3 aylık bir süre için görevden alınan ve bu akşam yerel bir TV kanalında konuşan Kayseri OSB Başkanı Tahir Nursaçan’ın söyledikleri, ortaya attığı iddialar yenilir yutulur cinsten değil!
Nursaçan, program akışı sırasında “Kayseri Adliyesini ne hale çevirdiniz?” diye sık sık cümleler kurdu.
Siyaset, Ticaret, Yargı ilişkisine dair iddialarını anlatırken zorlanmadı. Belki tecrübesinden kaynaklanan bir rahatlık, aşinalık vardı? Olabilir mi? Bilmiyoruz…
Kayseri OSB yönetimi aleyhine karar vermeyi reddeden, soruşturmaya takipsizlik kararı veren savcının başına gelenleri, bir Cumhuriyet Savcısının nasıl tehdit edildiğini anlattı.
Bakanlıkların nasıl mesken tutulduğunu kimlerin aracı olduğunu imalı iddialar ile söyledi.
Daha önce Bakanlık yapan Kayseri Milletvekillerinden birini kast ederek, OSB’ne Sahip Çık Platformunun bakanlıklardan bu milletvekili sayesinde randevu aldığını ve aynı milletvekilinin kendisine “seninle karşı karşıya geliyoruz” dediğini ifade etti.
Bu Milletvekilini arada ağzından kaçıracak gibi olduğunda ismi yuttu.
O tariften yola çıkarak anladık ki Biz bu Milletvekilini bir dönem FETÖ davalarından hemen önce adliyeden çıkarken görüldüğüne dair iddialar üzerinden zaten tanıyorduk!
Eski Bakan Ruhsar Pekcan ile alakalı devleti dolandırdı iddialarına “günün piyasa koşulları” dediğini zaten biliyorduk.
Bugün anladık ki Kayseri’de makamı ile başka makam sahiplerini sözleri, etki alanı ve çevresi ile döven, yerin dibine sokan birileri var.
Tahir Nursaçan, ortaya attığı iddialarını ete kemiğe büründürmeden bizlerin bir şey söylemesi mümkün değil! Ete kemiğe büründürmesi gereken ise Biz gazetecilerin değil yargının görevi.
Şimdi soru şu;
Kayseri Cumhuriyet Savcılığı iddialar karşısında sessiz mi kalacak? Yoksa bir soruşturma açıp Nursaçan’ın iddialarının peşine mi düşecek.
Ortada Savcı cezalandırdığı iddia edilen bir durum varken Savcılığın sessiz kalması demek bu Siyaset, Ticaret ve Yargı sürecinde anlatılan her şeyin onaylanması, kabul edilmesi demek!
Allah muhafaza eğer gerçekse vay halimize…
Veselam.