Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, dillerin söz varlıklarıyla gelişmişlik düzeyleri arasında ilişkinin olduğunu belirterek, "Yani dünyada dili gelişmiş kendisi geri kalmış bir medeniyet yoktur ve olamaz." dedi.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, (KSÜ) Türk Dil Kurumu ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı işbirliğiyle "Yazılışının 950. Yılında Uluslararası Divanu Lugati't-Türk Sempozyumu" gerçekleştirildi.Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, KSÜ Yunus Emre Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen programın açılışında, düzenlenen etkinliğin Türk dünyası için çok önemli olduğunu vurguladı.Mert, Divanu Lugati't-Türk'ün sadece bir kitap ya da sözlük değil ansiklopedik bir tarafının da olduğuna işaret ederek şunları kaydetti:"Lugatler, dili temsil kabiliyeti yüksekse, dilin söz varlığını büyük oranda yansıtabilir. Zaman içerisinde kültürün boşluğu soyut ve somut kavramları diller kelimelerle kodlar. Kelimeler yaşadığı sürece kültür aktarılır, kültür yaşadığı sürece dil yaşar. Bu ikisi birbirine bağlıdır asla ayrı düşünülemez. Dillerin söz varlığıyla gelişmişlik düzeyleri arasında ilişki vardır. Yani dünyada dili gelişmiş kendisi geri kalmış bir medeniyet yoktur ve olamaz. Aynı şekilde söz varlığı eğitimine ve yaşına göre geri kalmış kendisi donanımlı nitelikli bir birey de olamaz. Bu bireyler için de geçerli. Yani insanı insan yapan en temel özelliklerden biridir. O dönemde baktığımızda Kaşgarlı, 'Kullanılmayan kelimeleri almadım' der ama keşke alsaydı. 8 bin civarında madde başı var ama toplam şimdiki Türkçe söz varlığı 9 bin civarında o dönem için fevkalade."Eserin yazıldığı dönemin şartlarının tüm yönleriyle birlikte değerlendirildiğinde medeniyetin muhteşem bir noktaya ulaştığının görüldüğünü belirten Mert, söz konusu eserde kişi adları, boy adları, yer adları, tarihi bilgiler, coğrafya, Türk mitolojisi, Türk gelenekleri-görenekleri ve yemek kültürü gibi alanlarda da çok değerli bilgilerin günümüze kadar aktarıldığını kaydetti.Kahramanmaraş Valisi Mükerrem Ünlüer, Türk dillerinin en eski sözlüğü olma özelliği taşıyan söz konusu eserin yaklaşık 100 yıl önce ortaya çıkarıldığını anlatarak, "O günden bugüne çok mühim, çok yönlü incelemeler, çeviriler hazırlandı, yayımlandı. Bugünkü Türkçenin, bizim Türkçemizin ve bütün öteki Türkçelerin ana söz varlığını oluşturan bu eser aynı zamanda Türk düşünce tarzının, hayat tarzının da örnek cümleler, atasözleri, şiir parçaları arasına serpiştirildiği bir hazinedir." diye konuştu.KSÜ Rektörü Prof. Dr. Alptekin Yasım da Divanu Lugati't-Türk'ün 950 yıl önce Kaşgarlı Mahmud tarafından kaleme alınmış önemli bir şaheser olduğunu hatırlattı.UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öcal Oğuz da sunum eşliğinde Divanu Lugati't-Türk ile UNESCO arasındaki bağı anlattı.Programa, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Gemalmaz, Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Nesimi Vekili Dilcilik Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Nadir Memmedli, Azerbaycan Atatürk Merkezi Başkanı Prof. Dr. Nizami Caferov, Mirza Ulubek Özbekistan Milli Üniversitesi Özbek Klasik Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Khamidulla Baltabaev ile ilgililer katıldı.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, (KSÜ) Türk Dil Kurumu ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı işbirliğiyle "Yazılışının 950. Yılında Uluslararası Divanu Lugati't-Türk Sempozyumu" gerçekleştirildi.Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, KSÜ Yunus Emre Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen programın açılışında, düzenlenen etkinliğin Türk dünyası için çok önemli olduğunu vurguladı.Mert, Divanu Lugati't-Türk'ün sadece bir kitap ya da sözlük değil ansiklopedik bir tarafının da olduğuna işaret ederek şunları kaydetti:"Lugatler, dili temsil kabiliyeti yüksekse, dilin söz varlığını büyük oranda yansıtabilir. Zaman içerisinde kültürün boşluğu soyut ve somut kavramları diller kelimelerle kodlar. Kelimeler yaşadığı sürece kültür aktarılır, kültür yaşadığı sürece dil yaşar. Bu ikisi birbirine bağlıdır asla ayrı düşünülemez. Dillerin söz varlığıyla gelişmişlik düzeyleri arasında ilişki vardır. Yani dünyada dili gelişmiş kendisi geri kalmış bir medeniyet yoktur ve olamaz. Aynı şekilde söz varlığı eğitimine ve yaşına göre geri kalmış kendisi donanımlı nitelikli bir birey de olamaz. Bu bireyler için de geçerli. Yani insanı insan yapan en temel özelliklerden biridir. O dönemde baktığımızda Kaşgarlı, 'Kullanılmayan kelimeleri almadım' der ama keşke alsaydı. 8 bin civarında madde başı var ama toplam şimdiki Türkçe söz varlığı 9 bin civarında o dönem için fevkalade."Eserin yazıldığı dönemin şartlarının tüm yönleriyle birlikte değerlendirildiğinde medeniyetin muhteşem bir noktaya ulaştığının görüldüğünü belirten Mert, söz konusu eserde kişi adları, boy adları, yer adları, tarihi bilgiler, coğrafya, Türk mitolojisi, Türk gelenekleri-görenekleri ve yemek kültürü gibi alanlarda da çok değerli bilgilerin günümüze kadar aktarıldığını kaydetti.Kahramanmaraş Valisi Mükerrem Ünlüer, Türk dillerinin en eski sözlüğü olma özelliği taşıyan söz konusu eserin yaklaşık 100 yıl önce ortaya çıkarıldığını anlatarak, "O günden bugüne çok mühim, çok yönlü incelemeler, çeviriler hazırlandı, yayımlandı. Bugünkü Türkçenin, bizim Türkçemizin ve bütün öteki Türkçelerin ana söz varlığını oluşturan bu eser aynı zamanda Türk düşünce tarzının, hayat tarzının da örnek cümleler, atasözleri, şiir parçaları arasına serpiştirildiği bir hazinedir." diye konuştu.KSÜ Rektörü Prof. Dr. Alptekin Yasım da Divanu Lugati't-Türk'ün 950 yıl önce Kaşgarlı Mahmud tarafından kaleme alınmış önemli bir şaheser olduğunu hatırlattı.UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öcal Oğuz da sunum eşliğinde Divanu Lugati't-Türk ile UNESCO arasındaki bağı anlattı.Programa, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Gemalmaz, Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Nesimi Vekili Dilcilik Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Nadir Memmedli, Azerbaycan Atatürk Merkezi Başkanı Prof. Dr. Nizami Caferov, Mirza Ulubek Özbekistan Milli Üniversitesi Özbek Klasik Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Khamidulla Baltabaev ile ilgililer katıldı.