sağlığı açısından risk oluşturabilir" İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Arslan: "İstanbul'da ortalama 300 hayvan ölüyor. Ölen hayvanlar önce barınaklarda toplanıyor. Her ölen hayvanı barınak aynı gün Tepeören'deki yere götürmüyor. Uygun bir şekilde muhafaza edip belli bir sayıya ulaştığında topluca götürüyorlar" "Buranın rehabilite edilerek iyi bir duruma getirilmesi gerekir. İstanbul'da böyle 3 4 yere daha ihtiyaç var"

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) ait hayvan bakımevi yakınlarındaki bir alanda ölü hayvanların gömülmeden bekletilmesine ilişkin görüntülere tepkiler devam ederken, veteriner hekimler de üstü kapatılmadan bekletilen hayvanların insan ve hayvan sağlığı için oluşturduğu tehdide dikkati çekti.

Veteriner Hekim Prof. Dr. Kürşat Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de hayvanların gömülmesine ilişkin yasal bir altyapı bulunmadığını belirterek, insanların sahiplendiği hayvanlar öldüğünde herhangi bir yere, boş bir araziye gömebildiğini anlattı.

Aslında muhtardan izin alarak bunun yapılması gerektiğini dile getiren Özer, Uzun süredir birlikte yaşadıkları, can yoldaşı oldukları hayvanlarını rastgele bir yere gömdüklerinde daha sonra mezarı bulmak mümkün değil. Etrafını kapatıp mezar görüntüsü vermek de mümkün değil. Mezar bu şekilde kaybolup gidiyor. Bu işi yapan özel kurumlar da yasal olmadan kendi arsasında istediği gibi para karşılığında defin işlemi yapabiliyor. İstanbul'da bu işi yapan 1-2 özel yer var. Bunların fiyatları da çok yüksek. dedi.

Özer, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Veteriner Fakültesindeki yakma ünitesinin binalar deprem nedeniyle yeniden yapılma sürecinde olduğu için kullanılmadığını kaydetti.

Hayvanlar herhangi bir yere gömüldüğünde başka hayvanlar tarafından kazılarak çıkarılabileceğini de dile getiren Özer, şu bilgileri verdi:

Çok yüzeysel, derin bir çukur açılıp gömülmediyse ölü hayvanlar açığa çıkabilir, hastalık bulaştırabilir. Ölen hayvanlar tıbbi atık olarak özel poşetler içerisinde belediyeye veriliyor. Bunların tek tek ayrı bir yere gömme olanağı olmadığı için topluca gömülüyor. Üzerine kireç konuluyor. Çünkü insan ve hayvan sağlığı açısından risk oluşturabilir. Sosyal medyadaki görüntüleri görmedim ama böyle bir şey varsa son derece hatalı bir iş. Çünkü açıkta bırakılan hayvan cesetleri başka hayvanlar için risk teşkil ettiği gibi zoonoz hastalıklar açısından da insan sağlığı için tehdit oluşturabilir. Açıkta bırakılmaması gerekiyor. Bu konuda bir yasal altyapının hazırlanması, yönetmeliğin çıkarılması gerekiyor.

Prof. Dr. Kürşat Özer, hayvanların gömülebilmesi için sadece Tepeören'deki İBB'ye ait yerin faaliyette olduğunu belirterek, yeni çıkarılan Hayvanları Koruma Kanunu'nda hayvanların gömülmesiyle ilgili düzenlemenin de yer aldığını, gömmek için belediyeden ölüm kağıdı alınması gerektiğini anlattı.

- Böyle bir yer toplum sağlığı açısından da önemli

İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Arslan da daha önceki belediye yönetimi tarafından yapılan bakımevinin İstanbul için önemli bir tesis olduğunu vurguladı.

Önceden hayvanlar öldüğünde ya çöpe atıldığını ya da bir şekilde toplanıp tıbbı atık diye itlaf edildiğini dile getiren Arslan, böyle bir yerin olmasının sadece etik açıdan değil, toplum sağlığı için de önemli olduğunu kaydetti.

Arslan, ölen hayvanların gömülme yönteminin başka bir alternatifi olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

Dünyada da böyle yapılıyor. Çukurlar açılıyor, içerisine uygun bir şekilde yerleştiriliyor ve üstü kapatılıyor. Çünkü sayı her birini ayrı ayrı törenle gömülebilecek gibi değil, sayı çok fazla. İstanbul'da ortalama 300 hayvan ölüyor. Trafik kazasında, bakımevinde, kliniklerde, sokaklarda ölenler var. Ölen hayvanlar önce barınaklarda toplanıyor. Her ölen hayvanı barınak aynı gün Tepeören'deki yere götürmüyor. Uygun bir şekilde muhafaza edip belli bir sayıya ulaştığında topluca götürüyorlar. Buranın rehabilite edilerek iyi bir duruma getirilmesi gerekir. İstanbul'da böyle 3-4 yere daha ihtiyaç var. Çatalca tarafında sahipli hayvanlar için mezarlık olarak kullanılan bir yer var. Orası yeni yeni genişletiliyor. Ancak faal olarak çalışan tek Tepeören'deki yer var.

- Ölen hayvanların nasıl gömüldüğünü takip ediyoruz

Arslan, İstanbul Veteriner Hekimler Odası olarak kentte ölen hayvanların nasıl gömüldüğünü, toplum sağlığına uygun ortadan kaldırılıp kaldırılmadığını takip ettiklerini dile getirerek, söz konusu paylaşımları gördüklerinde de olayı araştırdıklarını anlattı.

Sosyal medyada yayınlanan görüntünün, gömme işlemi yapmak için açılan çukura bırakılan hayvanlara ait anlık görüntü olduğunu savunan Arslan, Bir yeri açmak birkaç saat sürer. Oraya tutanakla gelen hayvanların yerleştirilmesi, çeşitli barınaklardan gelenlerin gömülmesi bir süre alıyor. Sonra da üstü kapatılıyor. Defin işleminde bunun dışında başka bir çare yok. Çukurun kireçlenmesi de orada yapılıyor. Bu yöntem belki biraz standardize edilebilir, geliştirilebilir. Ama elimizdeki en iyi yöntem bu. Çukurlar açılıyor, altına kireç atılıyor, hayvanlar içine konulduktan sonra da üstüne kireç atılıyor. Sonra da toprakla kapatılıyor. ifadelerini kullandı.

Murat Arslan, hayvanları yakma fırınları da olduğunu ancak hayvanseverlerin tepkileri nedeniyle belediyelerin bunu uygulamadığını söyledi.