Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin seçim sonuçlarına ilişkin yaklaşımını eleştirerek, "Samimi bir öz eleştiri vermek yerine seçim yenilgisinin faturası yine millete çıkartılıyor. Suç, hata ve kabahat yine vatandaşta aranıyor." dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, 14 Mayıs'ta yapılan 28'inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri sonrasında mazeret aramadan, bahanelere sığınmadan, vatandaşı suçlama gafletine düşmeden kendi iç muhasebelerini açıklıkla yaptıklarını belirtti.Merkez Yürütme Kurulu ve Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantılarında bu konunun ele alındığını anlatan Erdoğan, "Arkadaşlarımızın değerlendirmelerini dinleme fırsatı bulduk. İnşallah bu süreci kuyumcu titizliğinde, çok hassas bir şekilde yürüteceğiz. Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz. Tespit ettiğimiz eksikleri giderecek, hatamız, kusurumuz varsa düzeltecek, milletimizin çizdiği istikamette yolumuza devam edeceğiz." diye konuştu.-"Kibirli zihniyet bir kez daha duvara toslamıştır"Seçmenin sandıkta muhalefete de pek çok mesaj verdiğini dile getiren Erdoğan, en büyük mesajın muhatabının muhalefetin bizatihi kendisi olduğunu söyledi.Milletin özellikle muhalefetin zihniyetinde ve siyaset pratiğinde köklü bir değişim istediğini gösterdiğini ifade eden Erdoğan, "Seçmenden yükselen her itiraza, her eleştiriye kulak tıkayan, 'tıpış tıpış oy vereceksiniz' diye sürekli aday dayatan, halkın taleplerini, beklentilerini, isteklerini görmezden gelen vatandaşın kendilerine oy vermeye mecbur olduğu zannına kapılan, milli iradeyi ve milletin tercihlerini yok sayan kibirli zihniyet bir kez daha duvara toslamıştır. Başta CHP olmak üzere muhalefetin sandıktan çıkan mesajları doğru okuyup gereğini yerine getirmekten başka seçeneği yoktur. Muhalefet ya milli iradeyle barışacak ya da marjinalleşecektir. CHP Genel Başkanı değil 16'lı, 160'lı masa da kursa, sandıkta milletin tokadını yemekten kurtulamaz." değerlendirmesini yaptı.Bu tespitleri söylerken kendi çıkarlarını düşünmediklerini, değişim meselesini dillendirirken meseleye dar kalıplardan bakmadıklarını vurgulayan Erdoğan, "Çünkü bir iktidar partisi için en ideal muhalefet Türkiye'de olandır. Ama biz rakiplerinin zayıflığından medet uman bir parti değiliz. Biz karşısındakilerin çapsızlığına bel bağlayan bir hareket de değiliz. Bilakis biz, bunlardan şikayet eden, siyaset arenasında kendi cüssesine, vizyonuna, ufkuna uygun rakip arayan bir kadroyuz." dedi.Muhalefetle ilgili değişim çağrılarında şahsi ikballerini değil Türkiye'nin huzurunu, esenliğini ve geleceğini dikkate aldıklarını belirten Erdoğan, Türkiye'nin büyümesini, Türk demokrasisinin güçlenmesini, her alanda standartların yükselmesini istediklerini kaydetti.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin iktidarıyla olduğu gibi muhalefetiyle de dünyada örnek gösterilmesini istediklerini dile getirerek, "Cumhuriyetimizin 100'üncü yaşına muhalefet yapma pratiğini de kökten değiştirmiş bir ülke olarak girelim istiyoruz. Diğer türlü, hedeflerine doğru koşar adım giderken Türkiye'nin bir ayağı aksamaya maalesef devam edecektir. Diğer türlü, millet varlığımıza yönelik tehdit ve tehlikeleri savuşturmamız zorlaşacaktır. Tüm bu meydan okumaların üstesinden gelebilmemiz bizim gayret yanında muhalefetin daha vizyoner, daha kuşatıcı, daha yerli ve milli bir çizgide siyaset yapmasına bağlıdır." diye konuştu.- "Baba-oğul arasındaki taht mücadeleleri"Erdoğan, "baba-oğul arasındaki taht mücadelelerinin kendileri açısından hiçbir kıymetiharbiyesinin olmadığını" ifade ederek, şöyle devam etti:"Birisi baba olmuş, birisi oğul olmuş. Bize ne ya? Bizim nazarımızda, zaten su alan geminin dümenine o gelmiş, bu gitmiş hiçbir anlamı ve önemi yoktur. Asıl mesele muhalefetin millete parmak sallamaktan vazgeçmesidir. Asıl mesele muhalefetin milli iradeyle 73 yıllık kavgasını bitirmesidir. Asıl mesele sahte gündemler yerine, ülkenin sorunlarına odaklanmasıdır. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu yönde atılacak hüsnüniyetli her adımı desteklemeye hazır olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum."Türkiye Yüzyılı ile Türkiye'nin önüne yeni bir siyaset vizyonu koyduklarını anlatan Erdoğan, "Hayırda ve hizmette yarışırken millet merkezli bir anlayışla hareket edelim. Siyasi mücadeleyi yürütürken hep birlikte Türkiye eksenine bağlı kalalım." dediklerini kaydetti.Erdoğan, söz konusu vatanın bekası, ülkenin güvenliği, milletin birlik ve dirliği, devletin çıkarları olunca iktidarı ve muhalefetiyle farklılıkları bir tarafa bırakıp ortak paydada buluşulması gerektiğini söyledi. 21 yıllık iktidarları döneminde bu büyük mutabakatı sağlama yönünde sayısız adım attıklarının altını çizen Erdoğan, her seçim sonrasında kendilerine oy verenlerle birlikte, siyasi tercihi farklı yönde tezahür eden vatandaşlara da el uzattıklarını belirtti.-"Sahne önündekiler değişse de perde gerisindekiler hep aynı kaldı"Kampanya dönemlerinde maruz kaldıkları hakarete, haksızlığa, hukuksuzluğa, yalana, bühtana, siyasi rekabete sığmayan bel altı vuruşa rağmen gönül kapılarını tüm vatandaşlara sonuna kadar açtıklarını vurgulayan Erdoğan, özellikle siyaseti bir ikbal kapısı olarak gören çevrelerin anlamsız direnişiyle karşılaştıklarını dile getirdi.Bu çevrelerin ideolojik ön yargılarından bir türlü sıyrılamadığını, geçmişin yüklerini sırtlarından atamadığını söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Meselelere Türkiye merceğinden bir türlü bakamadılar. Milletin sandıkta verdiği mesajları bir türlü doğru okuyamadılar. Türk siyasetinin nereye evirildiğini bir türlü göremediler. Ülkemizde ve bölgemizde yaşanan gelişmeleri doğru analiz edemediler. 'Küçük olsun, benim olsun' mantığını bir türlü terk edemediler. Birkaç haftalık göz boyama şovlarından sonra eski kozlarına, eski söylemlerine, eski siyaset yapış tarzlarına geri döndüler. Bugüne kadarki tecrübelerimizin bize öğrettiği şudur; sahne önündekiler değişse de perde gerisindekiler hep aynı kaldı. Şahısların değişmesi asla ve asla bir zihniyet değişimine yol açmadı. Halkı mümeyyiz görmeyen, halka tepeden bakan faşist zihniyet, kabuk değiştirerek varlığını korumayı başardı.Üzülerek görüyoruz ki 28 Mayıs'tan sonra da aynısı tekerrür etti. Samimi bir öz eleştiri vermek yerine seçim yenilgisinin faturası yine millete çıkartılıyor. Suç, hata ve kabahat yine vatandaşta aranıyor. Depremzede kardeşlerimize yönelik hakaretlerin ardı arkası kesilmiyor. Oy vermediler diye kırsalda yaşayan vatandaşlarımız aşağılanıyor. Bize, partimize, bakanlarımıza ve Merkez Bankası Başkanımıza saldırmak suretiyle yaşanan hezimetin üstü kapatılmak isteniyor. Kimi kalemşorlar, ağızlarını her açtıklarında nefret kusmaya, millete ayar vermeye, sağa sola tehditler savurmaya devam ediyor. Problemin asıl kaynağını teşkil eden faşist zihniyetin sorgulanmasına asla izin verilmiyor."(Sürecek)
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, 14 Mayıs'ta yapılan 28'inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri sonrasında mazeret aramadan, bahanelere sığınmadan, vatandaşı suçlama gafletine düşmeden kendi iç muhasebelerini açıklıkla yaptıklarını belirtti.Merkez Yürütme Kurulu ve Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantılarında bu konunun ele alındığını anlatan Erdoğan, "Arkadaşlarımızın değerlendirmelerini dinleme fırsatı bulduk. İnşallah bu süreci kuyumcu titizliğinde, çok hassas bir şekilde yürüteceğiz. Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz. Tespit ettiğimiz eksikleri giderecek, hatamız, kusurumuz varsa düzeltecek, milletimizin çizdiği istikamette yolumuza devam edeceğiz." diye konuştu.-"Kibirli zihniyet bir kez daha duvara toslamıştır"Seçmenin sandıkta muhalefete de pek çok mesaj verdiğini dile getiren Erdoğan, en büyük mesajın muhatabının muhalefetin bizatihi kendisi olduğunu söyledi.Milletin özellikle muhalefetin zihniyetinde ve siyaset pratiğinde köklü bir değişim istediğini gösterdiğini ifade eden Erdoğan, "Seçmenden yükselen her itiraza, her eleştiriye kulak tıkayan, 'tıpış tıpış oy vereceksiniz' diye sürekli aday dayatan, halkın taleplerini, beklentilerini, isteklerini görmezden gelen vatandaşın kendilerine oy vermeye mecbur olduğu zannına kapılan, milli iradeyi ve milletin tercihlerini yok sayan kibirli zihniyet bir kez daha duvara toslamıştır. Başta CHP olmak üzere muhalefetin sandıktan çıkan mesajları doğru okuyup gereğini yerine getirmekten başka seçeneği yoktur. Muhalefet ya milli iradeyle barışacak ya da marjinalleşecektir. CHP Genel Başkanı değil 16'lı, 160'lı masa da kursa, sandıkta milletin tokadını yemekten kurtulamaz." değerlendirmesini yaptı.Bu tespitleri söylerken kendi çıkarlarını düşünmediklerini, değişim meselesini dillendirirken meseleye dar kalıplardan bakmadıklarını vurgulayan Erdoğan, "Çünkü bir iktidar partisi için en ideal muhalefet Türkiye'de olandır. Ama biz rakiplerinin zayıflığından medet uman bir parti değiliz. Biz karşısındakilerin çapsızlığına bel bağlayan bir hareket de değiliz. Bilakis biz, bunlardan şikayet eden, siyaset arenasında kendi cüssesine, vizyonuna, ufkuna uygun rakip arayan bir kadroyuz." dedi.Muhalefetle ilgili değişim çağrılarında şahsi ikballerini değil Türkiye'nin huzurunu, esenliğini ve geleceğini dikkate aldıklarını belirten Erdoğan, Türkiye'nin büyümesini, Türk demokrasisinin güçlenmesini, her alanda standartların yükselmesini istediklerini kaydetti.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin iktidarıyla olduğu gibi muhalefetiyle de dünyada örnek gösterilmesini istediklerini dile getirerek, "Cumhuriyetimizin 100'üncü yaşına muhalefet yapma pratiğini de kökten değiştirmiş bir ülke olarak girelim istiyoruz. Diğer türlü, hedeflerine doğru koşar adım giderken Türkiye'nin bir ayağı aksamaya maalesef devam edecektir. Diğer türlü, millet varlığımıza yönelik tehdit ve tehlikeleri savuşturmamız zorlaşacaktır. Tüm bu meydan okumaların üstesinden gelebilmemiz bizim gayret yanında muhalefetin daha vizyoner, daha kuşatıcı, daha yerli ve milli bir çizgide siyaset yapmasına bağlıdır." diye konuştu.- "Baba-oğul arasındaki taht mücadeleleri"Erdoğan, "baba-oğul arasındaki taht mücadelelerinin kendileri açısından hiçbir kıymetiharbiyesinin olmadığını" ifade ederek, şöyle devam etti:"Birisi baba olmuş, birisi oğul olmuş. Bize ne ya? Bizim nazarımızda, zaten su alan geminin dümenine o gelmiş, bu gitmiş hiçbir anlamı ve önemi yoktur. Asıl mesele muhalefetin millete parmak sallamaktan vazgeçmesidir. Asıl mesele muhalefetin milli iradeyle 73 yıllık kavgasını bitirmesidir. Asıl mesele sahte gündemler yerine, ülkenin sorunlarına odaklanmasıdır. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu yönde atılacak hüsnüniyetli her adımı desteklemeye hazır olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum."Türkiye Yüzyılı ile Türkiye'nin önüne yeni bir siyaset vizyonu koyduklarını anlatan Erdoğan, "Hayırda ve hizmette yarışırken millet merkezli bir anlayışla hareket edelim. Siyasi mücadeleyi yürütürken hep birlikte Türkiye eksenine bağlı kalalım." dediklerini kaydetti.Erdoğan, söz konusu vatanın bekası, ülkenin güvenliği, milletin birlik ve dirliği, devletin çıkarları olunca iktidarı ve muhalefetiyle farklılıkları bir tarafa bırakıp ortak paydada buluşulması gerektiğini söyledi. 21 yıllık iktidarları döneminde bu büyük mutabakatı sağlama yönünde sayısız adım attıklarının altını çizen Erdoğan, her seçim sonrasında kendilerine oy verenlerle birlikte, siyasi tercihi farklı yönde tezahür eden vatandaşlara da el uzattıklarını belirtti.-"Sahne önündekiler değişse de perde gerisindekiler hep aynı kaldı"Kampanya dönemlerinde maruz kaldıkları hakarete, haksızlığa, hukuksuzluğa, yalana, bühtana, siyasi rekabete sığmayan bel altı vuruşa rağmen gönül kapılarını tüm vatandaşlara sonuna kadar açtıklarını vurgulayan Erdoğan, özellikle siyaseti bir ikbal kapısı olarak gören çevrelerin anlamsız direnişiyle karşılaştıklarını dile getirdi.Bu çevrelerin ideolojik ön yargılarından bir türlü sıyrılamadığını, geçmişin yüklerini sırtlarından atamadığını söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Meselelere Türkiye merceğinden bir türlü bakamadılar. Milletin sandıkta verdiği mesajları bir türlü doğru okuyamadılar. Türk siyasetinin nereye evirildiğini bir türlü göremediler. Ülkemizde ve bölgemizde yaşanan gelişmeleri doğru analiz edemediler. 'Küçük olsun, benim olsun' mantığını bir türlü terk edemediler. Birkaç haftalık göz boyama şovlarından sonra eski kozlarına, eski söylemlerine, eski siyaset yapış tarzlarına geri döndüler. Bugüne kadarki tecrübelerimizin bize öğrettiği şudur; sahne önündekiler değişse de perde gerisindekiler hep aynı kaldı. Şahısların değişmesi asla ve asla bir zihniyet değişimine yol açmadı. Halkı mümeyyiz görmeyen, halka tepeden bakan faşist zihniyet, kabuk değiştirerek varlığını korumayı başardı.Üzülerek görüyoruz ki 28 Mayıs'tan sonra da aynısı tekerrür etti. Samimi bir öz eleştiri vermek yerine seçim yenilgisinin faturası yine millete çıkartılıyor. Suç, hata ve kabahat yine vatandaşta aranıyor. Depremzede kardeşlerimize yönelik hakaretlerin ardı arkası kesilmiyor. Oy vermediler diye kırsalda yaşayan vatandaşlarımız aşağılanıyor. Bize, partimize, bakanlarımıza ve Merkez Bankası Başkanımıza saldırmak suretiyle yaşanan hezimetin üstü kapatılmak isteniyor. Kimi kalemşorlar, ağızlarını her açtıklarında nefret kusmaya, millete ayar vermeye, sağa sola tehditler savurmaya devam ediyor. Problemin asıl kaynağını teşkil eden faşist zihniyetin sorgulanmasına asla izin verilmiyor."(Sürecek)