İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, yıpratıcı mücadele ortamında yüksek katma değerli ve rekabetçi bir üretim yapısına sahip olmak zorunda olunduğunu belirterek, bunun için yenilikçilik ve girişimciliğin yanı sıra üniversite-sanayi iş birliğinin de kritik önem taşıdığını bildirdi. İSO'dan yapılan açıklamaya göre, İSO Meclisi'nin mayıs ayı olağan toplantısı, "Yeni Bir Perspektifle Üniversite-Sanayi İşbirliğini Düşünmenin Üretim Hayatımız ve Ekonomik Gelişme Açısından Önemi" ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu'nda gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan'ın açılış konuşmasını yaparak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu toplantıda, Dr. Şeref Oğuz moderatörlüğünde, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu ve Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz'ın katılımıyla panel düzenlendi. Açıklamada toplantıdaki konuşmasına yer verilen Bahçıvan, İSO'nun eğitime ve üniversite-sanayi iş birliğine her zaman çok büyük değer verdiğini aktardı.
Bahçıvan, "Dünyadaki ekonomik rekabet, daha zorlu bir hale geldi. Bu yıpratıcı mücadele ortamında yüksek katma değerli ve rekabetçi bir üretim yapısına sahip olmak zorundayız. Bunun için yenilikçilik ve girişimciliğin yanı sıra üniversite-sanayi iş birliği de kritik önem taşıyor. Hepimize bu konuda büyük bir görev düşüyor. Daha fazla vakit kaybetme lüksümüz yok, artık somut adımlar atma zamanı. Devlet, üniversite ve biz sanayiciler el ele verip, var olan ezberleri bozarak eskisinden çok farklı yeni bir süreç başlatmalıyız." ifadelerini kullandı.- "Üniversite ve sanayinin iş yapma modelleri değişmeli"Bahçıvan, Dünya Bankası verilerine göre yüksek teknoloji yoğunluklu ürünlerin toplam imalat sanayi ihracatındaki payının Türkiye'de yüzde 3 olduğunu, buna karşılık bu oranın Malezya'da yüzde 52, Vietnam'da yüzde 42, Güney Kore'de yüzde 36, Çin ve İsrail'de ise yüzde 30 seviyesinde bulunduğunu bildirdi.Sanayinin rekabet üstünlüğü için küresel ölçekte düşünülmesi, özgün teknolojiler geliştirilmesi, gelişen teknolojilerin kullanılması ve katma değeri yüksek ürünler üretilmesinin artık bir zorunluluk olduğunu anlatan Bahçıvan, şunları kaydetti:"Bunu başarmanın en önemli yollarından biri de inovasyon zincirinin en önemli halkalarından biri olan üniversite-sanayi iş birliği. Üniversitelerde yürütülen bilimsel araştırmaların, geliştirilen teknolojilerin, yetişmiş insan gücünün ve girişimcilik yaklaşımının sanayiye transferi ile sanayinin AR-GE ve inovasyon süreçleri hızlanıyor. İnanıyoruz ki üniversiteler ile sanayimizin birbirini destekler nitelikte, etkin, verimli ve sürdürülebilir ilişkiler kurabilmesi, ülkemizin katma değerli üretim ve ihracat temelinde kalkınmasında büyük rol üstlenecek. Bunun gerçekleşebilmesi için üniversite ve sanayinin gelişen koşullar doğrultusunda iş yapma modellerinin de değişmesi gerekiyor."- "Birlikte yol haritası çıkarmalıyız"Erdal Bahçıvan, Türkiye'nin ve sanayinin endüstriyel dönüşüm dalgasına uyum sağlayabilmesi için STK, kamu, üniversite ve sanayi kuruluşlarının yol haritalarını birlikte çıkarmasının da kritik öneme sahip olduğunu kaydetti.Üniversite-sanayi iş birliğinin etkin şekilde çalışmasını sağlayan önemli unsurun iki taraf arasında ara yüz görevi gören STK çalışmaları olduğuna işaret eden Bahçıvan," İSO olarak bu ara yüz görevini yerine getirmeye çalışıyoruz. Öğrencilerin iş dünyası ile daha erken tanışmasına katkı sağlamak adına 'İSO Genç Araştırmacı Programı'nı hayata geçiriyoruz. Halen sanayi kuruluşlarımız ile öğrenciler arasında eşleştirme sürecini yürüttüğümüz bu program kapsamında, lisans son sınıf ya da yüksek lisans öğrencileri tez çalışmalarını sanayi kuruluşlarımızla birlikte gerçekleştirecekler. Bu süreci finansal olarak destekleyecek, böylelikle 'karşılıklı fayda' prensibinden de yola çıkarak üniversiteler ve sanayimiz arasında sürdürülebilir bağlar kurulması noktasında sürece katkı sağlayacağız." değerlendirmesinde bulundu.Bahçıvan, fakülte danışma kurullarının sanayiyle daha etkileşimli bir şekilde çalışmasını önemsediklerini ve uzun süreli staj modeli için de çalışmalar yürüteceklerini ifade etti. Dünya Ekonomik Forumu'nun yayınladığı "Mesleklerin Geleceği 2023" raporuna göre, gelecek dört yıl içinde her dört meslekten birine ihtiyacın giderek azalacağını, özellikle yapay zeka, sürdürülebilirlik, bilgi güvenliği, dijital dönüşüm alanındaki uzmanlığa duyulan ilgi ve ihtiyaç artarken, kimi mesleklerin iş sahasının giderek daralacağını belirten Bahçıvan, şöyle devam etti:
"Bu hızlı değişime uyum kaçınılmaz bir gerçek. Bu da üniversite ile sanayinin ne kadar yakın temas halinde olması gerektiğini ortaya koyuyor. Ülkemizde üniversite-sanayi iş birliği arzu edilen seviyede değil. Uluslararası endeksler de benzer verileri ortaya koyuyor. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) tarafından 2007'den beri açıklanan 'Küresel İnovasyon Endeksi'nin 'İnovasyon Bağlantıları' alt bileşeni, üniversite sanayi iş birliği parametresini de içeriyor. 2022'de Küresel İnovasyon Endeksinde 132 ülke içerisinde 37'nci sırada yer alan ülkemiz, 'İnovasyon Bağlantıları' alt bileşeninde 75. sırada yer alırken, 'Üniversite Sanayi İş Birliği' göstergesinde ise 2021'e göre 6 basamak gerileyerek 68. sırada yer aldı. İSO olarak üniversite-sanayi iş birliğinde rolümüzün ve sorumluluğumuzun bilinciyle farklı iş birliği modelleri ve destek mekanizmalarını kurgulamaya, sanayicilerimizle üniversitelerimizi buluşturmaya devam edeceğiz."
Bahçıvan, "Dünyadaki ekonomik rekabet, daha zorlu bir hale geldi. Bu yıpratıcı mücadele ortamında yüksek katma değerli ve rekabetçi bir üretim yapısına sahip olmak zorundayız. Bunun için yenilikçilik ve girişimciliğin yanı sıra üniversite-sanayi iş birliği de kritik önem taşıyor. Hepimize bu konuda büyük bir görev düşüyor. Daha fazla vakit kaybetme lüksümüz yok, artık somut adımlar atma zamanı. Devlet, üniversite ve biz sanayiciler el ele verip, var olan ezberleri bozarak eskisinden çok farklı yeni bir süreç başlatmalıyız." ifadelerini kullandı.- "Üniversite ve sanayinin iş yapma modelleri değişmeli"Bahçıvan, Dünya Bankası verilerine göre yüksek teknoloji yoğunluklu ürünlerin toplam imalat sanayi ihracatındaki payının Türkiye'de yüzde 3 olduğunu, buna karşılık bu oranın Malezya'da yüzde 52, Vietnam'da yüzde 42, Güney Kore'de yüzde 36, Çin ve İsrail'de ise yüzde 30 seviyesinde bulunduğunu bildirdi.Sanayinin rekabet üstünlüğü için küresel ölçekte düşünülmesi, özgün teknolojiler geliştirilmesi, gelişen teknolojilerin kullanılması ve katma değeri yüksek ürünler üretilmesinin artık bir zorunluluk olduğunu anlatan Bahçıvan, şunları kaydetti:"Bunu başarmanın en önemli yollarından biri de inovasyon zincirinin en önemli halkalarından biri olan üniversite-sanayi iş birliği. Üniversitelerde yürütülen bilimsel araştırmaların, geliştirilen teknolojilerin, yetişmiş insan gücünün ve girişimcilik yaklaşımının sanayiye transferi ile sanayinin AR-GE ve inovasyon süreçleri hızlanıyor. İnanıyoruz ki üniversiteler ile sanayimizin birbirini destekler nitelikte, etkin, verimli ve sürdürülebilir ilişkiler kurabilmesi, ülkemizin katma değerli üretim ve ihracat temelinde kalkınmasında büyük rol üstlenecek. Bunun gerçekleşebilmesi için üniversite ve sanayinin gelişen koşullar doğrultusunda iş yapma modellerinin de değişmesi gerekiyor."- "Birlikte yol haritası çıkarmalıyız"Erdal Bahçıvan, Türkiye'nin ve sanayinin endüstriyel dönüşüm dalgasına uyum sağlayabilmesi için STK, kamu, üniversite ve sanayi kuruluşlarının yol haritalarını birlikte çıkarmasının da kritik öneme sahip olduğunu kaydetti.Üniversite-sanayi iş birliğinin etkin şekilde çalışmasını sağlayan önemli unsurun iki taraf arasında ara yüz görevi gören STK çalışmaları olduğuna işaret eden Bahçıvan," İSO olarak bu ara yüz görevini yerine getirmeye çalışıyoruz. Öğrencilerin iş dünyası ile daha erken tanışmasına katkı sağlamak adına 'İSO Genç Araştırmacı Programı'nı hayata geçiriyoruz. Halen sanayi kuruluşlarımız ile öğrenciler arasında eşleştirme sürecini yürüttüğümüz bu program kapsamında, lisans son sınıf ya da yüksek lisans öğrencileri tez çalışmalarını sanayi kuruluşlarımızla birlikte gerçekleştirecekler. Bu süreci finansal olarak destekleyecek, böylelikle 'karşılıklı fayda' prensibinden de yola çıkarak üniversiteler ve sanayimiz arasında sürdürülebilir bağlar kurulması noktasında sürece katkı sağlayacağız." değerlendirmesinde bulundu.Bahçıvan, fakülte danışma kurullarının sanayiyle daha etkileşimli bir şekilde çalışmasını önemsediklerini ve uzun süreli staj modeli için de çalışmalar yürüteceklerini ifade etti. Dünya Ekonomik Forumu'nun yayınladığı "Mesleklerin Geleceği 2023" raporuna göre, gelecek dört yıl içinde her dört meslekten birine ihtiyacın giderek azalacağını, özellikle yapay zeka, sürdürülebilirlik, bilgi güvenliği, dijital dönüşüm alanındaki uzmanlığa duyulan ilgi ve ihtiyaç artarken, kimi mesleklerin iş sahasının giderek daralacağını belirten Bahçıvan, şöyle devam etti:
"Bu hızlı değişime uyum kaçınılmaz bir gerçek. Bu da üniversite ile sanayinin ne kadar yakın temas halinde olması gerektiğini ortaya koyuyor. Ülkemizde üniversite-sanayi iş birliği arzu edilen seviyede değil. Uluslararası endeksler de benzer verileri ortaya koyuyor. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) tarafından 2007'den beri açıklanan 'Küresel İnovasyon Endeksi'nin 'İnovasyon Bağlantıları' alt bileşeni, üniversite sanayi iş birliği parametresini de içeriyor. 2022'de Küresel İnovasyon Endeksinde 132 ülke içerisinde 37'nci sırada yer alan ülkemiz, 'İnovasyon Bağlantıları' alt bileşeninde 75. sırada yer alırken, 'Üniversite Sanayi İş Birliği' göstergesinde ise 2021'e göre 6 basamak gerileyerek 68. sırada yer aldı. İSO olarak üniversite-sanayi iş birliğinde rolümüzün ve sorumluluğumuzun bilinciyle farklı iş birliği modelleri ve destek mekanizmalarını kurgulamaya, sanayicilerimizle üniversitelerimizi buluşturmaya devam edeceğiz."